Ekrem İmamoğlu Der Spiegel'e Konuştu: Erdoğan Rakiplerini Saf Dışı Bırakmaya Çalışıyor

TAKİP ET

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu Alman Der Spiegel dergisine röportaj verdi. İmamoğlu, "Eğer Erdoğan'a karşı yarışırsam ve kazanırsam, fakat hakkımdaki mahkeme kararı kesinleşirse, Erdoğan kazanmış olmuyor. İkinci aday otomatik olarak cumhurbaşkanı olmaz. Seçimler Erdoğan'a evet/hayır referandumuna dönüşür.' dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada kendisine 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyaset yasağı gelmişti. Kararın ardından yurtiçinde olduğu kadar yurtdışından da pek çok basın kuruluşu konuyu gündemine taşımıştı. 

Almanya merkezli Der Spiegel dergisinden Şebnem Arsu ve Özlem Topçu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir röportaj gerçekleştirdi. İmamoğlu'na röportajda; hakkında verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararı, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun karar günü Almanya'da olması gibi sorular soruldu. 

İşte röportajın tam metni:

Soru: Sayın başkan, bu kadar kısa bir süre içinde ve şu anki düzeyde bir kararı bekliyor muydunuz?

İmamoğlu: Öncelikle böyle bir iddianame hazırlanacağını beklemiyordum. 4 Kasım 2019'da İçişleri Bakanı'na ilk İstanbul belediye başkanlığı seçimini tekrarlayanların ahmak olduğunu söyledim. Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin hakaret şikayetleri 27 Mayıs 2021 tarihli. Daha önce bana 'ahmak' diyen bakana 'ahmak' kelimesini iade ettiğimi tüm Türkiye biliyordu. Ciddiye alınacak bir şey yoktu. Hakkımdaki bu kararın siyasi amaçlı olduğu hakimin değiştirilmiş olmasıyla kanıtlandı. İlk başta benim yargılamamdan sorumlu olan hakim, ne hikmetse başka bir şehre sürgüne gönderildi. Türk medyasında sürülen hakim için "Siyasetçiler benden Ekrem İmamoğlu'nu cezalandırmamı istediler. Ama cezalandırılacak bir şey yoktu. Tehdit edildim ve görevim değiştirildi." diye konuşuldu. Ancak bu konuyla ilgili herhangi bir soruşturma yapılmadı. Medya, yeni atanan hakimin geçmişi hakkında çok sayıda iddia olduğunu bildirdi. Hakim değiştikten sonra ceza verileceği bize açıktı.

 

Soru: Kararı öğrendiğiniz anda yanınızda olan kendi partinizin lideri değil, başka bir partinin lideriydi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi açıdan böylesine önemli bir günde İstanbul'da yanınızda olmaması şanssızlık mıydı?

İmamoğlu: Sayın Kılıçdaroğlu benim tüm davalarımda hep çok destek oldu. Yurt dışı gezisini çoktan planlamıştı. Ayrıca bu durumda ceza verilmeyeceğini de düşündü. Makul insanların görüşüne göre zaten böyle olması gerekirdi. O an yanımda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener vardı. Unutulmamalıdır ki ben CHP ile İYİ Parti ittifakının belediye başkanı adayıydım. Tabii ki CHP üyesiyim ama Akşener Hanım'ın partisi de bu ittifakta önemli bir taraftır.

 

Soru: Bu kararla birçok kişi sizi önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ana rakibi olarak görüyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

İmamoğlu: Ben hayata Erdoğan gibi bakmıyorum. Onların kampında bir kişiye odaklanılır, ben ise bir takım oyuncusuyum. Muhalefette aday olarak tartışılan birçok güçlü siyasetçi var. Ben de onlardan biriyim. Dolayısıyla Erdoğan'ın rakiplerini saf dışı bırakmaya çalıştığını ve pek de cesur olmadığını görmek zor değil.

 

Soru: Şu anda muhalefet için olası senaryolar tartışılıyor. Bu senaryolardan birinde siz aday oluyorsunuz, seçim kampanyası sırasında karara karşı istinaf süreciniz başarısız oluyor, yani saf dışı kalıyorsunuz ve Erdoğan kazanıyor. O zaman Türkiye nasıl bir ülke olurdu?

İmamoğlu: Eğer Erdoğan’a karşı yarışırsam ve kazanırsam, fakat hakkımdaki mahkeme kararı kesinleşirse, Erdoğan kazanmış olmuyor. İkinci aday otomatik olarak cumhurbaşkanı olmaz. Seçimler Erdoğan’a evet/hayır referandumuna dönüşür. Türkiye'de bu tür bir siyasi 'mühendislik' her zaman var olmuştur. Ancak milletimiz bunu hiçbir zaman onaylamamıştır. İşin içindeki herkes, insanların istediği şeyin her zaman gerçekleştiğini bilmelidir. Aslında bunu en iyi Erdoğan bilmeli. Şimdi bu yollara başvuruyor olması bana akla yatkınlığını kaybettiğini gösteriyor.

 

Soru: Cumhurbaşkanı adayının kim olması gerektiği konusunda muhalefette ciddi bir görüş ayrılığı olduğuna dair söylentiler var. Bunun seçmenleri nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?

İmamoğlu: Altı farklı partinin ittifakı Türkiye için eşi benzeri görülmemiş bir şey. Bu partilerin farklı siyasi görüşleri var, ki zaten her konuda hemfikir olmalarını bekleyemezsiniz. Ancak cumhurbaşkanlığı adaylığı altılı masada hiç tartışılmadı. Liderlerimiz bunu açıkça ortaya koydu. Bu nedenle, herhangi bir isim hakkında anlaşmazlık olduğu iddiası, iktidar medyası tarafından uydurulmuş bir yalandır.

 

Soru: Altılı masa henüz bir cumhurbaşkanı adayı belirlemediği için eleştiriliyor. Seçim tecrübesi olan biri olarak, bunun doğru strateji olduğunu düşünüyor musunuz?

İmamoğlu: Evet, doğru strateji bu. İktidarın ve medyasının iki yıldır bu ismin açıklanmasını bekliyor olması, bu adayı her şekilde yıpratmak istediklerini gösteriyor. Bu isim Ocak veya Şubat aylarında duyurulacaktır. Çok geç olduğunu düşünmüyorum.

 

Soru: 2019'da İstanbul'daki belediye başkanlığı seçimi tekrarlandığında Erdoğan'ın adayına karşı daha büyük bir farkla kazandınız. 2023 seçimlerinde de vatandaşlardan benzer bir tepki bekliyor musunuz?

İmamoğlu: Hatalarından ders çıkarmayanlar çok daha farklı bir yenilgiye hazırlansınlar.

 

Soru: Aleyhinizdeki karar bir çeşit intikam olarak görülebilir mi? Yoksa bazılarının işaret ettiği gibi bu bir korkutma işareti mi?

İmamoğlu: Bu, İstanbul'u iki seçimde de kaybetmiş olmanın yarattığı büyük travmanın ifadesidir. Bunu üç buçuk yıldır sindiremediler. Şimdi yargıyı siyasallaştırıyorlar. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar.

 

Soru: Karar açıklandıktan sonra Erdoğan'ın partisindeki (AKP) siyasetçiler sizinle iletişime geçti mi?

İmamoğlu: AKP'ye yıllarca hizmet etmiş, bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış insanlardan ve halen AKP'li olanlara kadar çok sayıda destek çağrısı aldım. 

 

Soru: Avrupa'dan aldığınız büyük destek hakkında ne düşünüyorsunuz? Yabancı ülkelerin Türkiye'ye cumhurbaşkanı adayını dayattığı söyleniyor.

İmamoğlu: Ben bu tartışmaları ne gerçekçi ne de gerekli buluyorum. Suyu bulandırmaya hizmet eden tartışmalar bunlar. Şahsım, karakterim ve büyüdüğüm çevre herkes tarafından biliniyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ne yurtdışından ne de başka bir yerden destek alarak gelmedim. Amerika'dan ya da Avrupa'dan herhangi bir görev için izin almadım, özellikle de İstanbul'u yönetmek için.

 

Soru:  Seçim kampanyanızın sloganı 'Her şey çok güzel olacak' idi. Aralık 2023'ü düşündüğünüzde: her şey hala çok güzel olacak mı?

İmamoğlu: Ben geleceğe hep umutla bakarım. Elbette ki güzel olacak.

 

***Bu röportajın çevirisi TamgaTürk editörleri tarafından yapılmıştır. 

 

ekrem imamoğlu istanbul büyükşehir belediyesi siyasi yasak Der Spiegel röportaj