AKP'li Cumhurbaşkanı ve Rus Diktatörü Görüşmesinin Baş Başa Olmasını Türk Tarafı İstedi

TAKİP ET

AKP'li Cumhurbaşkanı ve Rus diktatörü arasındaki görüşme üzerindeki şüpheler büyüyor.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rus diktatörü Vladimir Putin arasında yapılan baş başa görüşme sonrasında usulen adet olduğu üzere ortak açıklama yapılmaması ve görüşmenin ana gündem maddelerinden olduğu bilinmesine karşın İdlib konusunda alınan kararlara ilişkin tatmin edici bir açıklama gelmemesi nedeniyle şüpheler büyüyor.

Erdoğan'ın daha önce de ABD Başkanı Joe Biden ile baş başa görüşmesi ve yanında hiçbir Türk diplomatın bulunmaması nedeniyle birçok şüphe doğmuş, Erdoğan'ın ABD'ye Afganistan'dan kaçan yasa dışı göçmenleri alma sözü verdiği iddia edilmişti.

Konuya ilişkin DW Türkçe'ye konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, "Diplomatik teamüllere uygun bir görüşme değil bu. Baş başa görüşmenin ardından ortak açıklama yapılmaması ya ortada gerçekten devlet gizliliğini gerektiren bir duruma işaret eder ya da öyle bir anlaşma, öyle bir pazarlık yapılmıştır ki iktidar bunu kamuoyundan gizler. İşte biz bu ikinci seçeneğe tanıklık ediyoruz" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı'nın Rus diktatörü Putin'e birçok taviz verdiğini ve bu tavizleri halka açıklamak yerine zamanla kabul ettirmek istediğini belirten Çeviköz, İdlib'de Türk askerlerinin bulunduğu noktaların Ruslar tarafından bombalandığını ve Türkiye'nin bu konuda hiçbir aksiyon alamadığını kaydetti.

Baş Başa Görüşme Rus Türk İlişkilerinde Bir İlk

Türk-Rus ilişkilerinde liderlerin baş başa görüşmesinin bir ilk olduğunu belirten eski Moskova Büyükelçisi İYİ Partili Aydın Sezgin, "Ruslar genelde bu yöntemi benimsemezler. Putin'in alışkanlığıdır; mutlaka görüşmelere yakın danışmanlarını, bakanlarını alır. Tarihte bir ilk değil ama üzerinde düşünülmesi gerekir. Ya gizlenecek birtakım hususlar var ya da pazarlıklar sürecek" diye konuştu.

Rusların İdlib konusunda saldırgan tutumunu sürdüreceğini belirten Sezgin, "Erdoğan ile Putin, geçici bir mutabakata varmış olabilirler. Bu mutabakata göre Türk askerleri kuzeye doğru çekilebilir. Ama bu mutabakatın da geçici olacağı unutulmamalı. İdlib'te Şam yönetiminin hakim olacağı günler yakın görünüyor" dedi.

Erdoğan'ın Biden ile görüşememesi sonrasında ABD'nin teröre destek verdiğini söylemesi ve ikili ilişkilerin gidişatını "Pek hayra alamet değil" şeklinde nitelemesini de eleştiren Sezgin, "Diplomatik tuhaflıklar, mantıksızlıklar birbirini izliyor. Türkiye'nin uzun süredir dış politikada yaşadığı savrulma kendini açıktan gösteriyor artık. Ve asıl bu savrulmanın sonu hiç hayra alamet değil" ifadelerini kullandı.

Baş Başa Görüşmeyi Türk Tarafı İstedi

Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmenin baş başa yapılmasını muhtemelen Türk tarafının istediğini belirten Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, "Erdoğan, Putin'le daha alttan alan bir dil kullandı görüşme öncesi. Putin'i sohbete çekmeye çalıştı. Suriye'de barışın Türkiye-Rusya ilişkilerine bağlı olduğunu söyledi. Ancak görüşme olumlu geçseydi mutlaka Türk tarafı konuşurdu da konuşurdu. Erdoğan sadece klasik başlıklar veriyor, o kadar. Demek ki Türkiye birçok ödün verdi" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan'ın doğrudan Brett McGurk'ü "PKK'nın yönetmeni" olarak nitelemesini değerlendiren Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen ise "Bir cumhurbaşkanı, bir ABD devlet görevlisini ismen eleştiriyor. Bu da diplomatik teamüllere aykırı" dedi.

Ülgen ayrıca "NATO müttefikliği yokmuş gibi Rusya'yla işbirliğinin özellikle savunma sanayisinde daha da derinleştirileceğine dönük hamle yapmak S-400'ün yarattığından daha büyük kriz yaratır. Türkiye'nin NATO bütününden ayrılıp da Rusya'nın ekosistemine geçmesi gibi bir düşünce, mutabakat Türkiye'nin kendi içinde de yok. Türkiye'nin Rusya'yla böyle bir yola girmesinin sarsıcı etki yaratacağı unutulmamalı" ifadelerini kullandı.

AKP'li Cumhurbaşkanı ve Rus Diktatörü Görüşmesinin Baş Başa Olmasını Türk Tarafı İstedi