Diyarbakır'da 14 Yaşındaki Çocuğa Toplu İstismar Davasında 21 Kişi Beraat Etti
Diyarbakır'da 8. sınıf öğrencisi, yüzde 50 zihinsel engelli çocuğun toplu istismara maruz kaldığı davada, 8 yıl sonra tüm sanıklar için beraat kararı çıktı. Mahkeme 'somut delil' aradı.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 21 kişi tarafından istismar edilen 14 yaşındaki zihinsel engelli F.B ile ilgili dava 8 yılın ardından beraatla sonuçlandı.
Sözcü'nün haberine göre, pedagoglar eşliğinde kendisini istismar edenleri isim isim teşhis eden F.B. sanıklar hakkında tek tek ifade verdi.
F.B., sanıkların kendisini ölümle ya da ailesinden birisine zarar vermekle, öldürmekle tehdit ettiğini, çoğunun birden fazla kez kendisini istismar ettiğini, birçok sanığın yanında başka kişiler de getirerek kendisini onlarla da para karşılığı ilişkiye zorladığını ve işkence gördüğünü anlattı.
'Annemi Dövdüler, Para Teklif Ettiler'
Sanıkların ve ailelerinin şikayetten vazgeçirmek için tehdit ettiğini de anlatan F.B. 1 kişi hariç tüm sanıkları emniyet müdürlüğünde teşhis ettiğini söyledi. F.B. istismarın babasının ölümünden 2 ay sonra başladığını da söyledi.
Bir arkadaşının daha istismara uğramasının ardından polise giderek şikâyetçi olduğunu söyleyen F.B. "Annemi dövdüler, şikayetten vazgeçmesi için para teklif ettiler. Yurtta kalmak istemiyorum, beni annemin yanına gönderin" dedi.
F.B’nin öğretmeni A.C. de mahkemedeki ifadesinde, “Bizim öğrencimizdir, zihin problemiyle ilgili rehabilitasyon merkezine gelirdi. Beni çok sevdiği için ders dışında da beni ziyarete gelirdi. Sürekli uzun kollu ve etek giyinirdi. Son dönemde başını da kapatmıştı. Özellikle sağ kolu omzuna kadar darp iziyle doluydu. Sağ elinin üstünde bileğe kadar çizikler, boynunda morluklar ve tırnak izleri vardı. Darp izlerinin ağabeyinden kaynaklandığını söylüyordu. Vücudundaki morluklar 2-3 haftada bir oluyordu” dedi.
HTS Kayıtları Ortaya Çıktı
Sanıkların tümü F.B’yi tanımadıkları, kendisiyle cinsel ilişkiye girmediklerini, iftira kurbanı olduklarını söyleyerek beraatlarını istedi.
Geriye dönük HTS kayıtlarını inceleyen mahkeme, sanıkların birçoğunun çocuğun annesini defalarca aradıklarını tespit etti.
'Saf, Çocuksu ve Çabuk Kandırılabilir Kişilerdendir'
Çocuk izleme merkezindeki uzman psikolog tarafından tutulan gözlem raporunda, F.B’nin normal mental kapasiteye sahip olmadığı, zekâ yaşının gerçek yaşına uygun olmadığı, gerçek yaşından daha düşük bir zekâya sahip olduğu, saf ve çocuksu diye tabir edilen kişilerden olduğu, çabuk kandırılabilir olduğu bildirildi.
Gerçeği ve geleceği ayrıntılı irdeleme ve planlamada zorluk yaşayan, düşünce sürecinde istikrarsızlık yaşayan, çevrede tembel, haylaz, dikkatsiz olarak bilinen kişilerden olduğu, gerçeği algılamada zorluk çektiği, anlattıklarının gerçek olabileceği, çevredekiler tarafından kandırılmış olabileceği, cinsel istismara uğramış olabileceği ifade edildi.
Adli tıp kurumu tarafından da istismara maruz bırakıldığı rapor edildi.
Akran ilişkilerinde kısıtlılık yaşadığı, entelektüel kapasitesinde kısıtlılık olduğu, öz bakım becerilerinde kısıtlılık olduğu, hafif düzeyde mental retardasyon olduğu, engelli durumunun tüm bunlar dikkate alınarak yüzde 50 olduğunun tespit edildiği, maruz kaldığı cinsel istismara ilişkin, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği bildirildi.
'Uzun Zaman Geçmiş, İfadeleri Çelişkili'
Savcı mütalaasında tüm sanıkların delil durumuna göre, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cebir, şiddet, hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçundan cezalandırılmalarını istedi.
Mahkeme, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmadığını, mağdur kızın ifadelerinin ise birbiriyle çeliştiğini, cinsel istismarın kesin tarihlerinin belirlenemediğini belirtti.
Mağdurun birden fazla istismara uğradığı tarihteki yaşı göz önüne alındığında olayın uzun zaman sonra adli makamlara intikal etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu vurguladı.
Mahkeme Somut Delil İstedi
Mahkeme, suç tarihi ile şikâyet tarihi arasında uzunca bir süre geçtiğini, mağdurun ifadelerinin somut delillerle desteklenmediğini, çelişkili ve soyut ifadeleri dışında somut ve ikna edici sanıkların cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığını kaydetti.
Mahkeme, ATK raporuna göre anal; vajinal bölgedeki yırtık ve cinsel istismar bulgularının sanıklarca işlendiğine dair delil bulunmadığına vurgu yaparak, bu tespitlerin kendi başına sanıklarla ilişkilendirilemeyeceğinin altını çizdi.