Bu İşin Sırrı Ne

TAKİP ET

Farklı bakış açısı olan değişik düşünebilen değişik tercihleri olan adamları takip etmeye çalışırım

Farklı bakış açısı olan değişik düşünebilen değişik tercihleri olan adamları takip etmeye çalışırım. Bu isimlerin milli değer olduğunu düşünürüm. Kişinin, toplumun fikrini, ufkunu açarlar ilgimi çekerler. Renkli hayat hikâyeleri olanlar daha da hoş olur, dediğim gibi milli zenginliğimiz bunlar severiz ama temkini de elden bırakmamak lazım, birden çok açılabilirler. Hatırlayınız, Sırrı Süreyya Önder açılım sürecinde çok aktif rol almıştı. [caption id="attachment_5544" align="alignnone" ] Sanki bir savaş kazanılmış gibi Dolmabahçe sarayında içişleri bakanı karşısındaki halleri.[/caption]   Ah bir Kürt olsam tavrını, ufkunu, etnik kökenini, sempatik şivesini, insanda “gel gavede bir 101 oynayalım” hissi uyandıran halk adamı hallerini tabii olarak siyasette kullanmış ve görünür olmuştu. İki tür Kürtçü tipi beni gerer: Biri böyle sempatik sevimli, öbürü Kemal Burkay (Sezen Aksu’nun seslendirdiği Gülümse şiirinin şairi) gibi şair ve babaanne ses tonunda konuşan ama çok zehirli fikir ve beklentileri olanlardır. İşte tatmin edilemez Kürtçü aydınının(!) görünen yüzü bu temsilciler barış, eşitlik, insan hakları ve evrensel değerlerin arkasından-üstünden yapılan Kürtçü salvolarla bizi yorar ve yıldırırken önünde engel gördüğü yeni bir konuya değiniyor. Sırrı Efendi yeni bir cezaevi macerasını atlattıktan sonra bir röportaj vermiş. Diyor ki "Devlet kendini demokrat ya da solcu zanneden birçok insanın düşünme periyotlarına da çok önemli oksidasyon müdahaleler yapmış. Birçok kendini sosyal demokrat zanneden ve gerçekten de öyle düşünen insanı, biraz zor bir dönemece soktuğunuzda, içinden pırıl pırıl Türk milliyetçisi çıktığını gördük." Bu röportajın ana fikri, “makbul Kürtler”in AKP’den uzaklaşmasını önlemeye yönelik bir çaba, açılım sürecinin rövanşı ve yeni romanının reklamı fakat bunu yaparken fitne diye aklınca Türk Milliyetçiliği suçlamasını(!) bırakıvermiş. “Zor dönemeç” buydu ve bu milletin solcusu, sağcısı sosyal demokratı bu dönemece giremezdi ve girmedi de. Zor dönemece girmek! Açılım sürecini hatırlayın. Sosyal demokratlar Kürtçülüğe hep tolerans tanıdılar, buna rağmen Kürt sosyal demokratları oluşamadı hep Kürtçü oldular. Her şeye rağmen Türk evladının “durun yahu ne oluyor bu kadar da olmaz” itirazını- temkinini aşağılamaya çalışıyor. Ancak aşağıda linkini verdiğim internet sitesinin twitter hesabından röportajla ilgili paylaşımını bulun ve altına yapılan yorumları okuyun, içiniz ferahlayacaktır. Çözüm sürecinin zihniyetinin bu denli ölmüş ve bu denli nefret toplamış olması iyidir. Fakat her şeyden ötede, Sırrı Efendi’nin bu sözü kendisini “Türk Milliyetçisi” olarak tanımlayan bendenize umut verdi. Suçladığı Türk gençleri o suçlamayı alıp ayağa kaldırıyorlar. Milliyetçiliklerinden hiç de utanmıyor çekinmiyorlar. Bu tepki, “Milliyetçilik tekeli”ni de kırar. Çok umut verici. Sırrı Süreyya Önder “Türküm ama tedavi oluyorum” sözünün sahibidir aynı zamanda. Hatırlayalım ve Sırrı Efendi’ye tez zamanda şifa dileyelim. Sırrı Süreyya Önder'in söz konusu internet sitesinde yer verilen röportajına buradan ulaşabilirsiniz.