Endüstri 5.0 - I: Bir Viski Kadehinde

TAKİP ET

Viski çok enteresan ve pahalı bir hobi

Viski çok enteresan ve pahalı bir hobi. Üretildiği yöreye göre çeşitli damıtma teknikleri var, üretildiği yere göre çeşitli yasaları var, istenilen tada göre kullanılan fıçıları var, alınacak tada göre kullanılacak bardağı var… Bu yazının konusu değil belki ancak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk verginin müsebbibi bile viski. Yani tarihi etkisi bile var. Viskiler arasında en bilineni de İskoç viskisi. Yıllarca pek çok İskoç geçimini viski üretiminden kazanmış ve pek çok İskoç da memleketinin viskisini seve seve içmiş. James Watt da bunlardan biri ve şu an hepimizin içerisinde yaşadığı sistemin temelini İskoç bir mühendis bir viski kadehinin dibindeyken atmıştır desem biraz iddialı ve kanıtsız konuşmuş olurum fakat bir İskoç’tan daha azı da beklenemez. Hikayenin buraya kadar olan kısmında James Watt’ın viski ile olan ilişkisi hariç her şey kesin olarak doğru. Şu an içerisinde yaşadığımız sistem güç birimine soyadı verilen adamın icadından, James Watt’ın buharlı makinesinden gelmekte. İngiltere’de dokuma yapmak için kullanılan makineler 1700’lerin başlarından itibaren yavaş yavaş kullanılmaya başlansa da James Watt’ın 1770’lerin ortasında ürettiği buharlı makinesi tüm dünyayı derinden sarstı. Artık insanlık trenler yapabilecek, bu trenlerle pek çok hammaddeyi bir yerden başka bir yere taşıyabilecek kabiliyete sahipti. Yani artık kömür taşınılabilir; kömürün enerjisiyle hızlı ve daha az hatasız üretim yapılabilirdi. Makinelerin üretimi yapması tek başına mümkün olmadığı için artık insanlığın bir de işçi sınıfı vardı. Bugün dönüp baktığımızda tüm o zamanlarda yaşananları Sanayi Devrimi veya Endüstri 1.0 diye adlandırıyoruz. Verimlilik bir şeye bir işe yatırılan girdinin o işten alınan sonuçla oranlanmasıyla alakalıdır. Yani çıktının girdiye oranı bize verimi verir. İnsanlık sanayi devrimiyle beraber üretimde çok büyük bir atılım yapsa da üretimler istenilen verimlilikte değildi. Bazı ürünler üretilmek için günlerce uğraşılıyor ve çok pahalıya satılıyordu; araba gibi. Herkesin araba kullanmasını isteyen bir idealist bir adam tam bu noktada devreye girdi. “Herkes ata biner gibi arabaya binebilecek” dedi ve montaj hatları sayesinde üretim süresi 1.5 saat olan ‘Model T’ isimli otomobil ortaya çıktı. İşçiler iş bölümü yaptı, yani her bir işçinin artık uzmanlık alanı oluştu. “Her model arabayı alabilirsiniz ancak siyah olmak kaydıyla.” sözünün sahibi Henry Ford’un temelini attığı model üretime geçişe ve sonrasında, bir sonraki sanayi devrimine kadar olan süreye Endüstri 2.0 veya 2. Sanayi Devrimi adını taktık. Her sanayi devriminin en temel amacı daha hatasız, daha çok ve daha ucuza üretmektir. Çalıştıracağın işçiyi azaltmak, hatasız üretimini arttırmak her işletme sahibinin hayalidir. Dünya, 1950’lerin sonu 1960’ların başında böyle bir imkana yavaş yavaş kavuşmaya başladı. Artık sadece programlayacaktık ve çipler bizim yerimize halledecekti. Ya da saatlerce masanın başında tasarım yapmaya gerek yoktu bunu bizim için bilgisayarlar yapacaktı. Endüstri 2.0’dan sonra elbette bu dönemi Endüstri 3.0 diye adlandırdık artık üretim otomatikti ve bu devir pek çok gelişmelere gebe oldu. Bu süreçteki en devrimsel dönüşüm ise dijitalleşmedir. 2011’de Bosch şirketi tarafında Hannover Fuarı’nda bir dönüşümden geçtiğimizi dile getirdi: “Artık Endüstri 4.0’dayız.” M. Çağrı Budak

2. Sanayi Devrimi Bosch Endüstri 1.0 Endüstri 2.0 Endüstri 3.0 Endüstri 4.0 Hannover Fuarı Henry Ford James Watt Model T Sanayi Devrimi