Avrupa'daki Irkçılık
20
20. yüzyıl sonlarından itibaren ırkçılık ideolojisi hedefleri konusunda değişim yaşıyor. Yeni ırkçılık modeli tamamen değişti... Klasik ırkçılık, biyolojik ve fizyolojik temellere dayanıyordu, günümüzde tamamen kılık değiştirdi ve "etnik" ırkçılıktan kültürel ırkçılığa dönüştü. Batı, Yahudi düşmanlığı "antisemitizm"den, antikomünizme dönüşmüştü, şimdi onların yerini "anti-İslamist" tavır almıştır. Anti-İslamist yaklaşımların temelindeki söylemler, çok basit ve derinliği olmayan söylemlerdir. Batı boş durmamak için çöken komünizmden sonra hedefini İslam olarak benimsemiştir. Batı bu konuda en fazla Avrupa'da yaşayan Müslümanları hedefe koymuştur... Irkçılık temelinde din faktörünü ön plana çıkararak İslam'ı hedef tahtasına koymuştur. 11 Eylül sonrası bu konu daha çok telaffuz edilmiştir... Avrupa'daki Müslüman örgütler, dernekler, cemiyetler, hatta spor kulüpleri hedef tahtasına konulmuş ve genel manada potansiyel tehlike olarak görülmüştür. Avrupa'da Türk derneklerine ve hangi görüşten olursa olsun -11 Eylül sonrası- polis bir çok dernek ve camiye baskınlar yapmıştır. Sokaktaki Anadolu'nun belli köşelerinden gelmiş ve yıllardır Avrupa'da yaşayan Müslüman kadınların başörtüsü bile ırkçıların hedefi olmuştur. Şimdilerde AKP'de siyaset yapan eski Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun bile Avrupa Milli Görüş Teşkilatını ve Avrupa Müslüman toplumunu bu konuda hedef olarak göstermiş ve 28 Aralık 2001 tarihinde (Avrupa) Hürriyet gazetesine verdiği demeçte "kökten dinci din tüccarları" adı altında yazı yazmıştır. Almanya'da o kadar ileri gittiler ki; Alman Anayasasını Koruma Derneği Başkanı Peter Frisch, "Almanya'nın herhangi bir İslam ülkesi ile sıkıntısı olursa ülkenin iç asayiş dengelerini gerçekten tehdit edecek Müslüman potansiyel güç var" demiştir. Mesela Hollanda'da en fazla yabancı Surinamlılardır fakat en çok ırkçı saldırıya maruz kalan Türkler ve Faslı göçmenlerdir. Almanya'da en fala sevilmeyen yabancılar arasında ilk sırayı Türkler alırken İtalyan, Portekiz ve İspanyolların sevilmeyenler arasında en son sıralarda olması sadece İslam düşmanlığındandır. Avrupa'da yabancı sözcüğü 11 Eylül'den sonra değişmiş ve bu sözcüğün karşılığı Müslümanlar olmuştur. Yani Batı ırkçılığı biyolojik halden, önce antisemitizme, daha sonra antikomünizme, Soğuk Savaş bittikten ve 11 Eylül'den sonra İslam düşmanlığına çevirmiştir.