Bahçeli: NATO'dan Ayrılmak Tercih Olarak Gündeme Alınmalıdır

TAKİP ET

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli istibdada destek verdi.

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden kurmaya çalışmasına tepki göstermiş ve "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!" sloganını atmıştı.

Akşener'den 'İttihat Terakki' Vurgulu Gezi Çıkışı: Gezi, Müstemleke Rejimine Karşı 1908 Ruhudur!


Partisinin grup toplantısında müstebit Sultan II. Abdülhamid'i öve öve bitiremeyen MHP lideri Devlet Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

İttihatçılara Hakaretler

"Sultan II. Abdülhamid Han ile ilgili tartışmalar yine alevlenmiştir. 33 yıllık hükümdarlık döneminde 7 düvelle mücadele eden, aklıyla, ahlakıyla, imanıyla, zekasıyla, sezgisiyle, siyasi maharetiyle imparatorluğumuzu ayakta tutan hünkârımızı istibdatla bir ananlar tarih cahili olmaları bir yana milli tarihimizi yabancıların gözüyle bakan sefillerdir.

"Batı'nın Etki Ajanları"

Abdülhamid'i kimler sevmiyorsa, tedavi edilmemiş kuyruk acısını hala kimler çekiyorsa onlara dikkat edeceğiz, çünkü onlar Batı'nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır. Üstelik 1900'lü yılların başında sahnelenen kahpe oyunların günümüzdeki mültezimleridir. 

Abdülhamid Han'ı seveni kadar sevmeyeni de vardır ve doğaldır. Bu sevmeyenler güruhu bizim de sevmediklerimizdir ve bizim de sırtımızı döndüğümüz sömürge bakiyeleridir.

"Abdülhamid'i Sevmeyenler"

Abdülhamid'i Ermeni çeteciler sevmez, Siyonizm müellifleri sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez. Hamdolsun onu sevenler ona yetecek, Müslüman Türk milleti her daim aziz hatırasını sevgiyle hürmetle ve rahmetle hatırlayacaktır. 

Eğer Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bugünün Abdülhamid'i olarak görülüyorsa bizce bir sorun yoktur, bilakis gurur duyulacak bir övgünün tezahürü ve tezekkürüdür. Hatta bununla gurur duyarız."


"Dökülen Şehit Kanlarında İsveç ve Finlandiya'nın Parmak İzini Nasıl Yok Sayacağız?"


Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği hususundaki isabetli çekinceleri, düştüğü makul şerhleri, gündeme getirdiği haklı itirazları henüz muhatapları tarafından dikkate alınmamıştır.

Laf kalabalığı vardır, ama sonuç yoktur. Finlandiya Cumhurbaşkanı Türkiye’nin endişelerini görüşmeye hazır olduklarını söylemiştir. İsveç, PKK’nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. PKK’lı teröristler İsveç menşeli silahları Türkiye’ye doğrultmuşlar, tetiğe defalarca basmışlardır. Dökülen şehit kanlarında İsveç ve Finlandiya’nın parmak izini nasıl yok sayacağız? Üstelik ıslah olmamış, pişmanlık emaresi göstermemiş, hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? Bizim değerlendirmemiz şudur: Bilhassa İsveç, bölücü terörün Kuzey Avrupa’daki kundağı, kuluçkası ve kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı İsveç’tedir.

İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye karşı yaptırım uyguladığı biliniyorken, bu iki devletle NATO’nun güvenlik şemsiyesi altında eşit sorumluluklarla yer almamız nasıl ve hangi hakla beklenmektedir? Türkiye’ye silah ambargosu uygulayan, terörizme çanak tutan sabıkalı ülkelerle bir ve beraber olmamız akıl harcı mıdır? Az evvel dile getirmiştim, Türkiye’nin risk primindeki yükselişi ifade etmiştim.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel çıkarınca Türkiye’nin risk primi son 14 yılın rekorunu kırmıştır. Yurt dışına satılan hazine bonosu ve devlet tahvillerinin geri ödenmesine karşı belirlenen sigorta bedeli olan risk priminin silah olarak kullanılması dost ve müttefikliğin neresine, hangi kitabına sığmaktadır? Türkiye’nin susması, sinmesi ve sessiz kalması mı amaçlanmaktadır?


"Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya Üyelikleri Terörizme Evet Demek Olacaktır"


Biz kendi kararımızı, kendi duruşumuzu milletimizin ve devletimizin hak ve çıkarlarına göre tayin ve tespit edecek kadar cesuruz ve kararlıyız. Hiç kimse Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenmesin. Terör örgütü PKK/YPG’yi İsveç ve Finlandiya üzerinden NATO’ya fiili ortak yapmaya asla teşebbüs etmesin.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelikleri terörizme evet demek, Türkiye düşmanlarına olur vermek anlamına gelecektir. Türkiye tamam demeden, vize vermeden, rızası alınmadan bu iki ülkenin hukuken NATO üyesi olması imkansızdır. Haziran ayının sonunda Madrid’te toplanacak NATO Liderler Zirvesi’ne kadar İsveç ve Finlandiya’nın karar ve iradesinde keskin bir dönüş yapacağına dair herhangi bir emare de henüz ortada yoktur.


"NATO'yla Var Olmadık, NATO'suz da Yok Olmayız"


Türkiye’nin baskı ve dayatma altına alınıp sürecin oldubittiye getirilmesiyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil edilmesi karşısında Ankara kriterleri anında işleme koyulmalıdır. Türkiye seçeneksiz değildir. Türkiye çaresiz değildir. Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO’yla var olmadık, NATO’suz da yok olmayız. Velakin Türkiye NATO’nun doğudaki karakol ülkesi olarak muamele görmüş, krizlerin, darbelerin, toplumsal ve siyasal çalkantıların tahrik merkezinde hep NATO’nun bulunduğu sürekli gündemi işgal etmiştir.

Türkiye’nin itirazları ciddiye alınmıyorsa NATO’daki varlığı da ciddiye alınmıyor ve saygı görmüyor demektir.

Alsınlar İsveç’i, alsınlar Finlandiya’yı tepe tepe kullansınlar, Rusya’ya karşı yeni bir siper açsınlar. İhtiyaç hasıl olursa, gelişmeler başka bir seçenek bırakmazsa, Türkiye’nin, Türk dünyasının ve 57 İslam ülkesinin da içine katılacağı yeni bir güvenlik teşkilatının kurulması mümkündür, belki de en doğrusu budur. Mesela, “Asya ve Ortadoğu Güvenlik Örgütü” ismiyle kurulacak güvenlik teşkilatı aynı zamanda NATO’nun dünya genelinde dengelenmesini de sağlayacaktır."
 

devlet bahçeli recep Tayyip Erdoğan abdülhamid gibi görülüyorsa bununla gurur duyarız