Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 33-Tarımda Dışa Bağımlılık

TAKİP ET

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında Türkiye'de birçok skandal yaşandı.

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 32-Vekillerin Millete Yük Olması

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 31-Çocuk Açlığı

 

Şüphesiz ki bu sebeplerin en önemlilerinden biri, tarihi boyunca tarım toprakları olarak anılan Anadolu'nun üzerine kurulmuş Türkiye'nin, yanlış politikalar ve çıkar peşinde koşanlar yüzünden gıda güvenliğinin dış ülkelere bağımlı hale gelmesiydi.

Zengin toprakları, iklim çeşitliliği ve coğrafi konumu sayesinde pek çok tarımsal ürünün yetiştiği ve kendi kendine yetebilen bir ülke olan Türkiye’nin tarım sektörü, AKP'nin başa geldiği 2002 yılından bugüne dek büyük bir gerileme yaşadı. AKP istibdadı döneminde uygulanan yanlış politikalar ve niteliksiz sermayenin baskısı sonucunda Türkiye tarımda dışa bağımlı hale geldi.

Tarımda Dışa Bağımlılık Nedir?

Tarımda dışa bağımlılık, Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi bağımsızlığını tehdit eden bir sorundur. Tarım ürünlerinin ithal edilmesi, hem yerli üreticilerin mağdur olmasına hem de gıda fiyatlarının artmasına neden olmaktadır. Ayrıca ithal edilen ürünlerin kalitesi ve güvenliği de tartışmalıdır. Tarım sektörü daraldıkça, kırsal kesimde yaşayan milyonlarca insan da yoksulluk ve işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır.

Tarımdaki Başarısızlığın Sebepleri Neler?

AKP istibdadıyla birlikte tarım sektörü ciddi bir gerileme yaşadı. Bu duruma gelmemizde birçok neden sayabilsek de en önemlisi tarım sektörüne yeterli destek ve teşvik verilmemesiydi.

AKP döneminde çiftçiler ürettikleri ürünleri ya zararına satmak zorunda kaldı ya da üretimden vazgeçirerek kırdan kente göç etti. 

AKP'nin en büyük eksiklerinden biri de tarım arazilerinin sanayi ve kentleşme nedeniyle azalmasıydı. AKP tarım alanlarını fabrika, yol, konut gibi yapılar için tahrip etti veya işlevsiz hale getirdi. Tarım araştırma-geliştirme faaliyetlerine yeterli kaynak ayrılmaması da tarım sektörünün gerilemesine katkıda bulundu.

AKP tarım teknolojileri ve yöntemleri geliştirmeyi veya yaygınlaştırmayı da ihmal etti. Tarım-sanayi işbirliğinin zayıf olması da bir başka etken oldu. AKP tarım ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, pazarlanması gibi aşamalarda sanayi sektörü ile uyum sağlayamadı.

Tarım politikalarının milli çıkarlara uygun olmaması da sorunun diğer kaynaklarından biriydi. AKP, Türk tarım ürünlerinin ithalatını kolaylaştırırken, ihracatını zorlaştıran anlaşmalar imzaladı. Küresel rekabet koşullarına uyum sağlayamama da tarım sektörünü olumsuz etkiledi. AKP  istibdadı, Türk tarım ürünleri kalite, standart, sertifika gibi kriterlerde yeterli seviyeye ulaşmasını engelleyerek ihracata darbe vurdu.

AKP'nin Yanlışlarının Bedelini Türk Milleti Ödedi

Bu durumun sonuçları ise oldukça vahim oldu. Türkiye gıda güvenliği ve egemenliği riski ile karşı karşıya kaldı.

Türkiye 90'lı yılların ortalarına kadar kendi kendine yeten bir ülke iken, gıda ihtiyacının büyük bir kısmını dışarıdan karşılamak zorunda kaldı. Bu da hem siyasi hem de ekonomik açıdan bağımlılık yarattı.

Gıda fiyatlarında artış ve enflasyon baskısı da yaşanılan krizin tuzu biberi oldu. Dışarıdan gelen gıda ürünleri çoğu zaman kalitesiz ve genelde pahalıydı. Bu da halkın alım gücünü düşürdü ve hayat pahalılığına yol açtı.

Dış ticaret açığının büyümesi ve cari açık sorunu da ortaya çıktı. Türkiye tarım ürünleri ithalatını arttırırken, ihracatını azalttı. Bu da döviz rezervlerini eritti ve döviz kuru üzerinde baskı oluşturdu.

Kırsal nüfusun azalması ve göç sorunu da yaşandı. Tarım sektöründen geçimini sağlayan insanlar kentlere göç etmek zorunda kaldılar veya ettiler. Bu da hem kentlerde hem de kırsal alanlarda sosyal ve ekonomik sorunlara neden oldu. 

AKP, 2002 yılından bu yana tarımda dışa bağımlılığını artıran bir politika izledi. Bunun sonucunda;

1- Tarım sektörünün milli gelir içindeki payı 2002 yılında %11,4 iken 2020 yılında %6,1’e düşmüştür.

2- Tarımsal girdilerin (tohum, gübre, ilaç, mazot vb.) ithalatı 2002 yılında 1,3 milyar dolar iken 2020 yılında 5,5 milyar dolara çıkmıştır.

3- Tarımsal ürünlerin (buğday, mısır, pirinç, bakliyat, şekerpancarı vb.) ithalatı 2002 yılında 1,9 milyar dolar iken 2020 yılında 6,8 milyar dolara çıkmıştır.

4- Tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı 2002 yılında 7,4 milyon iken 2020 yılında 5 milyona düşmüştür.

5- Tarım sektöründe verimlilik ve kalite düşmüş, çiftçilerin gelirleri azalmış ve borçları artmıştır.

Serimiz devam edecek...

 

Erdoğana Oy Vermemek İçin 66 Sebep tarımda dışa bağımlılık tarım tarım ve orman bakanı tarım politikaları tamgatürk