Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Grup Toplantısında İYİ Parti'ye Geri Döndü

TAKİP ET

İYİ Parti'den istifa ederek Zafer Partisi'ni kuran Adana Milletvekili İsmail Koncuk, grup toplantısı ile İYİ Parti'ye döndü.

İYİ Parti'den istifa ederek Zafer Partisi'ni kuran isimler arasında yer alan Adana Milletvekili İsmail Koncuk, grup toplantısında yeniden İYİ Parti'ye katıldı. Koncuk'un rozetini Meral Akşener taktı.

FETÖ'nün tape kumpaslarına karşı durduğunu, Andımız'ın kaldırılmasına dava açan kişi olduğunu, Atatürk'ün adının devlet dairelerinden kaldırılmasına dava açan kişi olduğunu hatırlatan İsmail Koncuk, önemli olanın kurumsal yapı olduğunu belirterek "İYİ Parti ile, Sayın Genel Başkanımla ve sizlerle beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz inşallah" diye konuştu. Koncuk geri dönmesinde katkıları olan İYİ Partili milletvekillerine ve davet eden Genel Başkan Meral Akşener'e teşekkür etti.

Koncuk'un rozetini taktıktan sonra partiye yeni katılan Ahmet Zeki Üçok'a da teşekkür eden Akşener, eşini yanında getirmediği için Üçok'a sitem etti. 

Akşener konuşmasına geçtiğimiz hafta başarılar kazanan milli sporcularımıza teşekkür ederek başladı. İşitme engelli milli sporcularımızın Brezilya'da gerçekleşen 24. İşitme Engelliler Olimpiyatlarında 44 madalya kazanarak 3. olduklarını belirten Akşener, "Bu fevkalade önemli gurur tablosu için sporcularımızı tebrik ediyorum" diye konuştu.

Pençe-Kilit Operasyonu'nda 5 Türk evladının şehit olduğunu belirterek ailelerine başsağlığı dileyen Akşener, "Allah milletimizin güvenliği için göğsünü siper eden Mehmetçiklerimizi her türlü beladan korusun" dedi.

Abdülhamid ve İstibdat Tartışması

II. Abdülhamid üzerinden Erdoğan ve Bahçeli'nin kendilerine hakaretler ettiğini belriten Akşener, "Dillere destan şanlı tarihimize sahip çıkmanın da, tarihimizden ilham almanın da, tarihten ilham alarak siyaset dersi vermenin yolu ilk önce tarihi öğrenmekten geçer. Ama tarih keşke keşke Yunan galip gelseydi diyen meczup feslilerin hezeyanlarından öğrenilmez. Yalan yanlış danışman notlarından öğrenilmez. Tarih dizi sahnelerinden hiç öğrenilmez. Tarih okuyarak araştırarak öğrenilir. İşte bu yüzden Erdoğan tarih öğrenemiyor, çünkü kendisi okumayı hiç sevmiyor. Eline tutuşturulan notlar dışında bir şey bilmiyor" şeklinde konuştu.

Tarihe Erdoğan'ın aksine kişiler ve kavgalar üzerinden bakmadıklarını, değerler, sistemler ve sonuçlar üzerinden baktıklarını belirten Akşener, "Çünkü biz Abdülhamid Han'la değil, o günün şartlarındaki demokrasi rüzgarıyla ilgileniyoruz. Tarihin her döneminde milletimizin istibdada karşı koyduğu tavırla ilgileniyoruz. Tekleşmeye, tek adamlığa giden her yolu azimle kesmiş olan milli iradeyle ilgileniyoruz. Tayyip Erdoğan her nedense istibdat dönemiyle günümüz arasındaki benzerlikleri dile getirmemden çok rahatsız oldu. Abdülhamid Han'ı kendisine benzetmemi bir hakaret olarak algıladı. Yani Erdoğan'ı Abdülhamid'e benzetmek rahmetliye hakaretmiş. Haklı olabilir mi acaba?" diye sordu.

"Evet arkadaşlar, yanlış duymadınız. Erdoğan için rehber kabul ettiği, rol model aldığı ama nasıl vefat ettğini bile bilmediği Abdülhamid Han'ı kendisine benzetmek büyük bir hakaretmiş. Biz istibdada karşı koyan o ruhtan bahsederken değil Abdülhamid Han'a benzetirken hakaret etmişiz. Arkadaş en azından ne olduğunun farkında.

İstibdat bir olgudur. İnkar edilemez. Bu tarihsel bir hakarettir. Anlaşılan Erdoğan için istibdadın kendisi değil, istibdada kimin maruz kaldığı, kimin uyguladığı daha önemli. Kabileci zihniyet işte böyledir. Kendi uyguladığı zaman umursamaz, kendisi maruz kalınca avaz avaz bağırır. Halbuki istibdat göreceli değildir. Ya vardır ya da yoktur. Ya karşısındır ya da yanında. Eğer istibdada karşıysan söz Abdülhamid'e gelir. 1912'deki sopalı seçimlere de 1946'daki sandık baskısına da askeri vesayete de karşı olursun, 27 Mayıs darbesine de 12 Mart'a da 12 Eylül'e de 1909'daki darbe teşebbüsüne de karşı durursun 15 Temmuz 2016'dakine de. Yassıada Mahkemesi'ndeki adaletsizliğe de isyan edersin, tweet atan gençlerin Silivri'ye yollanmasına da. 28 Şubat'la da mücadele edersin Tayyip Erdoğan'ın partili istibdat rejimiyle mücadele edersin. 

Bahçeli'nin İttihatçılara Hakaretleri

Eğer istibdada karşıysan, hadi Atatürk'e zaten yabancısın ama en azından Namık Kemal'i, Ziya Gökalp'i bilmen gerekir. Mehmet Akif'i, Kazım Karabekir'i, Fevzi Çakmak'ı hatırlaman gerekir. Enver Paşa'yı, Talat Paşa'yı, Galip Hoca, Celal Bayar'ı anımsaman gerekir. Ali Fuat Cebesoy'u, Fethi Okyar'ı, Rauf Orbay'ı unutmaman gerekir. Elmalılı Hamdi Yazır'ı, Yusuf Akçura'yı, Ahmet Ağaoğlu'nu ıskalamaman gerekir. Bunun adı tutarlılıktır. Siyaset tutarlılık ister. 

Sen ve ortakların bilmez, hatırlamaz, unutursanız hatta bir de üstüne hem de Meclis kürsüsünde çıkıp onlara kanı bozuklar derseniz bu tutarsızlık olmaz, en hafif tabiriyle vefasızlık, vicdansızlık, terbiyesizlik olur.

Kaybedeceğini anlayan Erdoğan'ın çaresiz çırpınışlarını eğlenerek izliyoruz. Tazmanya canavarı edasıyla attığı hamasi tiratlarını gülerek izliyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki çok az kaldı.

Haddi kim bilecekmiş, hududu kim görecekmiş, milletimizin tokadını kim yiyecekmiş, hep birlikte göreceğiz. Erdoğan'ı şimdiden uyarıyorum: Bu saatten sonra 'Milletim beni affetsin'ler tutmaz, 'Ortağım beni kandırdı' edebiyatını da kimse yemez. Benden söylemesi, yenilgiyi şimdiden sindirmeye başlasan iyi edersin muhterem! Çünkü sandıkta başına gelecek hazin sonu görmemize çok az kaldı. 

İstibdat Gidecek, Hürriyet Kazanacak

Özgürlük, demokrasi diye diye geldin. 1909'un intikamı peşine düştün. Kalkınma, zenginlik dedin, 21. yüzyılın Duyun-ı Umumiyesi oldun. Milletin adamı diye milletin omuzlarında geldin, istibdadın adamı olarak milletin iradesiyle gidiyorsun. İşte o nedenle sen kendini parçalasan da, bağıra bağıra nutuk atsan da bizler aynı bizden öncekiler gibi istibdada dur demeye devam edeceğiz, yeter söz milletindir diyeceğiz, kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyeceğiz! Adalet diyeceğiz! Müsavat diyeceğiz! Meşveret diyeceğiz! Uhuvvet diyeceğiz! Ve en sonunda aynı dün olduğu gibi bugün de biz kazanacağız, millet kazanacak, istibdatçılar gidecek hürriyet kazanacak, kötüler gidecek iyiler kazanacak. Kimse merak etmesin, çok az kaldı.

Konuşmasının devamında Finlandiya ve İsveç'in NATO başvurusunu değerlendiren Akşener, iki ülkenin de diğer NATO ülkelerinin de terör örgütlerine karşı net tavır alması gerektiğini vurguladı. 

Finlandiya ve İsveç'in NATO Başvurusu

Bu kararın milli menfaatler gözetilerek verilmesi gerektiğini belirten Akşener, "Birincisi Avrupa'daki PKK varlığını sonlandırmak ve terör örgütünün Avrupa yapılanmasını çökertmek. İkincisi ise çarlık rüyaları gören Putin'in saldırgan Rusya'sına karşı Avrupa güvenliğini güçlendirmek" diye konuştu.

PKK'nın Ukrayna işgali başladığında yaptığı Putin yanlısı açıklamalarının Türkiye ile müttefiklerin PKK'ya karşı ortak bir zemin oluşturduğunu belirten Akşener, bunun ancak etkin diplomasiyle başarılabileceği kaydını da düştü.

"PKK terör örgütünün yaptığı, Putin'in işgal tezlerini destekleyen açıklamalar yıllarca Avrupa ülkelerinde sığınak bulan terör örgütünün Avrupa'nın soğuk savaştan bu yana yaşadığı en büyük güvenlik krizinde Putin'in yardakçılığına soyunduğunu gösterdi. Eğer İsveç ve Finlandiya Rusya tehdidini ciddiye alıyor ve NATO'ya üye olmak istiyorlarsa önce kendilerini kullanan ve ilk fırsatta sırtlarından bıçaklayacak olan PKK'ya karşı gerekli tepkiyi göstermeli ve topraklarından çıkarmalıdır. Bunu sadece iki ülke değil Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler de yapmalı ve Putin uzantılarından derhal kurtulmalıdır. Demokrasi, Putin'in çarlık rüyalarının propagandasını yapma özgürlüğü değildir."

Ayrıntılar geliyor...

adana milletvekili ismail koncuk iyi parti grup toplantısı döndü