Demokrasi Nedir, Ne Değildir?

TAKİP ET

Zamanımızda demokrasi kelimesi hemen herkes tarafından sloganlaşmış, içi boşaltılmış bir şekilde sık sık kullanılıyor, dillerden hiç düşmüyor

Zamanımızda demokrasi kelimesi hemen herkes tarafından sloganlaşmış, içi boşaltılmış bir şekilde sık sık kullanılıyor, dillerden hiç düşmüyor. Ülkemizde nutuk atmaya başlayan her politikacı, konuşmasına demokrasi diyerek başlıyor, konuşmasının içerisine bir sürü demokrasi kelimesi sıkıştırıyor ve en nihayetinde de konuşmasını demokrasi diyerek bitiriyor. Tuhaf olan ise demokrasi kelimesinin politikacısından askerine, sanatçısından iş insanına kadar bu kadar sık kullanıldığı bir ülkede demokratik nizamın bir türlü tesis edilememesidir. Kelime ve kavramların içini boşaltır, sloganlaştırır ve anlamını kaybettirirseniz doğal olarak amaç ve hedef kaybolur, demokrasi denile denile her türlü demokrasi karşıtı iş ve eylem uygulamaya konulur, insanlara da bu makul gelir. İşte bu yüzden sokağa çıkıp sorsan herkes demokrat, lakin memlekette demokrasinin esamesi bile okunmuyor, sallandır üçünü beşini, bak her iş nasıl yoluna giriyor mantığı hakim. Neticede  yazıp çizenlerin, tweet atanların içeride, mafya babalarının dışarıda olduğu tuhaf bir düzen bile insanlara anormal gelmiyor, böyle bir düzen bile demokratik olarak kabul edilebiliyor, böyle bir düzeni kurup yürütenler bile demokrasiden bahsedebiliyor. Politikacılar “verdimse ben verdim kime ne” mantığı ile sorgu sualden ari olma hakkına sahip olduklarına inanıyor ve daha da kötüsü bunu açık açık söylüyor halk ise tepkisiz seyrediyor, çıkıp kimse “babanın malını mı verdin” diye soramıyor. İş o kadar tuhaf bir boyuta vardı, demokrasi kavramının içi o kadar boşaltıldı ki, şeriat isteyenler, diktatörlük peşinde koşanlar bile demokratik hakkımızı kullanıyoruz, demokrasi istiyoruz diyebiliyorlar! Yeter artık, bu memleketin aydınları artık bir durup düşünmeli, demokrasi kavramını gözden geçirip, bu kelime kullanıldığında herkesin aynı şeyden bahsedildiğini anlayabilmesi için ortak bir dil oluşturmalı ve demokrasi kavramının içini doldurmalıdır. Peki nedir, ne değildir demokrasi? Öncelikle herkes bilmelidir ki demokrasi insani iradeyi merkeze alan bir değerler bütünüdür! Demokrasi en temelinde bir egemenlik meselesidir ve her şeyden önce toplumu yönetecek kanun ve kararları o toplumda yaşayan insanların belirlemesi hakkını, yani o toplumu oluşturan insanların EGEMENLİK hakkını savunmak demektir. Fakat bu da yeterli değildir demokrasilerde toplumu oluşturan her bir bireyin eşit olduğu, salt insan olmaktan dolayı eşit hak ve özgürlüklerinin bulunduğunun da kabul edilmesi gerekir. Yani eşitlik, özgürlük ve hakları yok edecek, bu değerlere aykırı kararlar almak, kurallar koymak da demokrasinin özüne aykırıdır. Kanun ve kuralları belirleme hakkını yani egemenliği bir sınıfın, bir kişinin, yahut da ilahi olduğu iddia edilen bir gücün tekeline bırakmayı savunan yada düşünen ideoloji, kişi yada kurumların demokrasi ile hiç bir şekilde uzak yakın bir ilişkisi yoktur, olamaz! Bilmek gerekir ki bu tip odakların kullandığı demokrasi kelimesi daima oltanın ucundaki yemdir. Demokrasi hümanist çağa ait, insan odaklı bir toplum modelidir, bu çağda egemen olan insandır, kuralları insanlar koyar, kanunları insanlar yapar, yöneticileri insanlar seçer ve denetler. Demokrasi asla ve kat'a  sadece seçmek yada seçilmekten ibaret değildir, seçmek ve seçilmek sadece demokratik sistemlerde kullanılan bir yöntemdir! Demokrasilerde seçilen yöneticiler toplumun diğer bireylerinden farklı hak ve imtiyaza sahip, özel ve herhangi bir kutsiyete haiz kişiler değildir, eşit sıradan vatandaşlardır, seçildikleri görevler ve kullanacakları iktidar geçicidir, bunlar ne kendilerini özel hissetmelidir ve nede toplum bunları özel kabul etmelidir. Birden fazla kişinin bulunduğu her toplulukta alınacak kararların belirlenmesi için bir oylama yapılması demokratik toplumlar için genel bir uygulama ve etkin bir yöntemdir. Topluluk kalabalıklaştıkça her karar için, herkesin oylamaya katılması mümkün olmaz ve mecburen bir temsilci seçmek gerekir. Seçimler işte bu noktada devreye girer, yani seçimler sadece demokratik toplumların kullandığı bir yöntemdir, asla demokrasinin kendisi değildir, bir toplumda seçimlerin yapılıyor olması o toplumda demokrasinin olduğunun mutlak delili de değildir. Seçimler yada oylama yolu ile demokrasinin ortadan kaldırılması, demokratik hak ve özgürlüklere tecavüz edilmesi asla demokratik bir hak olarak görülemez. Yani biz çoğunluğuz, oylarız, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri ortadan kaldırırız, bu bizim demokratik hakkımızdır demek hiç bir şekilde mümkün ve mantıklı değildir, asla kabul edilemez. Demokrasiler daima toplumu oluşturan insanların somut ve soyut ihtiyaçlarını karşılamada, onları memnun etmede en yüksek ve en kitlesel başarıyı elde etmeyi hedefler. Demokrasinin toplumlarda uygulanması ile ilgili iki temel demokrasi teorisi vardır, bunlar: Normatif ve ampirik demokrasi teorileri olarak tanımlanır. Normatif demokrasi teorisine göre demokrasinin tam anlamıyla sağlanabilmesi için, alınan kararların halkın tamamını memnun etmesi gerekir. Ancak biliyoruz ki gerçek hayatta böyle bir durum imkânsızdır, her bireyin beklentileri, istekleri, ihtiyaçları farklıdır; herkesi aynı anda memnun etmek olası değildir. Dolasıyla bu teori ideal olsa dahi ütopik ve uygulanamaz bir teoridir. Ampirik demokrasi teorisine göre ise demokrasi, halkın tamamını değil olabildiğince büyük kısmını memnun etmeye çalışır. Amacı herkesi değil mümkün olduğunca çok kişiyi memnun etmektir. Dolayısıyla gerçek hayatta uygulanması en mümkün teoridir. Burada önemli olan halkın mümkün olduğunca büyük bir çoğunu memnun etmeye çalışırken, tek bir kişinin bile temel hak ve özgürlüklerinin zedelenmemesinin önemidir. Herhangi bir toplumda demokrasiyi bir yönetim modeli olarak uygulayabilmek için önce o toplumu oluşturan bireylerin demokratik değerleri eksiksiz benimsemiş ve içselleştirmiş olması gerekir, bu olmaksızın demokrasiyi kurmak, işletmek ve sürdürmek mümkün değildir. Özellikle demokrasiye düşman inanç ve ideolojilerin yaygın ve etkili olduğu toplumlarda demokrasiyi kurmak ve yaşatmak çok güçtür. Bu tip toplumlarda çoğu zaman demokrasi düşmanı güçler ya demokratik olanakları kullanarak yada zorbalıkla iktidarı ele geçirir, sonuçta demokrasi kelimesini sadece iktidarlarını meşru göstermek için kullanırlar ve demokratik değerlere asla saygı göstermezler. Murat Özbülbül

demokrasi egemenlik hümanizm ideoloji normatif seçim teori