Çin'in Sinsi ve Kalleş Propagandası: Meryem'in Annesine Baskı Altında Yalan Söylettirdiler
Katil Çin, o meşhur sinsi ve kalleş propaganda tekniklerini bir kere daha tatbik etmek suretiyle Meryem Sultan'ın haykırdığı gerçeklere, zulme mukabelen kendi yalanları, kirli oyunları ve "tatlı" sözleriyle uluslararası kamuoyunu etkilemek ve böylece emperyalist ajandası doğrultusunda yönlendirmek hevesinde.
Aileleri, öz yurtlarında, Doğu Türkistan'da toplama kamplarında esir tutulan Uygur Türkleri, 21'inci yüzyılda insanlığın gözleri önünde cereyan eden sayısız zulüm, insan hakları ihlalleri ve hatta birçok medeni ülkenin kabul etmeye başladığı üzere düpedüz bir soykırım ile karşı karşıya.
"Nerede bir Türk varsa ona bakar, onun gözünden bakar" şiarıyla Türk dünyasının sesi olmak üzere yola çıkan TamgaTürk’ün, Türkiye’deki Uygur Türkü öğrencileri konuk ettiği programın ilk konuğu Meryem Sultan olmuştu. Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde öğrenim hayatını sürdüren Sultan, can güvenliği olmadığı için doğduğu topraklara, Doğu Türkistan'a dönemiyor. Sultan, işgalci Çin’in insanlık dışı politikaları yüzünden iletişimini kaybettiği ve herhangi bir şekilde haber alamadığı aile fertlerinden Doğu Türkistan’a dönmeye karar veren arkadaşlarının yaşadıklarına kadar; bütün dünyanın karşısında üç maymunu oynadığı acı gerçekleri TamgaTürk izleyicileriyle paylaşmıştı.
Katil Çin ise o meşhur sinsi ve kalleş propaganda tekniklerini bir kere daha tatbik etmek suretiyle Meryem Sultan'ın haykırdığı gerçeklere, zulme mukabelen kendi yalanları, kirli oyunları ve "tatlı" sözleriyle uluslararası kamuoyunu etkilemek ve böylece emperyalist ajandası doğrultusunda yönlendirmek hevesinde. Bunun için Meryem'in annesi Aygül Sultan'a, özenle hazırlanmış bir ev ortamında, Çinli propagandistler tarafından hazırlanmış ve yine müstebit Çinli yetkililerce ezberletilmiş olan metin zorla okutturuldu. GZT'de yayımlanan videoda görüleceği üzere bu anlar, zorba Çinlilerce video kaydına alınarak internet medyasına servis edilmiş.
Söz konusu propaganda videosunda Aygül Sultan'ın, ezberlediği sözleri zorba Çinlilerin baskısı altında söylediği her hâlinden belli oluyor. Aygül Sultan, Çin işgali altındaki Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur Türkü, türlü baskılar ve işkenceler görürken; bunların yaklaşık bir milyonu toplama kamplarında tutsak edilimişken rahat, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşadığını söylemek zorunda bırakılmış. Üstelik kızıyla defalarca görüntülü konuşma yapmak istediği ancak kızının bu talebi ne hikmetse her seferinde reddettiği yalanını söylemesi, çok acı bir şekilde bir anneye dayatılmış. Bunun yanı sıra Meryem'in anneannesinin ölüm sebebini de katil Çinliler tahrif ederek sorumluluklarından kaçmaya çalışmış. Meryem'in bütün söylediklerinin yalan ve dayanaksız olduğunu söylettiren sinsi ve kalleş propagandistler, bununla da kalmayıp öz yurtlarında gördükleri zulme karşı barışçıl bir ses çıkaran Uygur Türklerini "bölücü terörist" olmakla itham etmiş. Bu zulmü, işkenceyi, soykırımı dile getirmek ise faillere göre "fitne ve fesat" dağıtmakla eş değer.