Ankara'da 9 Aralık Uygur Soykırım Günü İçin Basın Toplantısı Düzenlendi

TAKİP ET

Doğu Türkistan'da soykırım devam ediyor.

Doğu Türkistan'da soykırım devam ederken Uygur teşkilatları, 9 Aralık Uygur Soykırım Günü münasebetiyle Ankara'da ortak basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasına Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı ve Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem, Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü ve Ankara Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkin Emet, Doğu Türkistan Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Hayrullah Tümtürk, Dünya Uygur Kurultayı Vakfı Başkanı Abdureşit Abdulhamit, Uygur Araştırma Enstitüsü Başkan Yardımcısı Abdülkerim Buğra, Prof. Dr. Alimcan İnayet ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

Üç Uygur Teşkilatın ortak basın açıklaması şu şekilde:

"Doğu Türkistan’da Çin, özellikle Türk Müslüman halklara uygula geldiği asimilasyon politikasını 2016 yılından itibaren , sözde mesleki beceri eğitim merkezleri yalanı ile aleni toplama kampları inşa ederek 1 ila 3 milyon Uygur, Kazak ve diğer Müslüman Türk halkı kamplarda olacak şekilde dönüşümlü olarak tutmakta ve hala devam etmektedir. Kamplara kapatılanlar arasında çok sayıda Uygur bilim insanı, üniversite hocaları, doktorlar, yazarlar, din adamları, memurlar, yöneticiler, sanatçılar, sporcular, iş insanları, esnaflar, öğrenciler ve çiftçiler bulunmaktadır. Kamplar ile ilgili değişik ülkelerde faaliyet yürütmekte olan Doğu Türkistan & Uygur teşkilatları bununla ilgili açıklamalarda bulunmuş ve uluslararası kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmış olsa da ta ki 2018 yılında ABD hükümet yetkilileri ve uluslararası medyalar tarafından kamplarla ilgili açıklama ve haberler  yayınlanana kadar Çin, kampları inkar etmiş daha sonra bu tesislerin kamp değil mesleki beceri geliştirme merkezleri, radikal ideolojileri dönüştürme merkezleri olduğu yalanını söylemek zorunda kalmıştır ( Kampa atılanların profili Çin’in yalanını açıkça göstermektedir). Çin’in buradaki uygulamaları insanlık dışıdır. Hukuki açıdan hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır.

Çin’in Doğu Türkistan’daki bu uygulamaları asla kabul edilebilir değildir. Bu duruma karşı Doğu Türkistanlıların uluslararası sahnedeki en itibarlı siyasi örgütü olan Dünya Uygur Kurultayı(DUK) yapılabilecekler hususunda hukukçular ve akademisyenlerin görüşlerini almış ve Sn. Dolkun İsa, Haziran 2020’de ünlü yargıç Sir Geoffrey Nice QC’den Uygurlara karşı sistematik olarak devam etmekte olan vahşet ve olası bir soykırımı araştırmak adına bağımsız bir halk mahkemesi kurmasını ve yönetmesini resmi olarak talep etmiş ve 3 eylül 2020 tarihinde Bağımsız Halk Mahkemesi (Uyghur Tribunal) Londra’da kurulmuştur. 15 ay süren yargılama sürecinde binlerce sayfa evrak incelenmiş, 70’ten fazla tanık Haziran 2021’de 4 gün, Eylül 202’de 4 gün ve Kasım 2021’de 1 oturum olmak üzere mağdurlar, tanıklar ve araştırmacılar dinlenmiştir. Mahkemenin tüm yargılama süreci tamamen bağımsız bir şekilde uluslararası yargılama kurallarına uygun olarak kamuya açık bir şekilde cereyan etmiştir.  Nihai olarak mahkeme 9 Aralık 2021 tarihinde kararını açıklamış  “Çin’in, Doğu Türkistan’da Uygur, Kazak ve diğer Müslüman halklara karşı soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekte olduğu” hükmüne varmıştır. Mahkeme kararının açıklandığı 9 Aralık, Uygur soykırımının tanınması ve kurbanları anma günü olarak hatırlanması amacıyla, Dünya Uygur Kurultayı Reisi Sn. Dolkun İsa tarafından “9 Aralık Uygur Soykırım Günü” olarak ilan edilmiştir. 

Bugüne kadar Avrupa parlamentosu ve 10’dan fazla devletin hükümet veya parlamentoları Çin’in Uygur ve diğer Müslüman Türk halklarına karşı uyguladığı politikalarının insanlığa karşı ve soykırım olduğunu kabul etmiştir. BM de Uygur meselesi artık daha ciddi ele alınan mesele olmaktadır. Neredeyse dünya devletleri Doğu Türkistan’ı destekleyen veya Çin’i destekleyen diye ikiye ayrılmış durumdadır. Özellikle BM İnsan Hakları Konseyinde durum daha da belirgindir. Karar alma süreçlerinde ne yazık ki konseye üye çoğu Müslüman ülke Çin’in tarafında yer almaktadır. Çin’in Uygur ve diğer halklara karşı uygulamalarının hiçbir hukuk normlarına uygun olmadığı zaten bilinen bir realitedir. Herhangi bir olaya karşı davranışlarının asgarisi ve maksimumu bulunmayan ÇKP ve aveneleri hiçbir ahlaki değer gözetmeksizin insanlık dışı davranışlarla müdahale etmektedir (Sıfır Kovid Politikası göz önümüzdeki en taze örneklerdendir). Her şey keyfi olarak insan hayatı, haysiyeti, gururu, namusu hiçe sayılarak sürdürülmektedir.

Biz Doğu Türkistan Uygur teşkilatları olarak “9 Aralık Uygur Soykırım Günü”  münasebetiyle devam eden soykırımın durdurulmasıyla ilgili uluslararası kuruluşları, devletleri ve liderleri Çin’den hesap sorulması konusunda harekete geçmeye, siyasi , ekonomik, ticari ve askeri ilişkilerde 9 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Kurulu tarafından kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesindeki sorumluluklarını yerine getirmeye ayrıca 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtilen hakların neredeyse tamamından mahrum bırakılmaya çalışılan bu insanlara karşı sorumlu, hakkaniyetli, vicdanlı olmaya ve savunulduğu değerlere sahip çıkmaya çağırıyoruz. Uygur mültecilere her konuda destek olunmasını insan haklarını, özgürlükleri, hukuku ve adaleti savunan tüm devlet ve STK’lardan talep ediyoruz. Doğu Türkistan’daki durum bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaran sebep bellidir. Sebep ortadan kalkmadan sonucu değiştiremeyiz. Onun içindir ki bütün uğraşlarımız ve mücadelemiz siyasi geleceğimizi belirleme hakkını elde etmek içindir. Bunu yapabiliriz ancak ve ancak siz dostlarımızın destek ve yardımlarıyla."

9 aralık uygur soykırım günü ankara doğu türkistan erkin ekrem erkin emet