AKP'nin Seçim Öncesi Kaldırılacağını Vaat Ettiği 'Mülakat', Kaldırılmayacak Mı?

AKP'nin seçim öncesi beyannamesinde yer alan 'Mülakat kalkacak' vaadi, yapılan son sistem çalışmaları ve bakan açıklamaları sonrasında inandırıcılığını kaybetmiş bir vaziyette. Mülakat mağduru olarak atanamayan bir Türkçe öğretmeni ise mülakat sistemi sebebi ile yaşadıklarını TamgaTürk'e anlattı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs Genel Seçimleri öncesinde partisinin seçim beyannamesini açıklamış ve beyannamenin içerisinde 'Mülakat kaldırılacak' vaadi de yer almıştı. 

Erdoğan, mülakatın kaldırılacağını açıkladığı konuşmasında şu sözleri kullanmıştı:

''Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.''

'Mülakat Kalkmayacak, Mülakatlar Mülakat Gibi Olacak'

Genel Seçim öncesinde Erdoğan'ın vaadi atanamamış ya da yeni atanacak olan öğretmen adaylarını ne kadar heyecanlandırmış olsa da daha sonra AKP'li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in açıklamaları mülakat mağduru öğretmen adaylarının endişelerinin tekrar depreşmesine neden oldu. 

Bakan Tekin, Erdoğan'ın yaptığı bu açıklamanın öğretmenler için geçerli olmadığını açıkladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Şu an üzerinde çalışıyoruz ama şöyle bir projeksiyonumuz var. Öğretmenler, 3 kişiden oluşan bir jurinin karşında 45 dakikalık bir mülakata alınacak. Bu mülakatta kendisine sorulan konuyla ilgili konuşması ve anlatması istenecek. Ayrıca bu 45 dakikalık süre içeriğinde öğretmen adayı yazılı bir beyan da verecek. Tüm bu süreç kamera ile kayıt altına alınacak. Bu sayede hem torpil iddialarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz hem de adayların üniversitede öğrendiklerini ne kadar özümsediklerini ölçmek istiyoruz." 

'KPSS Puanı Yüzde 50, Mülakat Yüzde 50' 

Bakan Tekin'in, ''Mülakatlar, mülakat gibi olacak.'' açıklaması ile birlikte mülakat mağduru olan öğretmen adayları, AKP'nin seçim vaadinin gerçekleşmeyeceği hususunda umudunu yitirmeye başlarken daha sonra Tekin'den yeni sistem planı açıklaması geldi: KPSS puanı yüzde 50, mülakat yüzde 50.

Bakan Tekin, birkaç gün sonra yapmış olduğu bu açıklamasında yine mülakatın kalkmayacağı mesajını verirken daha sonra ise yeni sistem planları olan 'Yüzde 50' sistemini açıkladı. 

100 tam puanın 50'sinin KPSS, diğer 50'sinin ise mülakat olacağını açıklayan Tekin, şu şekilde konuşmuştu: 

''Şu anda öğretmenler yüzde 100 mülakat puanıyla atanıyor. Biz ise KPSS puanını yüzde 50, mülakatı yüzde 50 etkili olacak şekilde değiştirmek istiyoruz.

Her türlü iyileştirmeye ve yapıcı önerilere açığız. Kimin hangi komisyon üyesiyle karşılaşacağı önceden belli olmayacak. Komisyon üyeleri ve adaylar arasında gizlilik sağlanacak. ''

KPSS 1.'si Mülakatta Elenmişti

2021 yılında KPSS 1.'si olarak mülakata giren Sultan Fidan Pedük, mülakatta 55 puan alarak elenmiş ve mülakatın 'liyakatı' bir kez daha Türkiye gündemine oturmuştu. 

Pedük daha sonra sonucu sosyal medya hesabından paylaşmış ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı etiketleyerek "Hangi kıstasa göre elediniz?"  sorusunu sormuştu.

'Ana Dilimiz Türkçeyi En İyi Şekilde Öğrenmek ve Öğretmek İstiyordum'

Mülakat mağduru olarak hala atanamamış olan ve şu anda ücretli öğretmenlik yapan, ismini vermek istemeyen 26 yaşındaki bir Türkçe öğretmeni adayı sürecin başından sonuna kadar yaşadıklarını TamgaTürk'e anlattı.

''Ben atama bekleyen 26 yaşında bir Türkçe öğretmeniyim. Sizlere; mesleğimi yapmak isterken bu zorlu yolculuğun her adımında sistem tarafından önümüze nasıl engeller çıkarıldığından bahsedeceğim. 2015 yılında üniversite puanları açıklanacağı zaman çok heyecanlıydım, yeni hayatım için bir başlangıç, bir adım olacaktı… Puanlarımız açıklandı, iyi bir puan aldığımı gördüm ve bu puanı en doğru şekilde değerlendirecektim. Kendi Türk kimliğime değer verdiğim için onun tamamlayıcı parçası olan ana dilimiz Türkçeyi en iyi şekilde öğrenmek ve öğretmek istiyordum. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olan YTÜ’de 10 bin sıralama ile Türkçe öğretmenliği bölümünü kazandım.Üniversite okuyabilmek için Orta Anadolu’da bulunan memleketimden İstanbul’a geldim. Dört yıl Eğitim Fakültesinde değerli hocalarım tarafından binbir emekle Türkçe öğretmeni olarak yetiştirildim. Son sene stajımı yapıp üç üstünde ortalama ile mezun oldum. Mezun olduğum 2020 yılında 78,4 puan almama rağmen kontenjan yetersizliği nedeniyle o sene atanamadım ve bir ortaokulda, aynı işi yaptığımız normal öğretmenlerin maaşının üçte birini almak şartıyla ücretli öğretmenliğe başladım. Benim atanmam gerekirken mevcut öğretmen  açığı farklı bölüm mezunlarıyla( muhasebe, iktisat, sanat tarihi vs)dolduruldu. Yılmadım, ücretli öğretmenlik yaparken bir taraftan da umudumu kaybetmeden 2022 KPSS’ye hazırlandım. 2022 KPSS’de neler olduğu herkesin malûmudur. Sınavımızın iptal olması sebebiyle olumsuz etkilenerek sınavda istediğim başarıyı elde edemedim. Ben tekrardan umudumu kaybetmeyip masanın başına oturdum aynı zamanda da özel sektörde işe başladım. Bir taraftan özel sektörün yükü diğer taraftan 30’un üstünde derse hazırlandığımız KPSS… Sene içerisinde iki tane iş yeri değiştirdim. Benim gibi derece yapan öğretmen arkadaşlarımız da var. Onların durumu, benim durumumdan daha kötü...

'KYK Yurtlarında, Çadırlarda, Yetersiz Kaynaklarla Sınava Hazırlandılar'

Onlar depremden sonra acı kayıplarına rağmen hayata tutunup KYK yurtlarında, çadırlarda yetersiz kaynaklarlarla sınava hazırlandılar. Hepimizin emeği, çabası ölçülemez derecede büyüktür. Bütün bu olumsuz koşullara rağmen 2023’ün kavurucu sıcaklarının yaşandığı Temmuz ve Ağustos ayında üç farklı KPSS oturumuna girdik. İlk sınav Genel Yetenek Genel Kültür üzerineydi, ikinci sınav ise üniversitede aldığımız formasyon dersleri üzerineydi. Ağustos ayının kavurucu sıcağında ise derslerin başı sonu( müfredatı) belli olmayan Türkçe ÖABT sınavına girdim. 25 Ağustos’ta sınav sonuçları açıklandığında kendi alanımda 35 net ortalamasını ikiye katlayarak standart sapmanın 15 net üzerinde net yapıp 21 bin kişi içerisinde derece sıralaması yaptım. Bu sevincimi ailemle paylaştım, artık atanacağımı düşünüyordum ta ki 11 Eylül’de Sayın Bakanımızın yaptığı açıklamaya kadar…

'Bakan Tekin'in Açıklamarıyla Hepimiz Derinden Sarsıldık'

Sayın Cumhurbaşkanımızın bir mitinginde mülâkatın kaldırılacağını, eski Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in ise bir televizyon programında artık öğretmen atamalarının sadece KPSS puanıyla olacağını söylemesine rağmen yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin “Mülâkat gibi mülâkat yapacağız.” gibi açıklamalarıyla hepimiz derinden sarsıldık. Sayın Bakan, artık öğretmen alımlarındaki mülâkatta; 30 farklı ilde, 200-300 farklı komisyonla öğretmenlerin 45 dakika boyunca ders anlatacağı bir sistemi uygulayacağından bahsetti.Bu sistemde öğretmenin aldığı  KPSS puanının yüzde 50’si sözlü puanın yüzde 50’si etkili olacak şekilde atama puanı ortaya çıkacak. Atamalarda virgülden sonra  0.01 puanlar bile etkili iken sözlü sınavlarda puanımızın ve sıralamamızın değişeceği kaçınılmazdır. Bizler o zaman neden KPSS sınavına girdik, bilmiyoruz. Önceki Milli Eğitim Bakanlarının uyguladıkları  yuvarlama sisteminde adaylara puanlarının aynısı sözlü puan olarak veriliyor, böylece kimsenin hakkı yenilmiyordu. Şimdi ise 30 farklı il, 300 farklı komisyon… Öznelliği su götürmez bir gerçek olan insan faktörüyle  haksızlıkların önüne geçilemeyecek. Sıralaması aşırı geride olan birçok öğretmen adayı mülâkat için referans yarışına girdi. Bizlerin burada yaşadığı mağduriyet apaçık ortadadır: televizyonlarda mülakatın kaldırılacağı haberini görüp bu şekilde bir sistemle sınava girmeden önce karşılaşacağımızı bilmiyorduk.

'Sistemden Çıktıktan Sonra Ne İçin Ölçülüyoruz Hala?'

Sınava girdikten sonra KPSS puanlarımızın yarısının geçersiz olacağını öğrenmek hepimizi yıktı. 2016’da yaşanan KPSS haksızlıkları (80-90 alanlara 55 sözlü puanı verilmişti ve böylece tercih yapması engellenmişti.) 2021’de mülâkatlarda elenen 1700 kişi gözümüzün önünde bir kabus ânı gibi canlanıyor her ân. 11 Eylül’den itibaren artık ne 2. olan arkadaşımız, ne de 5.olan arkadaşımız rahat uyuyabiliyor. Ben şu an 83’e yakın KPSS  puanımla ücretli sınıf öğretmenliği yapıyorum. Kadrolu öğretmenle aynı işi yapmama rağmen geçen ay 5 bin 700 TL gibi bir ücret yatırıldı hesabıma. Ben sadece KPSS puanımla atanıp Türkçe öğretmenliği yapmak istiyorum. Onlarca uygulamadan, sınavdan, akademisyenlerin süzgecinden, stajdan, üç tane farklı KPSS oturumundan geçmişken yapılan 45 dakikalık mülâkat torpilin büyüklüğü dışında neyi ölçüyor bilmek istiyoruz. Yoksa MEB, ÖSYM’nin yaptığı sınavlara, YÖK’ün bizleri yetiştirdiği akademisyenlere güvenmiyor mu? Sistemden çıktıktan sonra ne için ölçülüyoruz hâlâ? Böyle belirsiz bir sistem içerisinde tek amacı Türkiye’nin yarınlarını inşa etmek olan, gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirmeyi düşünen biz öğretmenlere yer yok galiba.''