Çin'de Her Yıl Öldürülen 25 Bin Uygur Türkünün Organlarının Alındığı Belirlendi

TAKİP ET

İsrail gazetesi Haaretz, Doğu Türkistan'da her yıl öldürülen 25 bin kişinin organlarının alındığı Çin hükumetine dair çok gizli bir dosya yayımladı.

İsrail'in Haaretz gazetesine konuşan Çinli bazı uzmanlar ve aktivistler, Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında tutulan Uygur Türklerinden her yıl binlerce kişinin öldürüldüğünü ve bu kişilere ait organların zengin Çinli ve yabancı hastalar için alındığı gizli dosyayı yayımladı.

Haaretz, sözde Çin'deki 'organ bağışçılarının' dosyalarında bu kişilerin aslında kimler olduğuna dair hiçbir bilgiye yer verilmediğini, isim olarak da 'XXX' ifadesinin kullanıldığını aktardı.

Gazeteye konuşan Avrupa'da yaşayan Huiqiong Liu adlı kadın, 1990'larda Çin'in baskı uyguladığı Falun Gong hareketiyle mücadele kapsamında 2001'de Pekin'deki evinde tutuklanıp Çin'in 'yeniden eğitim kampı' adını verdiği bir toplama merkezine gönderildiğini anlattı.

Liu olayla alakalı, "Sorgu akşam 9'da başlayıp ertesi gün öğlene kadar sürdü. İçlerinden 5'i bana vurmadı ancak altıncı bir adam beni dövüp 'Organlarını çıkaracağız, sonra da bedeninin kalanı yakacağız' diye tehdit etti" ifadelerini kullandı.

Tutukluluğunun ardından test için hastaneye kaldırıldığını belirten kadın, "Doktora kalp sorunum olduğunu söyledim ama bana kalbimin iyi olduğu cevabını verdi. Kalbimi alıp almayacaklarını sordum. 'Buna daha üst rütbeli biri karar verecek' dedi" şeklinde konuşarak kampta 2005-2007 arasında 18 ay kaldığını ifade etti.

Ardından açlık grevine girip 40 kiloya kadar düştüğünü ifade eden Liu, doktorların da organların artık kullanılabilir durumda olmadığına kanaat getirdiğini anlattı. Hapsedildiği sırada kan testleri, kan basıncı testleri, röntgenler ve EKG'lerden de geçirildiğini söyleyen Liu şöyle konuştu:

"Bazen bizi hastaneye götürürlerdi. Diğer zamanlarda da kampa tıbbi ekipmanla dolu büyük bir araç gelirdi ve kontroller orada yapılırdı. Bize tüm numaraları verdiler ve doktorlar durumumuzu takip edecekti. Doktorlar sadece rakamları biliyordu, isimlerimizi değil. Bazen belirli bir numaranın hastaneye götürülmesini isterlerdi. O insanlar asla geri dönmedi.

İlk tutuklanmam sırasında hastaneye götürülmeden önce parmak izlerimle imzalamam için bana bir form verdiler. Form zaten doldurulmuştu ama üzerindeki ad ve adres bana değil tanımadığım birine aitti. İmzalamak istemedim ama yine de yaptırdılar. Neyi imzaladığımı görmeme izin vermediler ancak benimle tutuklanan diğer kadınlara sorduğumda, içlerinden ölüm cezasına çarptırılan bir kadın bana bunun öldükten sonra organlarımı bağışlamaya istekli olduğumu gösteren bir rıza formu olduğunu söyledi."

Bu organların nakledildiği hastaların çoğunun Çinli olduğunu ancak büyük kar marjlarının 'sağlık turistlerinden' geldiğini belirlenirken listede Japonlar, Güney Koreliler ve Almanların yanı sıra Körfez ülkelerinden Müslümanlar olduğunu ileri sürüldü. Bir araştırmacı, "Teoriye bakılırsa bunun sebebi, domuz eti yemeyen insanlardan alınan organları tercih etmeleri" yorumunda bulundu.

 

Başka bir VOC araştırmacısı ve Avustralya Devlet Üniversitesi doktora öğrencisi Matthew Robertson da Uygurların Sincan'da toplu hapsedilmesiyle organ nakillerindeki artış arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu savundu:

"Sözde gönüllülerden organ nakillerinin hızla arttığının iddia edildiği son birkaç yılda bir milyondan fazla Uygur, gözaltı kamplarında ve hapishanelerde tutuluyor… Uygurların, organ uyumu ve naklinde önkoşul olan organ sağlığını değerlendirmek için gerekli kan testleri ve diğer tıbbi muayenelere tabi tutulduğuna dair raporlar ortaya çıktı. Haklarında idam cezası verilmemiş olanlar da dahil olmak üzere mahkumların bu işte kullanıldığı bir geçmiş var."

doğu türkistan organ nakli uygurları öldürüp orgganlarını satan katil çin uygur türklerine sistematik soykırım organ mafyası çin uygurları öldürüp organlarını satmışlar toplama kampları skandal iddia çin komünist part