Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 21-Türk Milliyetçiliğinin Ayaklar Altına Alınması
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.
Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı.
Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi.
TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlatıyor.
İslamcı ideolojiye sahip AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hayatı boyunca Türk milliyetçiliği fikrine karşı oldu. Erdoğan için "ümmet" fikri her zaman "millet" fikrinden önce geldi.
İktidarının en başından beri İslamcı politikalar güden Erdoğan'ın son yıllarda milliyetçi politikalar güttüğü düşünülse de bu politikalar ya AKP istibdadını sağlamlaştırmak için ya da Erdoğan'ın vatandaştan çok seçmen olarak gördüğü halkın gözünü boyamak için yapılan güvenlikçi yaklaşımlar oldu. Türk milliyetçiliğinin temel değerlerinden birisi olan özgürlükçülük ise Erdoğan'ın düşman olduğu diğer bir fikir oldu.
AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın Türk milliyetçiliğine en açık düşmanlık yaptığı dönemler Türkiye'yi ciddi bir milli güvenlik krizi tehdidi ile karşı karşıya bırakan çözüm süreci zamanlarında oldu.
Erdoğan bu dönemde, “Kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız." laflarını kullanmaktan çekinmedi.
Erdoğan'ın bu sözlerine Türk milliyetçileri büyük tepki gösterdi.
Nitekim Erdoğan ve AKP istibdadı bu süreçte "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözüne de çok kez karşı çıktı. AKP istibdadı mensupları "Sen ne mutlu Türk'üm dersen o da ne mutlu Kürt'üm der" lafını ağızlarına dolayarak Kürtçülüğe de zemin hazırladılar.
Nitekim Erdoğan'ın fikirleri Cumhurbaşkanı olduktan sonra da hatta MHP ile ittifak kurduktan sonra da değişmedi. Erdoğan 2017'de 40. Muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada bölücü Kürtçülük ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisini bir tutup "Türk'üm demek en tabi hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan Türk milliyetçiliğine olan düşmanlığını Türk milliyetçiliğini etnikçilik ile bir tutup üstüne milliyetçiliğin "şeytandan" olduğunu iddia ederek de göstermiş, "Biz Kürt milliyetçiliğini de ayaklarımızın altına alıyoruz. Laz, Türk ve Arap milliyetçiliğini de ayaklarımızın altına alıyoruz. Hepsini ayaklarımızın altına alıyoruz. Çünkü değerler silsilesi içerisinde böyle ırki, kavmiyete dayanan milliyetçilik yoktur. Bu şeytandandır" demişti.
"Türk'üm" diyerek başlayan Andımız da yine AKP istibdadı döneminde kaldırıldı. Erdoğan bu konudaki eleştirilere "Her sabah çocukları sıraya dizip, yağmurun karın altında soğuk savaş döneminin demir perde ülkelerini hatırlatan sloganlar attırmak milliyetçilik değildir." diyerek yanıt verdi.
Nitekim bu dönemde AKP istibdadı mensupları ve yandaşları tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin ve mübarek Türk Bayrağının adının değiştirilmesi dahi teklif edildi.
AKP istibdadının yaptığı çözüm süreci döneminde başta Türk milliyetçileri olmak üzere Türk gençleri okullarına rahat gidemedi. Zira üniversiteler adeta Kürtçü terör örgütü PKK'ya teslim edildi. Çözüm süreci sonrasında da Erdoğan'ın yanında hizalanmayan Türk milliyetçileri türlü eziyetlerle karşılaştı.
Türk milliyetçiliği fikrine aykırı olarak bölücü Kürtçüler palazlandırıldı, Türk ekonomisi çökertildi, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına AKP istibdadı tarafından milyonlarca göçmen dolduruldu. Ancak Erdoğan, AKP istibdadının devamı için sürdürdüğü güvenlikçi politikaları "milliyetçilik" adı altında sunmaya devam etti.
14 Mayıs seçimlerine giderken AKP Genel Başkanı Erdoğan, mürteci-Kürtçü Hizbullahçı Hüda-Par ile ittifak kurdu. Hüda-Par Sözcüsü de ittifak ortağı Erdoğan'a uyarak “Biz Kürt milliyetçisi bir parti değiliz. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir partiyiz. Biz Müslümanız, biz hiç kimsenin kavminin bir başka kavmin üzerinde olmasını kabul etmiyoruz. Bize göre Müslüman kardeştir, bütün insanlar eşittir” ifadelerini kullandı.
Serimiz devam edecek...