Çin'in İnsanlık Dışı Uygulamaları Bitmek Bilmiyor

2018 yılından bu yana çoğu kadın yaklaşık 500 bin Türk genci Doğu Türkistan'dan kendi rızalarının dışında ailelerinden zorla ayrılarak Çin'deki fabrikalara çalışmaya gönderildi

2018 yılından bu yana çoğu kadın yaklaşık 500 bin Türk genci Doğu Türkistan'dan kendi rızalarının dışında ailelerinden zorla ayrılarak Çin'deki fabrikalara çalışmaya gönderildi.

Fabrikalarda Çinli güvenlik görevlileri tarafından sürekli gözetim altında günde 14 saat çalışmaya zorlanıyorlar. Yanlarında bir görevli olmadan tuvalete bile gitmelerine izin verilmiyor. Doğru düzgün yemek dahi verilmeyen gençler, kötü şartlardan dolayı kolaylıkla hastalanabiliyorlar ve hastalananların çoğu görevliler tarafından götürüldükten sonra bu gençlerden bir daha da haber alınamıyor.

Fabrikalarda birçok Uygur Türk'ü kadın Çinliler tarafından cinsel ilişkiye zorlanıyor. Fabrika patronları ve yöneticileri tarafından kadınlara tecavüz olayları sıklıkla yaşanıyor. Yaşadıklarına dayanamayıp intihar eden Uygur Türk'ü kadınların olduğu gelen bilgiler arasında.

Çin'in hiçbir hukuk, vicdani olgu veya insanlık değerleri ile bağdaşmayan toplama kamplarında ise Çin polisleri tarafından zorla alıkoyulan Uygur Türk'ü kadınlara toplu tecavüz vakaları yaşanıyor. Psikolojik ve fizikî şiddetin her an yaşandığı bu kamplarda her gün insanlık suçu işleniyor. Herhangi bir olumlu durum ise söz konusu değil.

Çin'in Türkleri asimile etmek amacıyla Uygur Türk'ü kadınlarla Çinli erkeklerin zorla evlendirildiği görülüyor ve bunlarla ilgili haberler sürekli gelmeye devam ediyor.

Yaşanan bu insanlık dramının bir an önce son bulması, dünya kamuoyunun artık bu duruma sessiz kalmaması ve insanlık tarihindeki bu kara lekenin daha fazla ilerlememesi gerekmektedir.