Bahçeli Gezi'den 8 Yıl Sonra Çark Etti

TAKİP ET

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 8 yıl önce destek verdiği Gezi Olayları'nı "Soros'un kuryesi Kavala'nın oyunu" olarak niteledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Osman Kavala'ya ilişkin şu ifadelerini kullandı:

"Devreye alınan siyasi ve diplomatik tazyikler Türkiye’yi sıkıştırmak, bir sonraki tehditvari adımları tetiklemek, toplumsal ve siyasal gerilimi tırmandırmak amacına matuftur. İç ve dış işgal cephesinin makyajı dökülmüştür. Emeller ortaya çıkmıştır. Kavala paydasında Türkiye husumetinin harcı karılmış, mayası karıştırılmıştır. Bu harcın içinde CHP’sinden İP’ine kadar siyasi partilerin varlığı biliniz ki utanç kaynağıdır. Kavala, Soros’un kuryesidir. Kavala, Gezi Parkı olaylarının finansörü, azmettiricisi, kışkırtıcısı, 15 Temmuz’da İstanbul Büyükada’da yuvalanan casusların irtibat ve ilişki ağı içinde yer alan şüpheli ve şaibeli bir kişidir. Gezi olaylarına bir park ötesinde anlam ve misyon yüklenmesinde aktif pozisyon üstlenen, Dünya’daki birçok kalkışmayı renkli demokrasi devrimi olarak lanse eden ve bu amaçla STK’lara para, lojistik, kaynak, insan sağlayan Açık Toplum Vakfı’nın Türkiye piyonu bu şahıstır."

Gezi Olayları'nı "casusların irtibat ve ilişki ağı içindeki Kavala tarafından azmettirilen, kışkırtılan ve finanse edilen bir hareket" olarak niteleyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 6 Haziran 2013'te partisinin grup toplantısında yaptığı ve MHP'nin resmi sitesinde yayımlanan konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

"Başbakan Erdoğan’ın itici, intikamcı, iğneleyici, ithamcı, idareimaslahatçı ve ikircikli beyanları çok tehlikeli bir ortama davetiye çıkarmıştır.

Haricindeki sosyal ve siyasal kesimlere saygısız, ölçüsüz ve duyarsız yaklaşan; üstelik üst üste yığılan beklenti ve talepleri duymayan, önemsemeyen Başbakan’ın başlıca istikrarsızlık unsuru haline geldiği anlaşılmaktadır.

Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine, buraya Topçu Kışlası ve AVM yapılmasına karşı sergilenen güçlü itirazların birden bire yatak değiştirerek şiddet ve nefretle dolu bir yöne kayması Başbakan tarafından iyi okunmalı ve yorumlanmalıdır.

Ne var ki Başbakan Erdoğan’ın bu şuur, olgunluk ve ferasetle yollarını kesiştirdiğine dair bir belirti veya işaret henüz alınmamıştır.

Şimdiye kadar Başbakan ve hükümetinin kontrolsüz gidişine ve kimseyi umursamayan zorbalıklarına ciddiye alınması gereken ve çok farklı toplumsal şifreleri uhdesinde barındıran bir direniş gösterilmiştir.

Özel hayatını, dokunulmaz haklarını ve en temel insani kazanımlarını tehdit altında gören vatandaşlarımız müdahaleci ve mütecaviz hükümet politikalarına karşı seslerini yükseltmişler, tepkilerini ortaya koymuşlardır.

10,5 yılı aşan bir süredir iktidar olan AKP’nin çarpık sosyo-ekonomik politikaları, milli konuları hedefine alan yaralayıcı teklifleri, milli kimliğe ve milli tarihe düşmanca yaklaşımları toplumsal öfkeyi sürekli tahkim etmiş, Taksim’de de gün yüzüne çıkarmıştır.

Bilhassa genç kuşağın haysiyet mücadelesi vererek varlıklarını hafife alan Başbakan ve hükümetini ikaz etmesi anlaşılması ve üzerinde durulması gereken yeni bir durum olarak karşımızdadır.

Çevre hassasiyetinin tetiklediği, yeşili ve doğayı koruma kararlılığının uyandırdığı kişisel özgürlük arayışları, kimlik ve kişilik izharları elbette değerli, elbette muteber bir insani tutumdur.

Hükümetin baskı, eziyet ve zorbalıklarına; her şeyi belirleme ve tayin etme saplantılarına; kimseyi dinlemeyen, anlamayan ve aldırmayan antidemokratik sapmalarına Taksim Gezi Parkı’ndan iyi bir cevap verilmiştir.

Demokratik haklarını masumane vasıtalarla savunmak amacıyla meydanların dolduranlar, düşüncelerini bu yollar duyuranlar, hepsinden önemlisi de otoriter mizaç ve simalara karşı duranlar gerekli mesajları vermişlerdir."

Bahçeli 8 Yıl Sonra 'Gezi'den Çark Etti