Akşener'den Erdoğan'a: İnsan Rakibi de Olsa Muhatabında Biraz Zeka Arıyor Ama Maalesef Bulamıyoruz

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert sözlerle hedef aldı.

İYİ Parti Grup Toplantısı, eski AKP'li Milletvekili Turhan Çömez'in partiye katılımıyla başladı.

Grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Meral Akşener sözlerine "İYİ Parti iktidarına bir hafta daha yaklaştık" diye başladı.

Erdoğan'ın "saçmaladığını" söyleyen Akşener, Erdoğan'ın "Yoksulluğun olmayacağı bir ülkeyi biz yaparız" sözüne ilişkin "Fıkra bu kadar. Beş kere dinledim, aynen böyle dinledi. Bay Kriz krizi yolsuzluğu engellemenin hazırlığı içindeymiş, ne zaman? İktidarının 20. yılı biterken. İnsan rakibi de olsa insan muhataplarında biraz ciddiyet, biraz zeka arıyor ama maalesef bulamıyoruz. İnanın İYİ Parti olarak bu vasatlıktan çok muzdaribiz. Çözemezsin sayın Erdoğan çözemezsin çünkü rüşvet de yolsuzluk da bizzat senin eserin. Bir iktidarın 20 yılın sonunda böyle bir vaatte bulunması düpedüz aymazlıktır. Ülkede yolsuzluk ve rüşvet sorunu varsa sen 20 yıldır hiçbir şey yapmadığın için var" diye konuştu.

Akşener şu konuşmayı yaptı:

Erdoğan'a "Yolsuzluk" Cevabı

"Sayın Erdoğan, görevi çiftçiyi ayakta tutmak olan Ziraat Bankası'ndan kredi alıp tek kuruş ödemeden medya imparatorluğu satın alanlar var. Çözmek mi istiyorsun? Tek bir hareketin yeter. Mesela SPK üzerinden şirketleri haraca bağlayan vekil var. Çözmek mi istiyorsun? Bir talimatın yeter, al sana yolsuzluk çömez de görelim. Elini tutan mı var! Mesela eşine şirket kurdurup kendi bakanlığına dezenfektan satan kendi bakanın var hesap sorsana kardeşim. Çözmek mi istiyorsun? İşte sana fırsat. 

"Erdoğan, Hala Laf Kalabalığı Yapıyorsun"

Sayın Erdoğan, elinde türlü imkan var ama sen hâlâ laf kalabalığı yapıyorsun. Yalanlarınla çalınan minareye kılıf dikiyorsun. Senin işin minarenin yerinde kalmasını sağlamak. Neymiş? Yolsuzluğu engelleyecekmiş! Ben lafa değil icraata bakarım Sayın Erdoğan! Eğer zerre samimiysen biz sonuna kadar varız. Buyur, hodri meydan! Hatta sen hiç zahmet etme, yorulma! Ben buradan milletvekili arkadaşlarıma, Birol Aydemir'e, Ümit Özlale'ye Erhan Usta'ya ve -gıcıkların şahı- bütün milletvekillerine talimat veriyorum: Yolsuzlukla mücadele için yasa tekliflerinizi bir bir meclise getireceksiniz. Madem yolsuzluğu halletmeye niyetlisin, o zaman ne kadar samimisin görelim bakalım. Yine arazi olacaksanız olmaz... Onun için şimdiden uyarıyorum millete 'yolsuzluğu çözeceğim' diye vadedip yasa tekliflerimize hayır oyu veren yalancıdır, utanmazdır, yüzsüzdür.

"Sen Kendi Sözlerine İnanıyor musun?"

Biz senin sözlerine zaten inanmıyoruz da sen kendi sözlerine gerçekten inanıyor musun? Sen faizleri düşürürken bu bankalar kâr rekorlarını nasıl kırıyor sana zahmet onu da anlatsana. Hani çözümleri konuşalım diyorsun ya bak sana enflasyonu nasıl üşüreceğini tane tane özetleyeceğim. 

AKP iktidarının beceriksiz yönetim anlayışı hayatımızın her alanında derin yaralar açmaya devam ediyor. Hürriyetimize vurdukları prangaların ağır yükünü taşıyoruz. AK Parti iktidarı yüzünden Meclis'imiz milletimizin iradesine karşı yapılan büyük bir ayıba şahitlik ediyor. Utanç verici sansür  yasasının maddeleri maalesef birer birer geçiyor. Bu kahredici istibdat yasasına el kaldıran her bir kişiyi vekili oldukları aziz milletimizin vicdanına havale ediyor ve buradan açıkça ilan etmek istiyorum. Ne yaparsanız yapın hakikati yalanlarınızla değiştiremeyecek, bu milleti susturamayacak, sindiremeyeceksiniz. Ne yaparsanız yapın korkuyla yasaklarla baskıyla bu ülkeyi yönetemeyeceksiniz. Çünkü kaçırdığınız çok önemli bir gerçek var o da insanımızın ekmek kadar hürriyete de ihtiyacı olduğu gerçeği. Ne yazık ki AKP'nin devri iktidarında milletimiz bugün hem açlıkla hem de istibdatla sınanıyor. Hem hakaretle hem de iftirayla karşılaşıyor. 

"AKP, Türkiye Cumhuriyeti'ne Fethedilmesi Gereken Bir Ülke Gibi Baktı"

AKP'nin iktidarında bugün milletimiz hem açlıkla hem istibdatla sınanıyor! 20 yıl iktidarda kaldılar ama Türk devletinin kerim yönetim anlayışından nasip alamadılar. Bu kadim anlayışa göre vatandaşın devletten 3 beklentisi vardır; hak ve hürriyetin teminat altına alınması, sosyal adalet ve sosyal güvenliğin sağlanması, iç ve dış barışı sağlayan bir otorite oluşturması. AKP bu temel beklentileri sağlayamadı. Sağlamak için zerre niyeti olmadığını gösterdi. Bugün geldiğimiz noktada devlet milletten tecrit ediliyor. AKP iktidarı her zaman Türkiye Cumhuriyeti'ne fethedilmesi gereken bir ülke gibi baktı, bu ülkenin kendi ülkesi olduğunu unuttu. Kendisiyle aynı düşünmeyenler, terörist, vicdansız, şükürsüz oluyorlar. 

Sayın Erdoğan, saray hayatının şaşalı etkisiyle birlikte kendi vatandaşını hesap vermesi gereken, söz dinlemesi gereken, susması gereken bir teba olarak görmeye başladı. Kimse tarihin her döneminde aziz olan Türk milletinden bir teba çıkaramadı, çıkaramayacak.

"Bu Utanç Erdoğan'a Yetti mi? Yetmedi"

Sırf karşı mahalleden gördüğü için bu milletin annelerine ablalarına sürtük dedi. Peki, tüm bu utanç sayın Erdoğan'a yetti mi? Maalesef yetmedi. Kadınların omuzlarında yükselen cumhuriyetimizi kadınların namusuna dil uzatarak ezmeye çalışan Sayın Erdoğan bu kez de yeni, düşman kuvvet olan cumhuriyetin esas sahibi siz gençlerimizi çekti. Zaten şimdiye kadar gençlerimizin beklentilerini hiç anlayamamıştı. Onların taleplerini hiç görememişti. Burada bir parantez açmak isterim andımız kaldırıldı bu ülkede. Ben öğretmenlikten geliyorum. O andımızın çocuklarımıza okutulmasının nasıl bir ruh hali o ilkokuldan itibaren yarattığını biliriz değil mi? Kaldırıldı.

Bu ülkede çıt çıkmadı. Sayın Koncuk gitti mahkemeye verdi sonuçta mahkeme bu kararı bozdu. İşte İYİ Parti'nin vekillerinin en büyük özelliği budur. Haksızlık karşısında dururlar bu ülkenin birlik beraberliğine yapılan saldırıların karşısında dururlar. Bütün arkadaşlarıma tek tek teşekkür ediyorum. Özgürlük istiyorlar diye çapulcu demişti haklarını arıyorlar diye  gençlere terörist demişti, iş bulamıyorlar diye şımarık demişti. Şimdi de 20 yıldır  yönettiği Türkiye'de nefes alamadıkları için gençlerimizi 'süfli' yani aşağılık heveslerin peşinden gitmekle suçluyor.  Şimdi sizlere bir video izletmek istiyorum. Sayın Erdoğan'ın aşağılık heveslere kapılmakla suçladığı yurt dışında yaşayan bir gencimizden mesaj var."

18 Yaşındaki Genç Londra'dan Seslendi

18 yaşındaki Efe Ferah'ın video mesajı:

"Londa'dan hepinize merhaba. 18 yaşındayım. Babam polis memuru, annem ise ameliyathane hemşiresiydi. Babam emeklilik yaşı geldiği gün emekliye ayrıldı. Annem ise istifa etti. Bana ve kardeşime güvenli bir gelecek hazırlamak için her şeylerini bırakıp İngiltere'ye göç ettiler.

Kardeşim şu anda orta okulda okuyor. Ben de üniversite hazırlık sınıfındayım. Hayalim, bilgisayar mühendisi olmak. Öncelikle bize söz hakkı verdiği için Sayın Meral Akşener'e teşekkür ediyorum. Umarım siyasi yolculuğunda başarılı olur. Türkiye yeniden yaşanabilir bir ülke olur ve bizler de çok sevdiğimiz ülkemize döneriz.

"Asıl Süfli Emellere Sahip Olanlar Ülkeyi Soyan, Bizim Hayallerimizi Çalanlardır"

Sizin aracılığınızla Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'a bir mesaj iletmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde kendisi yurt dışına gidenlere 'Daha iyi arabaya binmek, daha iyi telefon kullanmak ve müzikallere gitmek gibi süfli emellerle yurt dışına gidiyorlar' dedi. Çok yazık. Bir cumhurbaşkanının bu sözleri söylemesini büyük bir üzüntüyle karşıladım.

Ne araba ne telefon ne de müzikal için gelmedik buralara. Geleceğimizden korktuğumuz için geldik. Umudumuzu kaybettiğimiz için geldik. Değer görmediğimiz için geldik. Hayal kuramadığımız için geldik. Biz sadece insanca yaşamak, güven içinde, huzur içinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Başka bir şey değil.

"İlk Oyum İyi İnsanlara, Meral Anne'ye"

Biz gemicik peşinde olmadık. Annemiz, babamız rant, ihale peşinde olmadı. Asıl süfli emellere sahip olanlar ülkeyi soyan, bizim hayallerimizi çalanlardır. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı 'İlk oyum Erdoğan'a' diye bir kampanya başlatmış. Ben de şimdi onun hayallerini yıkayım. Benim ilk oyum iyi insanlara, Meral Anne'ye olacak. Hayallerimizi geri kazanmaya az kaldı. Hepinize Londra'dan çok selam gönderiyorum."

Akşener, konuşmasına şöyle devam etti:

Akşener'den Erdoğan'a "Kibir" Eleştirisi

"Sayın Erdoğan bak ben sana söyleyeyim gençlerimizin hevesleri hiç de aşağılık değil ama sen gözünü bürüyen kibir yüzünden önünü göremez olmuşsun. Kendini o kadar sevmişsin ki bu vatanın evlatlarına duyduğun sevgiyi kaybetmişsin. Gençlerimiz öz vatanlarını keyfinden terk etmiyor. Yeterince çalışırsam başarırım inancını kaybettikleri için gitmek istiyorlar. Eğitimden sosyal hayata hiçbir alanda mutlu olamadıkları için gitmek istiyorlar. Adeta bir açık hava hapishanesine mahkum edildikleri için gitmek istiyorlar. Dünyadaki akranları hayatlarını doyasıya yaşarken kendi harçlıklarını biriktirip ülke ülke gezebilirken, bir araba almak için devlete üç araba almak gerekmezken, ilk işlerine girer girmez kendi evlerine çıkabilirken, Türk gencinin kaderi ona reva gördüğünüz 10 metrekarelik odasında kara kara düşünüp YouTube'dan yabancı akranlarının mutlu hayatlarını izlemek midir?

"Tut ki Lüks Olsun, Türk Genci En İyisini Hak Etmiyor mu?"

Sizin gözünüzde Türk gencinin bir Amerikan genci kadar değeri yok mudur? Senin lüks şımarıklık saydığın şeyler süfli diyerek horladığın mutlu ve huzurlu bir hayata dair talepler gençlerimizin en temel ihtiyaçları... Ayrıca tut ki lüks olsun, Türk genci her şeyin en iyisini hak etmiyor mu? Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak çıkıp kendi gencine aşağılık dedin ya, sana yazıklar olsun! Cumhuriyetimizin ve devletimizin kurucu gücü ve ebedi koruyucusu olan gençlere her şeyi fazla gören bu zavallı zihniyete yazıklar olsun. Milletine sövmeye utanmayan bu yönetim anlayışına yazıklar olsun. AKP iktidarının Türkiye'ye vereceği hiçbir şey kalmadı. 

"Toparlanın, Hiçbir Yere Gitmiyoruz"

Cumhuriyetimizin o zor günlerinde gençlerini okuyup vatanlarına hizmet etsinler diye 'sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum alevler olarak geri dönmelisiniz' diyen bir cumhuriyet  vardı. Ne yazık ki bugün milletin birikimleriyle okuyup en iyi okullardan mezun olan gençlerimizi içeri tıkmak için her bahaneye başvuran, hapsedemediklerinin de vatanlarından gitmesi için uğraşan devlet postuna bürünmüş zavallılar var. Ancak nasıl ki o gün dünyanın sessizliği karşısında Türkiye'de konuşan, savunan ve inanan bir cumhuriyet nesli çıktıysa, bugün de dünyanın Z kuşağı dediği, ama aslında Türkiye'de 100 yıl sonra yeniden ortaya çıkan bir cumhuriyet nesli var. Selam olsun her birine. 

Sevgili gençler şimdi bana diyorlar ki sen bu gençlere ne vadediyorsun? Ben size haklı ve gerçek bir itirazı vadediyorum. Çünkü itiraz hakkı olmayan bir milletin yok olmaya mahkum olduğunu ben ve arkadaşlarım çok iyi biliyoruz. çünkü itirazın kurutuluşa giden ilk adım olduğunu  biz 1919 ruhundan biliyoruz. Bu eğri düzenin hayatınızda ne kadar derin yaralar açtığını biliyoruz. İnadına Türkiye’den gitmeyin inadına, inadına vatanınızda kalın, inadına birlikte itiraz edelim, gelin birlikte mücadele edelim. Gelin kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet diyelim. Bilin ki benim tek bir dileğim var bu memlekete hizmet etme amacımın daha da ötesinde ahirette hesap verebilmek istiyorum, son ana kadar elimden geleni yaptım diyebilmek istiyorum. Toparlanın hiçbir yere gitmiyoruz birlikte itiraz ediyoruz!"

akşener erdoğan iyi parti grup toplantısı insan rakibi de olsa muhatabında biraz zeka arıyor ama maalesef bulamıyoruz