Enver Altaylı Meselesi ve Türkeş Nosyonu

TAKİP ET

Enver Altaylı belki de suçludur, bilemem

Enver Altaylı belki de suçludur, bilemem. FETÖ ile kucak kucağa o kadar adam var ki, 2012 öncesi herkesi aklayan mekanizma, bir tek Enver Altaylı’nın mı 2012 öncesine takılmış kalmış? Ancak Selcen Taşçı’nın dediği üzere bugün büyük bir sırrı ifşa ediyormuş gibi davranan Algı Yöneticisi etki ajanları, aslında Enver Altaylı’nın Doğan Kitap’tan bastırdığı kitabında anlattığı meseleleri, biraz gizeme, biraz ihanete boyayarak anlatıyor. NATO Konsepti içerisinde dönemin devletinin ne yapıp yapmadığını zaten öylece anlamıyor muyuz? Peki, o zaman niye Enver Altaylı üzerinden yürünüyor? Çünkü Enver Altaylı üzerinden nişan alınan kişi, Aydınlıkçı olarak tabir edilen etki ajanları tarafından bizzat Alparslan Türkeş’in kendisi… Dün PKK ile Diyarbakır sokaklarında sarı-kırmızı-yeşil flama sallayıp Maoculuk yapanların, Abdullah Öcalan’ın elini sıkanların, Türk milliyetçiliğini sulandırma faaliyetlerinden daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Pekâlâ, esas hedef Türk Milliyetçiliğini bitirmek mi? Hayır! Öncelikle nosyon, sonra da misyon değiştirtmek… Çünkü anlaşılacağı üzere eksen kayması var ve “Elbet MOSKOF olacak viran, Anadolu ile bir olacak TURAN” bilinci, Aydınlıkçı uzantıların hem nosyonu, hem de misyonuyla çelişiyor. Adamların Kırım’da Rus, Tebriz’de İran, Urumçi’de Çin yanlısı politikaları, apaçık bir TÜRK düşmanlığı iken, Esir Türkler hürriyeti için kendi vatanları adına mücadele yaptıkları için ABD ajanlığı ile suçlanırken, tam da bu algı yönetimi ile Alparslan Türkeş’in Orta Asya projesine saldırmak istiyorlar. O günlerde yapılanları değersizleştirmek ve o günlerin muhasebesinde Türk Milliyetçilerini yanı başımızda budaklanan ŞANGAY BEŞLİSİ emperyalizmi adına devreden çıkartmak istiyorlar. Bahaneleri de hazır. ABD ve Amerikan yanlısı davranışlar… Hayır efendim… O iş o kadar kolay değil. Devlet NATO konsepti içinde hareket etmişse bunun adı ittifak ilişkisiydi, nasıl ki, yarın, Rus ile bugünkü Libya ortaklığımız sorgulanamazsa o dönem yani geçmişte KKTC’ye ordu çıkarmış, Balkan Türklerini Bulgar ve Slav zulmünden koruma hamlesi yapan ve Varşova Paktına karşı NATO kalkanı kullanan Türkiye’yi de yargılayamazsınız. İç meseleler başkadır elbet… Devletler müttefik olma halini içinde bulunduğu dilimle açıklar, geçmişi göz önünde bulundurur ve geleceği hesaplar. Ancak Aydınlıkçı zihniyetin BAAS kafasıyla Suriye refleksli Ortadoğulu bilinciyle Türk Milliyetçiliğine karşı yürüttüğü kampanyanın arkasında sırıtan başka hamleler var. O hamleler de besbelli ki, Fetö borsası ile elini kolunu sallaya sallaya gezen bir takım kişiler ve gruplar… Sanki bunları tartıştırmamak için cambaza bak diyorlar, cambaz olarak da Enver Altaylı’yı seçmişler ve Rahmetli Türkeş üzerinden Ülkücülere yürüyerek KUTEYBE’nin veletlerini iktidar yapmak isteyenlerin faturasını KÜRŞAT’lara kesmeye çalışıyorlar. Yeşil Komünizm ile Kızıl Komünizm sarıda buluştu ve Türk milliyetçiliğini de sarartarak sulandırarak emri altına almaya çalışıyor… Önce nosyonunu sonra da misyonunu değiştirtmeye çalışıyor. Haydi bir de Yeniçağ gazetesinden Ahmet Gürsoy’un sorduğu soruyu soralım. Ülkücüleri karıştıran etki ajanı Enver Altaylı ise Sol grupları karıştıran kim? En önemlisi Kuteybe veletlerini iktidar yolunda toplumla barıştıran kim? Aslında hikâyenin görünür kısmı bu… Yastığımız Mezar Taşı, Yorganımız Kar Olsun, Biz Bu Yoldan Dönersek, Namus Bize Ar Olsun…

Ahmet Gürsoy alparslan türkeş enver altaylı selcen taşçı