Avrupa'da Türk Varlığının Dünden Bugüne Neleri Değişti

TAKİP ET

1960'lı yıllarda işçi olarak gelen ve sadece fabrika köşelerinden, bekar evlerine(Heim), evlerinden fabrikalara giden Türklerin o zamanın dil bilmeme ezikliği, bugün onların çocukları tarafından tersine çevrilmiştir

1960'lı yıllarda işçi olarak gelen ve sadece fabrika köşelerinden, bekar evlerine(Heim), evlerinden fabrikalara giden Türklerin o zamanın dil bilmeme ezikliği, bugün onların çocukları tarafından tersine çevrilmiştir. Dün fabrika köşelerinde Cuma namazı kılanların çocukları, Almanya'da 2000'e yakın cami kurmuştur... Bu sayıya futbol kulüpleri ve siyasi dernekler dahil değildir. Almanya'da çeşitli bölgelerde kurulmuş onlarca Türk spor kulübü bulunmaktadır. Bütün liglerde üçer, beşer Türk futbolcusu, teknik direktörü ve hakemi kolayca bulabilirsiniz. Tıpkı mahkemede avukat, hakim, savcı... Hastanede doktor, hasta bakıcı, temizlikçi.. İnşaatlarda inşaat mühendisi, mimar, inşaat işçisi... Trenlerde makinist, bilet kontrolcü bulabileceğiniz gibi. "Yabancıların meclisleri Türklerin siyasete soyunmak için ilk durağı olmuştur." Bugün her partide, her sendikada, her belediyede mutlaka Türkler bulunmaktadır. 1990'lı yıllarda 35 bin olan Türk işveren sayısı, bugün 150 bine ulaşmış ve dün fabrikalarda kart basarak geçimini sağlayan Türklerin çocukları, bugün binlerce insana iş vermektedir. Almanya'da artık kalifiye olmayan insanların iş bulamadığının farkına varan Avrupa Türklerinin çocukları, Avrupa'daki üniversiteleri dolduruyor, 1990'lı yıllarda üniversitelerde eğitim gören Türk sayısı 15.000 civarında iken, bugün 100 bin Türk genci Alman üniversitelerinde eğitim görmektedir. Düne kadar seçme seçilme hakkı olmayan Türklerin bugün Alman meclisi ve eyalet meclislerinde milletvekili temsilcileri bulunmaktadır. Almanya'ya işçi olarak gelen ilk nesil, bugün maalesef hemen hemen kalmamıştır. İkinci nesil yavaş yavaş emekliye ayrılmaktadır, şimdi kalan üçüncü ve dördüncü neslin bir özelliği vardır... Nedir o özelliği? Alman vatandaşı olmuş, Almanya'dan geri dönmeyi düşünmeyen ev sahibi olmuş, gerçekten Avrupa Türklüğü unvanını kazanmış insanlardır... Yani bunlar oturdukları ve vatandaşlığını aldıkları ülkenin ve anavatanlarının kimliğini de taşıyan çifte vatandaşlar olmuştur. Türkiye artık bu nesillerin, sadece milli maçlarda, milli ve dini günlerde hatırladığı anavatan haline gelmiştir. "Önümüzdeki yıllarda bu nesilleri bekleyen tehlikelerin bu nesiller farkında değiller." Onlar farkında değil fakat anavatanlarının yöneticileri de bu kaybolmakla yüz yüze olan insanlar için çare aramamaktadır... Sadece camilerin ihtiyar cemaatlerine hoca göndermeyi marifet saymaktadır. Bu nesillerin kafa yapısı tamamen Alman gibi olup duygularında birazcık Türklük kalmıştır. Bu nesiller Türklüğü; artık yasaklanan Türk öğretmenlerden değil, Avrupalıların verdiği bilgi kadar öğrenecektir.