Çorlu Tren Kazası Davasında Karar Duruşması Başladı

TAKİP ET

Tekirdağ Çorlu'da 5 yıl önce 7'si 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 317 kişinin yaralandığı tren faciasının karar duruşması başladı.

Tekirdağ Çorlu’ya bağlı Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018'de meydana gelen, 7'si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği tren faciasının son duruşması bugün yapılıyor.

Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ndeki Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada 17 duruşma geride kaldı. Bugün yapılacak duruşma öncesi salona giden aileler yürüyüş düzenledi. Aileler tarafından "Hak hukuk adalet", "Kaza değil cinayet", "Çorlu'nun hesabı sorulacak" sloganları atıldı.

Kazada yakınlarını kaybeden aileler duruşma salonu önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı aileler adına okuyan Mısra Öz şu ifadeleri kullandı:

"Bir hukuk öğrencisi altı yılda bölümünü bitirmiş, stajını yapmaya başlamış olurdu. Bu süre zarfında içerideki 13 sanığı bir gün dahi tutuklu yargılamadılar. Biz bugün mahkemeden olası kastla ceza aldıklarını görüp tutuklanıp evlerine ve ofislerine değil cezaevlerine gitmelerini istiyoruz. Bu katillerin korunmasına tahammül edemiyoruz."

Duruşma başladıktan sonra esas hakkındaki mütalaa Cumhuriyet Savcısı tarafından usulen okundu. Ardından katliamda hayatını kaybeden yurttaşların yakınları mütalaa hakkındaki görüşlerini beyan etti.

Kazada kızını kaybeden Aysun Köse, "Kovuşturmaya yer yok, üst makamlara erişemiyoruz. Burada olan sanıkların en ağır cezayı almalarını istiyorum. Burada dokunamadığımız yanlış karar verenler ne olacak? Benim kızım bir daha dünyaya gelmeyecek" dedi.

Kızı hayatını kaybettikten sonra sağlık sorunları yaşamaya başladığını belirten Cabbar Laçin, "6 yıldır bu acıyı çekiyoruz. Benim kizım rahmetli olduktan sonra hastalıklar baş gösterdi bende. Bir otobüsün şoforü kaza yaptığı zaman tahkikatını yaptırıyorlar. Ben bir makinistin burada ifade verdiğini görmedim. Üsttekilere erişemiyorlar. Buradakiler de görevlerini yapmadıkları için gereken cezanın en ağirının verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.

Hüseyin Şahin ise "Kanun anlattınız 6 senedir. Savcı Bey de anlattı. TCDD'nin kanunu varmış, işlerin yapılmadığının izahatını yaptı. Okuduğu kanunlar olası kasta işaret eder. Evlatlarımı parça parça topladık. Yukarıdakilere siz gidemiyorsunuz, biz gideceğiz" açıklamasını yaptı. 

Katliamda hem annesini hem babasını kaybeden İsmail Kartal ise şunları söyledi:

"O feryatlar duyulsun isterdim. TCDD'nin aciz ve loyakatten uzak işoĞLU letilmiş olması bizi hala tedirgin ediyor. Katliamın önlenebileceğini birlikte yaşadık. Bu işletmenin hala işliyor olması kanuna aykırı. Makinistlerin ne yapacaklarını bilmeden, kazadaki yolu bir an önce işletmeye açma çabalarını gördük. Bu kurumun 14 sanıkla karşımıza getirilmesi skandaldır. Yargının önünün açılmasını talep ediyorum."

Sizin Hükmünüz Zaten Belli

9 yaşında hayatını kaybeden Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz ise şu ifadeleri kullandı:

"Her birimizin başına gelebilirdi. 5 yıldır hukuk çerçervesinde anlamaya çalıştık. Ancak siz bizi anlamaya çalışmadınız. Tanık olarak dahi getiremediğimiz yöneticilere ulasamadık. Şirket kurup ihaleler aldılar. Buradaki diğer sanıklar görevden alınmadılar, tutuklanmadılar. Mümin Karasu hakkında tutuklama kararı verdiniz. 15 günlük cezada bile kafamızı yastığa huzurla koyduk. Sizin hükmünüz zaten belli. Üst yönetimi madem göremedik, buradakiler ellerini kollarını sallayarak gidemesinler. Tutuklanarak cezaevlerine gitmelerini istiyoruz. Evlatlarımız toprakların altında. Kamu görevlerine devam ederlerse birilerini öldürebilen kişiler başkalarını da öldürebilir."

Oğuz Arda Sel'in dedesi Necmettin Sel ise "Ben uyku uyuyamıyorum, ayakta duramıyorum. Allah onlara da nasip etsin. Aldıkları paralara kan buluştu. En ağır cezayı almalarını ve en üst düzeyin de bir an önce gelmelerini bekliyorum" diye konuştu.

Emine Canbaz ise ağladığı için konuşmakta zorlandı. Hakimin "Bir şey söylemeyecek misiniz" sorusuna duruşma salonundan "Söyleyemiyor, söylemiyor ile bu farklı" sözleriyle tepki geldi. "Kardeşlerim için adalet istiyorum" diyen Canbaz daha sonra duruşma salonunda yakınların desteğiyle ayrıldı.

Hayatını kaybedenlerin yakınlarının ardından avukat Yalçın Deniz Özer söz aldı. Avukat Özer, şunları kaydetti:

"TCDD, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devlet tekelindeydi. AKP iktidarı özelleştirme kapsamında bu dev yapıyı tasfiye etmeye başladı. Demiryolu arazileri imara açıldı. Bu bazı yerlerde altyapıyı bozdu. 2011 tarihli KHK 655. Demiryolu Duzenleme Genel Müdürlüğü, regüle edeceğini bildiriyordu. Bu kanunun en önemli sonucu özel şirketler kendilerine ait şirketleşmesi halina geldi.

TCDD bir otobüs firması gibi özel şirket haline geldi. Kurum sermaye çıkarlarını gözeten bir kurum haline geldi. Bilirkişi raporlarında her şeyin dayandığı yer bu nokta oldu. Çorlu'da ne oldu? 4 sanık sandalyelere oturdu. En kıdemlisi Demir bakım müdürüydü. Bütün süreç boyunca, TCDD AŞ "kader" olarak inandırmaya çalıştılar. Bilirkişi raporlarında makinistlerin hatalı olmadığı görüldü. TCDD'nin bu faciaları engellemeye ehil personeli ve altyapısı yoktu. 300'ü aşkın menfezin Çorlu ile aynı olmadığını sanık ifade etti."

İddianamaden

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Müdürlüğü’nde görev yapan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk, “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis talebiyle yargılanıyor.

Davadaki bütün sanıklar tutuksuz yargılanıyor. 

Duruşma 29 Şubat'a Ertelendi

Sanık ve avukatlarının savunmalarının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına, dava konusu dosyanın kapsamlı olması, esas hakkında beyan ve savunmaların çok sayıda olması, mahkemeye ibraz edilen bazı belgelerin ve sözlü beyanların değerlendirilmesinin zorunlu olmasının hususları dikkate alınarak dosyanın incelenmesine karar vererek duruşmayı 29 Şubat tarihine erteledi.

'Yargılama Eksik Yapıldı'

Duruşmanın ardından aileler adına konuşan Mısra Öz, "18’inci duruşmanın sonuna geldik. Aslında şu anda sizler gibi bizler de, avukatlarımız da şaşkın. Çünkü bunun bir karar duruşması olduğu bir önceki celsede söylenmiş olup fakat ne yazık ki karara bir türlü bağlanamadı. O yüzden de ben kendi adıma söylemem gerekirse şaşkınım. 29 Şubat’a ertelendi duruşma, 19’ncu duruşmayı göreceğiz. İçeride dikkat çekmek isteğim bir konu var. Sanık ve sanık avukatları savunmaları bizim avukatlarımıza karşı değil birbirilerinin üzerine suçu atmak üzere savunma yaptılar. Her biri yine beyanında şunu dile getirdi; Devlet Demiryolları üst yönetiminin en başından beri kusurlu olduğunu ortaya koydular. Bizim için bu yargılama süreci ne yazık ki bugüne dek eksik yapılmıştır. Eksik yapılan bu yargılama sürecinde içeride çok net taleplerimiz oldu. Devlet Demiryolları'nın üst yönetimi için soruşturulma başlamasını ve aynı şekilde mevcut sanıkların olası kast üzerinden ceza alıp tutuklanarak cezaevine gönderilmelerini talep ettik” diye konuştu. (DHA)

çorlu tren kaza dava