Akşener: Artık Türkiye'de Modern Bir Devletten Bahsedilemez

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Cumhur İttifakı'nı ve AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi.

İYİ Parti Genel Başaknı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Mart hutbesinde Büyük Türk Başbuğu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün adını anmayışını sert sözlerle eleştiren Akşener, "Hutbelerde adını anmamak için adeta özel çaba harcanıyor. Gazi Mustafa Kemal'in adını anmamak her şeyden önce mukaddesatımıza aykırı değil mi, yazıklar olsun" dedi.

Erdoğan'ı "Bay Kriz" olarak anan Akşener, "Bay Kriz, proje görünümlü tezgahlar üzerinden, milyonlarca doları, rantın 5 atlısına, bir çırpıda ödüyor. Pandemide, vatandaşına iki yılda layık gördüğü nakit desteğin, kat be kat fazlasını, o rant çetesinin, tek bir üyesinin cebine, aynı gün koyuveriyor. İşte bizim karşı olduğumuz şey, bu soygundur. Bizim karşı olduğumuz şey, millet hazinesine el uzatılmasıdır. Bizim karşı olduğumuz şey, bu adaletsizlik, bu haksızlıktır" ifadelerini kullandı.

"200 Lira'cık'"

Erdoğan'ın "Milletin kesesinden 5 kuruş çıkmıyor" dediğini ancak Çanakkale Köprüsü'nün  açılışında kendisini yalanladığını belirten Akşener, "Köprünün geçiş ücretini 200 liracık olarak açıkladı. 'Vatandaş 200 liracık verecek ama üzerini de devlet olarak biz tamamlayacağız' dedi. Nihayet gerçeği kendi sesinden itiraf etti. Törene katılan vatandaşlarımız pahalı dese de, zamanında emeklilerimize zam yaparken "iki yüz' diye büyüttüğü rakamı köprü geçişinde '200 liracık' ilan etti. Vatandaşa verirken 'liraaaaa', vatandaştan alırken 'liracık'… Asgari ücrete zam yaparken 'liraaaa'; eşe, dosta, yandaşa dağıtırken, 5’li çetenin vergi borcunu silerken 'liracık'" diye konuştu.

"Artık Türkiye'de Modern Bir Devletten Bahsedemeyiz"

Vatandaşlarla dertleştiği Şile ve Aydın'da dinlediği sorunları dile getiren Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin bürokrasiyi alaşağı etme vaadini eleştirdi. "Maalesef artık bugün, Türkiye’de, ne modern bir devletten, ne de eşit vatandaşlıktan bahsedemeyiz. Bunun çok acı bir örneğine, geçtiğimiz günlerde Adana’da şahit olduk" diyen Akşener, "Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, başörtülü bacıları konusunda çok hassastır. Her fırsatta, başörtülü kadınlarımızın hakkından hukukundan bahseder. Biz sanıyorduk ki; Sayın Erdoğan için bu ülkenin tüm dindar kadınları birer kız kardeştir. Meğerse işin aslı öyle değilmiş… Meğerse; başörtülü olmak, dindar olmak, Müslüman olmak, Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için, yeterli bir kriter değilmiş. İşte biz Adana’da, tüm çarpıcılığıyla aslında bu gerçeği gördük" ifadelerini kullandı.

"Erdoğan'ın Bacısı Olmak İçin Başörtülü Olmak Değil Kendisine Tabi Olmak Gerekliymiş"

"Adana’da yaşananlar, bize gösterdi ki Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için başörtülü olmaktan önce, kendisine tabi olmak gerekliymiş" diyen Akşener, "Yani asıl mesele, dindar olmak değil, yandaş olmakmış. Başörtülü kadınlarımızın hukuku, Ak Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmış… Yani; 'Oyunu basarsan baş tacısın, itiraz edersen copu yersin'miş… Hey gidi hey… Yunus ne güzel söylemiş: 'Zulm ile abad olanın, ahiri berbad olur.' Bu ülkenin dindar kadınlarının, omuzlarında iktidara gelip, o kadınları, coplatarak iktidardan çekip gitmek… Şu ironiye bakar mısınız? Geçekten ibretli" şeklinde konuştu.

Erdoğan-Putin Benzetmesi: 'Despot'

Şahsi hırslarla devlet yönetenlerin ülkelerini getirdiği duruma Rusya'yı örnek gösteren Akşener, "Rusya’nın, tüm uluslararası hukuk normlarını hiçe sayarak, Ukrayna’ya yönelik, acımasız ve kanlı işgal girişimine bakalım. Putin’in, Çar olma hayali uğruna, Rusya’yı sürüklediği bataklığa bakalım. Kiev’in, 48 saat içinde düşmesini bekleyenler, neredeyse bir ayını dolduracak bir savaşın içindeler. Ukraynalılar, çok zor koşullarda gösterdikleri mücadeleyle; tüm dünyaya, iki temel tarihsel gerçeği hatırlatıyor" dedi ve şu ifadeleri kullandı:

"Birinci gerçek; saldırgan, maddi açıdan ne kadar güçlü olursa olsun, bağımsızlığa inanan ve bu uğurda mücadele eden bir milletin kaybetmesi mümkün değildir. Ukraynalıların mücadelesi Rusya’yı, her geçen gün batağa saplamaya devam ediyor. Bugün Ukrayna’da yaşanan şey işte budur.

"Devleti Kendiyle Eş Gören Bir Tiranlık..."

İkinci gerçek ise devleti kendiyle eş gören bir tiranlığın akıl ve uzmanlık gereken konularda mutlaka işleri batıracağıdır. Çünkü tiranların gerçeklik algıları bozuktur. Çünkü tiranlıklarda kimsenin gerçekleri söylemeye cesareti yoktur. Tiranların da zaten o gerçeklere ihtiyacı yoktur. Onların yalaka danışmanlara, partizan bürokratlara ihtiyaçları vardır. Bu yüzden de ne kendi milletlerine, ne de insanlığa, yarar sağladıkları görülmemiştir."

Rusya'yı onlarca yıl geri götüren Putin için "Despot" diyerek Erdoğan'a benzeten Akşener, "Âdeta dünyadan yalıtılmış, bir açık hava hapishanesine çevirdi. Binlerce insan, hayatını, işini ve memleketini kaybetti. Ne için? Bir kişinin Çar olma hayali için… Bugün Rusya’da, devlet aklının yerini, Putin’in ve etrafındaki oligark çetesinin menfaatleri aldı. Ve bugün Rus devleti, Putin ve arkadaşlarının elinde, her zamankinden daha güçsüz hâlde. Çünkü Rusya; bir despotun, kişisel paranoyasını, millî güvenlik; servetini koruma arzusunu da, ulusal çıkar olarak tanımladı. Günün sonunda, kaybeden de, Rus milleti ve Rus devleti oldu. Manzara size de bir yerlerden tanıdık geliyor mu?" diye sordu.

AKP'nin Neden Olduğu Suriyeli Sığınmacı Sorunu

Türkiye'de ciddi bir göç politikası sorunu olduğunu belirten Akşener, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın Suriyelilere ilişkin uyarıları sonrasında başlatılan soruşturmayı eleştirerek "Ancak Ak Parti iktidarı, her konuda yaptığı gibi, bu konuyu da, asıl bağlamından çıkartıp; milli menfaatlerimiz gibi, rasyonel bir eksen yerine, sığınmacı nefreti ve sığınmacı sevgisi gibi, duygusal bir eksenden konuşturmak istiyor. Her zaman olduğu gibi, bu konuda da, kendi beceriksizliğini örtbas etmek için, yine bir kutuplaştırma alanı oluşturup, sonra da, işin içinden, elini yıkayıp çıkmak istiyor. Yani, yapay bir vicdan maskesiyle, beceriksizliğini örtmeye çalışıyor" dedi.

"Sığınmacı Sorununun Tek Sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır"

AKP'nin Türkiye'ye sığınmacıları almasının Türkiye'nin demografik yapısını bozmayı amaçlayan bilinçli bir politika olduğunu belirten Akşener, "Kırım Sürgünü olmasaydı, Kırım'ın demografisi değiştirilmeseydi, Rusya bu bölgeyi ilhak edebilir miydi?Ancak AKP her konuda yaptığı gibi bu konuyu da sığınmacı sevgisi-sığınmacı nefreti gibi duygusal bir eksenden konuşturmak istiyor. Bunu da son derece bilinçli, taammüden, bilerek yapıyor. Kendi beceriksizliğini, kötülüğünü örtmek için kutuplaşma alanı oluşturup işin içinden çıkmak istiyor. Bunu o kadar ileriye götürüyor ki Hatay'ı geleceğine dair bir tehlikeye işaret eden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Lütfü Savaş'a soruşturma açıyor. Sığınmacıların bu ülkeye gelmesinin tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.

Lütfü Savaş'a Destek Çıktı

Lütfü Savaş'ın görevinin getirdiği sorumluluğu yerine getirdiğini vurgulayan Akşener, "Biz, sığınmacılara vicdansızlık edilmesini istemiyoruz. Sığınmacılara karşı kullanılan, ayrıştırıcı ve düşmanca dilin karşısındayız. Düşmanca söylemler, ırkçı eylemler, sorun çözmekten acizlerin yöntemidir. Böyle yaklaşımlar, sorunun çözümünü değil, iktidarın vicdan perdesinin arkasına gizlenmesini kolaylaştır. Bir tarafta, 'ensar' diye diye, ülkeyi yol geçen hanına döndüren, Sayın Erdoğan var" diye konuştu.

İsim Vermeden 'Zafer Partisi' Eleştirisi

Bunun karşısında da "yabancı düşmanlığını körükleyen bir orta çağ kafası" olduğunu belirten Akşener, "Bu iki kirli zihniyet, Türkiye’nin önüne iki seçecek sunuyorlar. Ya vicdanlı olup, armut gibi bekleyeceksin. Ya da vicdansız olup, sığınmacılara söveceksin. Türkiye sığınmacı sorununu, işte bu iki sığ düşünce etrafında tartışsın istiyorlar. İYİ Parti olarak biz, vicdanın ardına sığınıp, sorunu çözümsüz bırakacak kadar basiretsiz değiliz. Ancak sığınmacı düşmanlığı üzerinden, siyasi rant peşinde koşacak da değiliz. Biz, siyasi rant meraklılarınca Türkiye’ye dayatılan, bu sığ tartışma zeminini reddediyoruz. Burada asıl eleştirilmesi gereken; iktidarın göç politikası ve Türkiye’yi yarı sömürge hâline getirmeyi amaçladığı, çarpık stratejisidir.  Bu strateji rafa kalkmadan ve uygulanan göç politikası değiştirilmeden sonuç alamayız. Vicdan ile öfke arasına sıkıştırılmış bir tartışmanın, içine çekilmenin,manası da, milletimize herhangi bir faydası da yoktur" ifadelerini kullandı.

meral akşener iyi parti grup toplantısı türkiyede modern devletten bahsedilemez