DEVA Kurucusu Öğretim Üyesi 'Kayyum Rektör'ün Danışmanı Olmayı Reddetti

TAKİP ET

Kayyum Rektörün şeffaflıktan uzak bir şekilde danışman olarak atamaya çalıştığı öğretim üyesi Aygören, öğrencilerin maruz kaldığı polis müdahalesini de gerekçeleri arasında sayarak bu teklifi geri çevirdi.

AKP Milletvekili Aday Adayı Melih Bulu'nun AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanması karşısında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin direnişi sürerken 'Kayyum Rektör' olarak adlandırılan Bulu, siyasi atama imajını kırmak için çabalarını sürdürüyor.

Uzun süre kendisine bir Rektör Yardımcısı bulamayan Bulu, artık teklif götürdüğü isimleri bu teklifleri reddetseler de şeffaflıktan uzak bir biçimde atamaya başladı. Adeta çaresizliğin tablosunu çizen Bulu, son olarak daha önce Girişimcilikten Sorumlu Rektör Danışmanlığı görevini götürdüğü öğretim üyesi Oğuzhan Aygören'i bu teklifi geri çevirmesine rağmen teklif ettiği göreve haber dahi vermeden atadı.

Aygören isminin teklifi reddetmiş biri olmasının yanı sıra dikkat çeken bir diğer tarafı da DEVA Partisi'nin kurucularından biri olması. Bu nedenle gözler hem Aygören'den gelecek açıklamaya hem de partiye çevrilmişken Dr. Aygören, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yayımlayarak sürecin nasıl işlediğini anlattı. 

"Ayrıştırıcı ve hedef gösterici mesajlar, bugün üniversite ve çevresinde polis baskısıyla gerçekleşen olaylar, öğrencilerimize güvenlik görevlilerinin müdahalesi kabul edilebilir değildir" cümlesiyle duruşunu net bir şekilde sergileyen Aygören, gerekçelerinin akabinde "Tüm bu sebeplerle, bu atamayı kabul etmemin mümkün olmadığını tüm kamuoyu ile paylaşmak isterim" ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Kurucusu Dr. Aygören'in açıklamasının tam metni ise şöyle:

"Ayrıştırıcılığın değil kapsayıcılığın dilini benimseyen, ülke gündeminde hepimizi boğan polemiklerden ve kısır çatışmalardan uzak durmayı tercih eden biri olarak iletişim ve empati yolu ile herkesle anlaşabileceğimize ve birbirimizi seveceğimize gönülden inanıyorum. İnsanlar yaralı, herkes bir çıkış yolu arıyor. Herkes kendince haklı ama deve misali her yerde bir eğrilik var. Gündelik siyaset her şeyi boğuyor ve bozuyor. Asıl konuşmamız gereken konuların gözden kaçmasına neden oluyor ve insanların enerjilerini polemikler üzerinde harcamalarına sebep oluyor. Tam da bu sebeple Sn. Ali Babacan ile beraber Deva Partisi'ni kurduk ve diğer siyasi partilere alternatif olan değil siyasi sistemin kendisine alternatif olan polemikten ve popülizmden uzak, doğru olmanın ve haklı işler yapmanın verdiği güçle hareket eden bir oluşum başlattık.

Kapsayıcı olmaya çalışmanın zor olduğunu da biliyorum. Hatta bir hocamızın deyimiyle sevilen kişi olmayacağınızı göze almanız gerekiyor. Ama yine de doğru olanı yapmanın verdiği iç huzuru ile yapılması gerekeni yapar, söylenmesi gerekeni söyler ve görülmesi gerekeni görürsünüz. Daha dün üniversitedeki hocalarımızla olan mesajlaşmalarımızda Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri olarak bizlerin nerede hata yaptık diye sorgulamamızı önermiş ve 2016'da yapılan rektör atama kanunu değişikliğine yönelik alternatif çözüm önerimizi bu atama öncesinde sunmuş olmamız gerektiğini belirtmiş ve geçmişe dair ödevimizi zamanında yapmadığımızı kabul ederek bundan sonraki hedefimizin sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil Türkiye için en uygun rektörlük seçim/atama modelini ortaya koymak ve bunun kanunlaşması için elimizden geleni yapmak olması gerektiğini dile getirmiştim. Bunları söylerken bizlere düşen rolün kurumun sürekliliğini sağlamak adına Boğaziçi kültürünü anlamaya, yaşamaya ve anlatmaya devam etmek olduğunu belirtmiştim. Bunun için haklı itirazlarımızı dile getirirken aşırılıklardan kaçınmayı, birbirimizi ötekileştirmemeyi, birbirimizi anlamaya çalışmayı ve yaraları iyileştirmeyi önermiştim. Eminim kapsayıcılığın dili ve empati bakışı sayesinde dipsiz gündem girdabına kapılmadan iyi, güzel, doğru ve adil olanda buluşabiliriz diyerek mesajımı bitirmiştim."

"Boğaziçi’ni Küçük Türkiye Yaptığımızda Hepimiz Kaybederiz"

"Bana girişimcilikten sorumlu rektör danışmanlığı önerisi geldiğinde birçok kişi ile görüştüm, istişare ettim ve nihayetinde rektöre önce Senato ve ÜYK üyeleri ile iletişim kurmasını ve sonrasında rektör yardımcılarını belirlemesini önerdim. Benim bir ünvana ihtiyacım olmadığını, zaten Girişimcilik Merkezi Müdürü olarak okulda bu alanda çalışmalar yaptığımı ve Boğaziçi’nin girişimcilik alanında öncü rol üstlenmesi için her zaman olduğu gibi elimden geleni yapmaya devam edeceğimi ilettim.

Bu kadar şeffaf ve samimi bir iletişimle diyalog kurmaya devam ederken bugün sürpriz bir şekilde rektör danışmanlığı görevine atandığımı öğrendim. Kendisinin de aynı şeffaflıkta hareket etmesini beklerdim. Boğaziçi, bu ülkenin en değerli beyinlerini yetiştirme sorumluluğu ile sıradanlaşmayı hak etmeyen çok özel bir yerdir. Gülse Birsel’in 2017 mezuniyet konuşmasında söylediği gibi bizim Türkiye’yi koskoca bir Boğaziçi yapmaya ihtiyacımız var. Ancak Boğaziçi’ni küçük Türkiye yaptığımızda hepimiz kaybederiz. Ayrıştırıcı ve hedef gösterici mesajlar, bugün üniversite ve çevresinde polis baskısıyla gerçekleşen olaylar, öğrencilerimize güvenlik görevlilerinin müdahalesi kabul edilebilir değildir. Tüm bu sebeplerle, bu atamayı kabul etmemin mümkün olmadığını tüm kamuoyu ile paylaşmak isterim.”

Oğuzhan Aygören boğaziçi üniversitesi melih bulu deva partisi akp rektör danışmanı gülse birsel