Arınç'tan Erdoğan'ı Kızdıracak Açıklama! "İhanet Kelimesi Öyle Gelişigüzel Kullanılmaz"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, Haber Global kanalında 'Jülide Ateş'le 40' programına konuk oldu

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, Haber Global kanalında 'Jülide Ateş'le 40' programına konuk oldu. Arınç'ın eski ABB Başkanı Melih Gökçek hakkındaki açıklamaları kısa sürede gündem olurken AKP lideri Erdoğan'ın hedef aldığı yeni partilerin liderleri için söyledikleri gözden kaçtı. Arınç, programda "Akşener, Babacan ve Davutoğlu Sayın Erdoğan'a ihanet mi etti" şeklindeki soruya "Hayır. Buna hain diyenler bu partilerin kurulmasına giden süreçte sürekli bu tür çirkin sözlerle ve yaklaşımlarla bu insanları partiden uzaklaştırmaya çalışanlardır. İhanet kelimesi öyle gelişi güzel kullanılmaz. Bu kadar çok kullanılırsa tükenir" yanıtını verdi. Hatırlanacağı üzere partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart'a giden süreçte partiden ayrılması netleşen eski Başbakan Davutoğlu ve eski Bakan Babacan için "Bazı yola beraber çıktığımız arkadaşlarımız maalesef yola çıkarken onlara makam mevki verirken her şey iyi güzeldi ama öyle anlar geldi ki 'Gel biraz da sen dinlen buraya bir başkasını koyalım' dediğimizde bir de bakıyorsunuz ki bizim trenden inip başka bir trene biniyorlar. Bugün bize ihanet edenler yarın da gittikleri yere ihanet edeceklerdir. 31 Mart'a giderken gerekli dersi gerekenlere de vereceğinize inanıyorum" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan, DEVA Partisi'nin kurucusu Ali Babacan'la son görüşmesini ise "Ben Ali Bey'in kendisine de söyledim. 'Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz' dedim" sözleriyle anlatmıştı. Son yıllarda Melih Gökçek ve Devlet Bahçeli ile tartışmaları üzerinden gündeme gelirken ilk kez AKP liderine karşı bu denli net ifadeler kullanan Arınç hakkında parti içinde veya Cumhurbaşkanlığındaki görevine ilişkin herhangi bir adımın atılıp atılmayacağı bilinmiyor. Arınç'ın konuk olduğu programdan öne çıkan bazı soru ve yanıtlar şöyle: - Siz Sayın Erdoğan'ın yanında mısınız, yoksa karşısında mısınız? Karşısında değilim. Ne kadar yanındaysam o kadar yanındayım. Ben siyasette kendi başarımla geldim. Erdoğan başımızda olmasaydı başarılı olamazdık. Biz olmasaydık o da eksik kalırdı. Aramızdan gidenler olabilir bu yaşanmıştır. Bu işin doğasında var. - Melih Gökçek'le aranızdaki husumetin nedeni nedir? Ben tekrar dönmeyeceğim bunlara. O benim hakkımda 30'a yakın tweet attı. Yalan yanlış şeyler söyledi. O gün bakanlar kurulu vardı. Ben Sayın Davutoğlu ve bakanlardan, bu adamı çağırıp "sen ne yapıyorsun? Bir başbakan yardımcısının istifasını isteyecek bir insan mısın? Kendine gel" demesini beklerdim. Onlardan böyle bir şey gelmeyince. Ciddi bir iş yapmak lazım dedim ve o konuşmayı yaptım. O konuşmaları tekrarlayacak değilim. Onun iftiraları nedeniyle damadım,kızım ve torunlarımı perişan etti. Ben onun kolunu kestim o benim sakalımı tıraş etti. Sakal daha gür çıktı ama kol yerine gelmiyor. - Yeni partilerin başarılı olacağına neden inanmıyorsunuz? Çünkü AK Parti'den ayrıldılar. Tek başlarına yüzde 10'u aşmaları hayal. Ama ittifakların içinde yer alırlarsa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sıkıntı çıkabilir. - Ekrem İmamoğlu İstanbul'u nasıl kazandı? İstanbul'u büyük fark yaparak ikinci seçimde kazandı. Bunu görmemek için deli olmak lazım. Biz geç kaldık. Bunu itiraf etmemiz lazım. Bu ayrı bir şey. Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazanması kendi stratejisi ve Kılıçdaroğlu'nun tutumuna bağlı. Bu strateji Türkiye'nin her yerinde netice verebilir. PKK desteği değil, HDP seçmeninin desteğiyle kazandığı dört dörtlük. Burada bir hata yapılmış olabilir. HDP seçmeniyle PKK'yı aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır. İstanbul'daki Kürt seçmen veya HDP seçmeni tercihini ondan yana kullandı. - MHP, AK Parti için yük mü? Ben bunu 2 sebepten söyleyemem. Sayın Cumhurbaşkanımız MHP ile olan ittifaka çok önem veriyor ve bu ittifaka zarar verecek söylemlerden herkesin kaçınmasını istiyor. Bu bizim için de bir talimat. O yüzden içimizden ne düşünürsek düşünelim bunu dışarıda söylemek imkanından mahrumuz. - FETÖ'cü müsünüz? Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur. Bu sözün arkasından başkalarına da sormanız gerekir. Türkçe olimpiyatlarının hepsine katıldım. Meclis Başkanıyken ödül de koydum. Çünkü Türkçe'nin konuşulması, Türkçe'nin uluslararası bir dil haline gelmesi, İstiklal Marşı'nın okunması bizi etkiliyordu. Bunların okullarına da gittim. O okullarda da Türkiye aleyhine hiçbir faaliyet sezinlemedim. Benim söylediğim sözleri Binali Yıldırım da söyledi, Sayın Recep Tayyip Erdoğan da söyledi. Çünkü biz inanıyoruz. Biz zahire göre hareket ederiz. Zahire göre derken dış görünüşüne bakarız. Kimsenin kalbini yarıp da bakmadık. Hiçbir istihbarat raporunun, hiçbir emniyetin, askeriyenin istihbaratlarında bunlar 15 Temmuz gibi bir kalkışma yapabilirler diye bir notun gelmediği MGK toplantılarına katılmış biri olarak söylüyorum. Eğer bizi aldatmışlarsa, bizi yanıltmışlarsa bu suç bizim değil. Biz bu faaliyetleri sezseydik kafalarını ezerdik. Ama 15 Temmuz'da bir facia yaşadık. Bu facianın yaşanabilir olduğunu kimse önceden söylemedi. Evet emniyetteki, asker içindeki bir yapılanmadan zaman zaman bahsedildi ama böylesine bir 15 Temmuz hain kalkışmasını kimse söylemedi. O yüzden kendimi bu noktada bir suçlu olarak görmüyorum. Hele hele FETÖ'cü olarak görmüyorum. - Damadınızın FETÖ sempatisini biliyor muydunuz? Biliyordum tabii. Sempatisi derken onların okullarına hayranlık duymuştu. Bunun ötesinde milyonlarca insanın yaptığını söylüyorum ben. Türkçe olimpiyatlarında ne konuştuysam konuştum hiçbirisini inkar etmem. Ama siyasi olarak, maddi olarak ne verdim ne aldım. İnanın hiçbirimiz 15 Temmuz'da bunlar darbe yapar diye hiç düşünmedik. Şu televizyonlarda konuşan emekli albaylar vs. Hiçbir şey bilmiyorlar. Hepsi aldatıldı. Bugün en çok bağıranlar zamanında en çok onunla içli dışlı olanlardı. - Ekrem Yeter damadınız olmasaydı beraat eder miydi? Yüzde yüz beraat ederdi. Çünkü dosyayı biliyorum. Bu bilgi, belgelerin çoğu gizli tanığa dayanıyor. Oradaki iddiaların hiçbiri ispatlanamadı. Şimdi iş istinaf mahkemesinde. Burada benim damadımın ismi üzerinden bu işin yürütülmesi çok çirkin. Yargıya inanmak zorundayız. Başka ikinci bir yargımız yok.

Ahmet Davutoğlu ak parti akp Ali Babacan Bülent Arınç deva partisi gelecek partisi hain ihanet iyi parti Melih Gökçek meral akşener recep Tayyip Erdoğan ümmet yüksek istişare kurulu