Akdeniz Erbaş: Kırşehir'in Kanını Damarlarımda Taşıyorum, Ötüken Benim Mucurum, Mucur Benim Ötükenim

TAKİP ET

Akdeniz Erbaş, Kırşehir Haber Türk'e konuştu.

Orta Asya müzikleri ve türkülerle ün kazanan Akdeniz Erbaş, Kırşehir Haber Türk'e konuştu. 

"Bütün Türk boylarında çok kuvvetli musiki geleneği vardır ve ben şüphesiz en büyük sanatçıların yetiştiği Kırşehir’in kanını damarlarımda taşıyorum." diyen Erbaş, "Orta Asya Türk Müziği sanat süreciniz nasıl başladı? İcra ettiğiniz sanat ile Türk Halk Müziği ve Kırşehir özelinde nasıl bir bağ kuruyorsunuz?" sorusunda şu yanıtı verdi:

Orta Asya terimi yerine Türkistan’ı tercih ediyorum. Asırlarca bölgenin adı Türkistan idi. Genetiğinizde Kırşehirlilik varsa evvela Muharrem Ertaş emmim, Neşet emmim, Çekiç Ali gibi sanatçıları dinlemek farzdır. Bu sayede Orta Anadolu Türkmen geleneksel halk müziği hakkında bilgi sahibi olursunuz. Yabancı bir arkadaşınız sizden geleneksel bir müzik önerisi yapmanızı istediğinizde ne açarsınız? Tabii ki Neşet Ertaş. Ana tarafımın Kırım Tatarı olmasından mütevellit Türkiye dışında yaşayan Türklere her zaman ilgim vardı. Türk boylarının müziklerini araştırırken Sibirya’da yaşayan Altay Türklerinin müziklerini dinlemeye başladım. Bende uyandırdıkları his Muharrem emmimi dinlerken hissettiklerime çok benziyordu. Hala daha derim Ötüken benim Mucurum, Mucur benim Ötükenim diye. Daha sonrasında Türkmenistan Türkmenlerinin müziklerine ilgi duydum. Dutar denilen iki telli bir çalgı çalar Türkmenler, Altay'da da yine aynı iki telli çalgıya topşur derler. Hacı Bektaş’ta, ki eskiden Mucura bağlıydı Hacı Bektaş; dinlediğim semahlar, nefesler de bana bu tınıları hatırlattı. Bilhassa Bektaşi ve Alevi cemlerinde çalınan dede sazlarından bazıları şu an Nesimi düzeni diye de bilinen düzenle çalınır, bu da Altay’da, Kazakistan’da, Türkmenistan’da ve pek çok Türk boyunda destan anlatımlarında kullanılan iki telli topşurun, dombıranın, dutarın akort biçimidir. Abdal düzeni diye bilinen divan sazlarında kullanılan düzen ise Doğu Türkistan'daki Uygur kardeşlerimizin, Özbek Türklerinin kullandığı düzenden başkası değil. Bağlama 7 telli olmasına rağmen 3 telli bir çalgı gibi akort edilir. Bunu unutmamamız gerek. Bu benzerlikleri beni keşfetmeye iten şüphesiz Kırşehirli abdalların türküleridir. Bozlak kelimesi bile Kazak, Kırgız ve pek çok lehçede yaşamaya devam eder. Türkiye’deki Türk müziğinin diğer Türk boylarıyla alakalı olmadığını düşünenlerin hisleri zayıftır, kendilerini evvela Dadaloğlu akabinde de Mahtumkulu Firaki okumaya davet ederim. Şüphesiz tabii ki bu sergüzeştimde okuduğum bölümün, hocalarımın, halk edebiyatının çok faydası oldu. Kırşehirde rastladığınız herhangi bir geleneğe Altaylar'da rastlamak beni ziyadesiyle mutlu eden şeylerdendir. Hatta Mucur'da duyduğunuz bir kelimeye Sibirya destanlarında rastlamak kişinin özüyle oturup arabaşı yutup kımız içmesi gibidir.

akdeniz erbaş Kırşehir ötüken mucur