Araştırma: Çin, Ailesi Sürgünde Olan Doğu Türkistanlı Çocukları Toplama Kamplarına Alıyor
Uluslararası Af Örgütü'nün yayımladığı araştırmaya göre, Çin, ailesi sürgünde olan Doğu Türkistanlı çocukları toplama kamplarına alıyor.
Uluslararası Af Örgütü'nün yayımladığı araştırmaya göre, Doğu Türkistan'da insanlık dışı politikalarına devam eden Çin'in, vatanlarına dönemedikleri için dünyanın çeşitli yerlerinde sürgünde olan Doğu Türkistanlı ailelerin çocuklarını toplama kamplarına aldığı anlaşıldı.
Af Örgütü, yaşları değişiklik gösteren ve bazıları daha beş yaşında olan çocuklarıyla tamamen bağlantısı kesilen ve kendileri de "yeniden eğitim" adı verilen toplama kamplarına gönderilme tehdidi nedeniyle Çin'e dönemeyen ebeveynlerle konuştu.
16 sayfalık raporda, Avustralya, Kanada, İtalya, Hollanda, Türkiye ve daha pek çok farklı ülkede yaşayan Uygur ailelerin, Uygurlara ve diğer Müslüman azınlık gruplarına yönelik baskıların yoğunlaşmaya başladığı sırada vatanlarından ayrılırken çocuklarının kendilerinden koparılacağını tahmin etmediği vurgulandı.
2016 yılında vatanlarını terk etmek zorunda kalarak İtalya'ya yerleşen bir ailenin aktardığına göre, dört çocuklarını geçici olarak büyükanne ve büyükbabalarının bakımına bıraktılar ancak kısa süre sonra büyükanne, polis tarafından toplama kampına alındı. En küçük çocukları yetim kampına gönderilirken, diğer çocukları sıkı gözetim altında yatılı bir okula gönderildi. Diğer akrabalarının çocuklarına bakmaya cesaret edemediğini ve toplama kamplarına atılmaktan korktuğunu anlatan aile, "Artık çocuklarım Çin hükumetinin elinde ve hayatım boyunca onlarla tekrar görüşebileceğimden emin değilim. En çok acı veren şey, çocuklarıma sanki artık ebeveynleri yokmuş gibi; sanki biz vefat etmişiz ve onlar öksüz kalmışlar gibi davranılması" şeklinde konuştu.
Çocuklarından Haber Alamıyorlar
Türkiye'de yaşayan başka bir acılı ailenin aktardığına göre ise 2016 yılının sonlarında Türkiye'ye geldiler ve henüz seyahat belgeleri olmadığı için beş ve altı yaşlarındaki iki çocuğunu büyükanne ve büyükbabalarına bıraktılar. Daha sonra yakınlarının kamplara götürüldüğünü öğrenen aile, o zamandan beri çocukları hakkında hiçbir haber alamadılar. Acılı baba, Af Örgütü'ne yaptığı açıklamada "Son 1.594 gündür kızlarımızın sesini duymadık. Karım ve ben sadece geceleri ağlıyoruz, üzüntümüzü burada bizimle olan diğer çocuklarımızdan saklamaya çalışıyoruz" diyerek acısını anlattı.
Uluslararası Af Örgütü Çin Araştırmacısı Alkan Akad, yaptığı açıklamada "Konuştuğumuz ebeveynlerin yürek burkan ifadeleri, çocuklarından ayrılan Uygur ailelerinin çektiği acıların yalnızca yüzeyini çiziyor. Çin'in Sincan'daki acımasız kitlesel gözaltı kampanyası, ayrılmış aileleri imkansız bir duruma soktu. Çocukların ayrılmalarına izin verilmiyor ancak ebeveynleri, onlara bakmak için eve dönmeye çalışırlarsa zulüm ve keyfi gözaltına alınma tehdidi ile karşı karşıya. Denizaşırı ülkelerdeki Uygurlar, Çin'deki akrabalarının zarar görmesinden korktukları için kendilerine ve ailelerine yönelik insan hakları ihlalleri hakkında açıkça konuşmaktan çekiniyorlar. Tüm bu zorluklara rağmen, bu ebeveynler, çocuklarıyla yeniden bir araya gelmelerine yardımcı olacağı umuduyla hikayelerini halka açık bir şekilde paylaşmaya karar verdiler. Doğu Türkistan'daki aile dramı, Çin’in Uygurları ve diğer Müslüman etnik grupları 'terörizmle mücadele' adı altında kontrol etme ve aşılama çabalarının insanlık dışılığını gözler önüne seriyor. Çin, azınlıkların ülkeyi özgürce terk etme ve geri dönme haklarını kısıtlayan önlemlere son vermelidir. Tüm siyasi 'yeniden eğitim kamplarını' kapatmalı ve tutukluları derhal, koşulsuz ve önyargısız olarak serbest bırakmalıdır" şeklinde konuştu.