CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan Basın Açıklaması

TAKİP ET

CHP Sözcüsü Faik Öztrak düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklama yaptı.

Sözlerine Rize'de yaşanan sel felaketinde yaşamını yitiren vatandaşlar için rahmet dileyerek başlayan Öztrak, 15 Temmuz gecesi neler olduğunun halen tam olarak aydınlanmadığını belirtti.

TBMM'nin Araştırma Komisyonu raporunun "sümen altı edildi"ğini belirten Öztrak, "Daha önce, 'Ne aldatan olduk, ne aldanan' diyenler, Şimdi çıkmışlar, 'Aldandık' diyorlar. Bilinen bir kuraldır. 'Siyasette kandırılmış olmak, Bir mazeret değildir.' Siyasette 'aldandım' demek, 'Basiretimi ve aklımı kaybettim, Kararlarım ve eylemelerim hükümsüzdür' demeye gelir. Ülkeyi yönetenler, 'aldandık' deyip geçemez. Çünkü bunun vahim sonuçları olur. Olmuştur da. Devletimizin ve ordumuzun içine özenle yerleştirilen, Himaye edilen bazı gözü dönmüş hainler, 15 Temmuz 2016’da, milletimize silah doğrulttular. Gazi Meclisimizi bombalamaya cüret ettiler"  diye konuştu.

15 Temmuz gecesi Erdoğan için, "Uçan sarayında konforlu bir şekilde semalarda dolaşırken, Milletvekilleri Meclis’e sahip çıktı" diyen Öztrak, "Milletimiz de devletini sokaklardan topladı. 251 yurttaşımız şehit oldu. 2 bin 196 yurttaşımız ise yaralandı. O gece uçakla havada turlayan Erdoğan şimdi çıkmış, 'Darbeciler karşıma çıksaydı şehadete yürümek için, bir an bile tereddüt etmeyecektim' diye ahkâm kesiyor. İnsanda biraz sıkılma olur. Beyefendi, Siz işinizi doğru dürüst yapsaydınız, 251 yurttaşımız şehit olmayacaktı.

Halkımız nice acılar çekmeyecekti. Bu sözleri ederken, bari milletten utanın. Biz, 251 vatandaşımızı rahmetle anıyoruz. Dün bu mankurtları devletimizin, adliyesine, maliyesine, askeriyesine yerleştirenlerin bugün, 'Aldandık' bahanesi tam bir  aldatmadır. Çünkü her şey gözlerinin önünde olmuştur. Her şey rıza ve onaylarıyla gerçekleşmiştir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan 15 Temmuz'u Kendi 'Reichstag Yangını'na Çevirdi

Erdoğan'ın "Aldandık" sözünde samimi olmadığını, eğer samimi olsaydı 15 Temmuz sonrasındaki sürecin farklı ilerleyeceğini belirten Öztrak, "Erdoğan, 15 Temmuz’u, 'Kendi Reichstag Yangınına' çevirmezdi. 15 Temmuz gecesi oluşan dayanışma havasını, Kendi koltuk ihtirası için istismar etmezdi. Hain darbe girişiminden beş gün sonra, OHAL ilan ederek, Darbeye direnen Gazi Meclisi devre dışı bırakıp, 20 Temmuz sivil darbesini gerçekleştirmezdi. Erdoğan ülkemizi uzunca bir süre, Olağanüstü Hal rejimi altında yönetti. Bugün milletin cebini boşaltan ucube vesayet rejimine geçmek için, Anayasa, Yönetim sistemi, Milli iradenin tecelligahı Meclisimiz devre dışı bırakılarak, OHAL rejiminde değiştirildi. 'Bugün, dünün öğrencisidir'" diye konuştu.

Erdoğan Seçime OHAL Yetkileriyle Gitmek İstiyor

TBMM'den geçirilmek istenen OHAL yetkilerini uzatan yasa teklifi ile ilgili konuşan Öztrak "Dünün bize öğrettiği bir şey varsa, O da çağdaş tiranlıkların, terör ve korku üzerinde inşa edildiğidir. Almanya’nın felaketi olan Hitler’in kitabındaki en bilinen strateji; kuvvetler ayrılığını sona erdirecek, ifade özgürlüğünü askıya alacak, adil yargılama hakkını ortadan kaldıracak, muhalefeti ezecek bir takım ani felaketler yaratmaktı. 1933’teki Reichstag Yangınından hemen sonra, Alman halkının tüm temel hakları askıya alındı. Hitlere kararname çıkarma yetkisi verildi. Ve bundan sonraki 12 yıl boyunca, Yani İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar, Almanya, Olağanüstü Hal ile yönetildi" diyerek 15 Temmuz'un Erdoğan tarafından Hitler'in Reichstag Yangını gibi kullanıldığını belirten Öztrak, "Ülkemizde de 'Erdoğan Şahsım Hükümeti' beş yıldır OHAL yetkilerini kullanıyor, Ülkeyi bir sonraki seçimlere de, bu yetkilerle götürmek istiyor. 'OHAL yetkilerini, Üç yıl daha uzatacağım' diyor. Tarihten, Hegel’den ve Karl Marx ’tan öğrendiğimiz bir başka ders daha var. 'Tarihte her şey iki defa yaşanır. İlkinde trajedi, İkincisinde komedi olur.' Meclis’te görüşülen torba yasayla milletin malına, mülküne hükümet kararıyla el koymak, kayyum atamak, “yargısız infaz” kılıcıyla, devlet memurları üzerinde baskı kurmak ve gözaltı sürelerini fiilen tutukluluğa çevirmek isteniyor. Bu bir milleti sindirme girişimidir. Ama aynı zamanda da komedidir. Belli ki Erdoğan, artık sandıktan çıkamayacağını görmüş. 'Millet iradesini nasıl eğip bükerim, Sandığın terazisiyle nasıl oynayabilirim' diye, Kendince çareler arıyor. Saray 2023 seçimlerine kritik eşik diyerek Kaybetmesi mukadder olan bir seçimi kazanmak için milletin gözünü korkutmaya çalışıyor.

Olağanüstü Hali seçime kadar 'olağan' hale getirerek bunu sağlamaya çalışıyor. Bir taraftan da Cumhur İttifakı’nın ortakları seçim barajını, seçim kanunu tartışıyor. Ben açık söyleyeyim, Eğer bir iktidar seçim kanunlarıyla oynamaya başladıysa, gidici demektir. Erdoğan Şahsım Hükümeti, Bu ülkenin, bu ülkenin vatandaşlarının sırtında Her geçen gün ağırlaşan bir yük haline gelmiştir. Artık milletimizin sabır taşı çatladı. Milletimiz Erdoğan’dan çok yoruldu ve bunaldı. Millet emaneti Erdoğan’dan almak, ehline vermek için gün sayıyor" dedi. 

Millet Marketten Çıkarken "Yahu Ben Ne Aldım da Bu Kadar Tuttu" Diye Soruyor

"Çarşı, pazar, mutfak hala yangın yeri" diyen Öztrak, "Yaz ortasında, yaz meyvelerinin yanına yaklaşılmıyor. Bakkaldan marketten, İçinde et, süt, peynir olmayan bir torba 100-150 liraya anca doluyor. Marketten çıkan vatandaş, Bir elindeki torbaya, Bir de diğer elindeki fişe bakıyor" diyen Öztrak 'Yahu ben ne aldım da Bu kadar tuttu' diye şaşkın gözlerle soruyor.

Temmuz ayına girerken, elektriğe yüzde 15, doğal gaza yüzde 12 ile 20, LPG’nin pompa fiyatına yüzde 8 zam yaptılar. Tasarruf genelgesi dediler, saraylarından tasarruf etmek yerine kamu kurumlarının günlük gazete alımlarını, zorunlu olanlar dışındaki ilanlarını kestiler. Bu kararla da yerel basının hayat damarlarını kesitler. Şu zor günlerde kamu çalışanları gerekirse fazla mesai yapsın, Ama biz haklarını vermeyelim, mesai saatlerini kaydıralım, sonradan izin verelim diyerek çalışanların fazla mesaisine dahi göz diktiler. Milletin zamlı elektrik faturalarından artırıp, yerel basının ekmeğinden kısıp, yönetim kurullarına atadıkları yandaşlara ballı maaşlar bağlıyorlar" diye konuştu.

Yalılardaki Besili Pelikanlara Ulufeler Dağıtılıyor

TRT'ye yapılan yeni atamalarla ilişkin olarak ise Öztrak "Milletin çift diplomalı, yüksek lisanslı, doktoralı evlatları işsizken, milletin kesesinden, saray ve şürekâsına, boğazdaki yalılara doluşmuş pelikanlara ulufe dağıtılıyor. Millet evine toz şekeri götüremezken, sarayın beslemeleri lüks arabalarda, burunlarına pudra şekeri dolduruyor" ifadelerini kullandı.

Siz ABD İle Arayı Bulacaksınız Diye Bizim Mehmetçiğimiz Taliban'ın Önüne Sürülecek Bir Kalkan Değildir

Taliban'ın 8 maddelik bildirisinde kullandığı "Türk yetkililer kararlarından dönmez, Ve ülkemizi işgal etmeyi sürdürürse, İslam Emirliği ve Afgan halkı 20 yıllık işgale karşı durdukları gibi, Dini, vicdani ve yurttaşlık ödevi olarak, Onların da karşılarında duracaktır. Ve doğacak tüm sonuçların sorumluluğu, Başkalarının işlerine müdahale eden, Ve bu tür düşüncesiz kararlar alanların omuzunda olacaktır" ifadesini "iletişim kazası" olarak niteleyen AKP Sözcüsü Çelik'e tepki gösteren Öztrak, "Allah aşkına! 8 maddelik iletişim kazası, dünyanın neresinde olur? Yazılanların neresini anlamadınız Sayın Çelik? Okumayı mı bilmiyorsunuz? Yoksa sayı saymayı mı bilmiyorsunuz? Erdoğan da “Gittiğimiz her yerde hüsnü kabul görüyor, el üstünde tutuluyoruz. Dün Suriye’de, Libya’da bunu yaptık İnşallah yarın da Afganistan’da (…) kardeşlerimizin yanında olacağız” diyor. Siz, Biden ve Amerika ile arayı bulacaksınız diye, bizim Mehmetçiğimiz, Taliban’ın önüne sürülecek bir kalkan değildir. Bu işe çok hevesliyseniz, SADAT’ınızı, ÖSO’nuzu, Silahlarla poz veren, Şovmen tosuncuklarınızı Afganistan’a gönderin. Bu işin şaka kaldırır yanı yoktur. Erdoğan’a ve AK Partiye hatırlatırız.

Bugün belki sorumluluklarınızdan kaçabilirsiniz. Ama yarın, Sorumluluklarınızdan kaçmanın sonuçlarından kaçamazsınız. Sizi uyardık. Bir kez daha uyarıyoruz. Bu yanlıştan biran evvel dönün. Herkes ardına bakmadan kaçarken, Mehmetçiğimizi Taliban’ın karşısına dikmeyin. Aksi halde, Mehmetçiğimizin ayağına değecek her taşın sorumlusu, Erdoğan ve AK Parti olur. Son olarak, önümüz kurban bayramı. Ama Erdoğan Şahsım Hükümeti, Millette ne bayram kutlayacak hal, Ne de imkân bıraktı. Ama umutsuzluğa yer yok. Gecenin en karanlık anı, aydınlığa en yakın olduğu andır. Artık gün ağarmak üzeredir" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan Basın Açıklaması