Çin Virüsü Sebebiyle Dünya Genelinde Çin Karşıtlığı Artıyor

TAKİP ET

New York Times'ın sitesinde, dünyada yükselen Çin karşıtlığı

New York Times'ın sitesinde, dünyada yükselen Çin karşıtlığı inceleniyor. Çin'in hem salgı sürecindeki tepkilere neden olan tavırları hem de öncesindeki agresif politikaları ve gelen tepkiler inceleniyor. Çin virüsü sonrasında, tazminat ve araştırma tekliflerini tehditlerle veya yardımlarla açmaya çalışan Çin, şüpheleri daha da artırıyor. Geçtiğimiz günlerde Avustralya, virüsün kökeninin araştırılması için çağrıda bulundu. İngiltere ve Almanya, Çinli teknoloji devi Huawei konusunda tereddütlü. ABD Başkanı Donald Trump ise salgın için Çin’i suçluyor ve Çin’i cezalandırmak için yollar arıyor. Şu anki sistemde ABD’ye önemli bir tehdit olmaya başlayan Çin, dünya genelinde virüs krizini yanlış ele almakla suçlanıyor ve dünya genelinde kendisine karşı yükselen bir tepkiyle karşılaşıyor. Bu durum kutuplaşmaya ve propaganda yarışına dönüşüyor. Çini kendisine dışarıdan gelen eleştirilere karşı hiçbir zaman açık görüşlü olmadı. Halkını kontrol etme ve uzun vadeli ekonomi planlarının zarar görmesine karşı çok temkinli davrandı ve tehdit algıladığında çok agresif şekilde karşılık verdi. Çin tıbbi yardımlarını sert milliyetçi söylemleriyle birleştiriyor ve yardım alan ülkelerde oluşacak minnettarlık duygusu karşılığında ekonomik çıkarını güdüyor. Sonuç olarak oluşan güvensizlik duygusu Avrupa’da ve Afrika’da Çin’in politikaları geri tepmeye başladı. Çin’in cömert bir global olarak gözükme arzusunun altı oyulmaya başladı. Çin Başkanı Xi Jinping ve Komünist Parti Propaganda Departmanı tarafından teşvik edilen yeni nesil Çinli diplomatlar, sadakatlerini cüretkâr milliyetçilikleriyle ve bulundukları ülkelerdeki tehditkâr mesajlarıyla kanıtlıyorlar. Paris kuruluşlu Montaigne Enstitüsü’nün danışmanı olan François Godement, “Yeni dönem Çinli diplomatlar radikalleşme yarışı yapıyorlar ve nihayetinde bulundukları ülkelere hakarete kadar ulaşıyorlar” ifadelerini kullanıyor. Godement bu yüzden Çin’in, iyi ilişkiler sahip olması beklenen Kuzey Avrupa’daki her ülkeyle sorun yaşadıklarını ve onları kendinden uzaklaştırdığını ifade ediyor. Salgından bu yana Çin’in 40 yıldır süregelen yüksek büyümesi yerle bir oldu ve bu durum Çin liderlerinin yurtdışında olduğu kadar yurt içinde de tepki görmesine yol açtı. Geçen son birkaç haftada en az 7 Çin elçisi, Çin’in salgın hakkında yanlış bilgilendirme ve Afrika kökenli kişilere karşı ırkçı uygulamalar gibi farklı suçlamaları için bulundukları ülkelerde açıklamaya davet edildi. Bilinen 7 ülke; Fransa, Kazakistan, Nijerya, Kenya, Uganda, Gana ve Afrika Birliği. Geçtiğimiz hafta Çin, Hollanda’yı Tayvanda’ki temsilciliğinin adını Taipei olarak değiştirmemesi durumunda, tıbbi yardımlarını kesmekle tehdit etti. Bu olaydan önce ise Alman gazetesi Bild’in, salgının zararı olarak Çin’in Almanya’ya ödemesi üzere160 milyar dolarlık bir tazminat fatura çıkarmış ve Berlin’deki Çin Elçiliği ile tartışma meydana gelmişti. Geçen haftaki konuşmasında Trump, yönetiminin, Pekin’in salgını ele alma biçimini titizlikle araştırdığını ifade etmişti. Ayrıca Trump, istihbarat servisleri sorgulayıcı yaklaşmasına rağmen, virüsün Vuhan kentindeki laboratuvarda yanlışlıkla ortaya çıkmış olma olasılığının araştırılması için istihbarat servislerine baskı yaptı. ABD’nin göreceği zararlar için Çin’e dava açma niyeti olduğunu ifade eden Trump, ölen her Amerikalı için Çin’den 10 milyon dolar tazminat isteme düşüncesinde. ABD'deki Cumhuriyetçiler, Trump’ın Çin’e yönelik baskısını desteklemek için harekete geçti. Missouri Başsavcısı Eric Schmitt, federal mahkemede, Pekin’i salgından sorumlu tutmaya çalışan bir dava açtı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, davayı “anlamsız” olarak nitelendirdi ve davanın gerçeklere ve yasal dayanaklarla uyuşmadığını sadece alaycı bir tavır olduğunu söyledi. Bu dava, mahkemedezafer kazanmak amacı gütmekten ziyade Kongre’de yabancı devletlere karşı tazminat yasaları çıkarmayı kolaylaştırmak için ABD vatandaşlarını etkilemeye yönelik bir eylem olarak görülüyor. Çin tarafından defalarca yinelenen bir karşı iddia en son Dışişleri Bakanı Zhao Lijian tarafından dile getirildi. İddiaya göre virüs Çin’den değil Amerikalı askerler tarafından ortaya çıktı. California Üniversitesi’nden Pr. Susan Shirk, Çinli diplomatların daha saldırgan olması için Pekin tarafından teşvik geldiğini belirtiyor. Shirk bu durumun herhangi bir anlaşma ihtimalini ortadan kaldırdığını ifade ediyor. Tüm bu durumların ardından dünyanın birçok yerinden Çin’e karşı tepkiler geliyor; Avustralya, Almanya, ABD, İngiltere vs. Görünüşe göre geçici bir durum gibi gözükmüyor. Zira Almanya gibi İngiltere’de, Çinli Huawei şirketinin yeni 5G sistemleri kullanmasının ne kadar uygun olacağını sorgulamaya başladı. Ayrıca bazı hayati ürünler konusunda Çin’e bağımlı hale gelinmesi de endişe yaratıyor. Ayrıca geleneksel olarak Çin ile iyi ilişkileri olan Fransa’da bile bu dönemde Çin’e karşı bir tavır görünüyor. Çinli diplomatların, Fransızların yaşlılarını huzurevinde ölüme terk ettiklerini söylemeleri onlara karşı öfke yaratmıştı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ve meclis, Çin’den gelen erken tıbbi yardımlara rağmen Çin’e karşı öfkeli açıklamalarda bulundu.

ABD Avustralya çin fransa ingiltere Pekin