Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 35-Türk Pasaportunun Prestiji

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında Türkiye'de birçok skandal yaşandı.

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

Bu sebeplerin en önemlilerinden biri, şüphesiz ki Türk Pasaportunun prestiji. AKP istibdadıyla birlikte Türk vatandaşları, pasaport gücünün zayıflığı nedeniyle yurtdışına seyahat etmekte sayısız zorluk yaşadı. Pasaport kontrolü sırasında, 3. dünya ülkesi vatandaşı muamelesi görmekten şikayet eden vatandaşlarımız; vize başvurusu yapmak için uzun süre beklemeye, yüksek ücret ödemeye ve birçok belge sunmaya zorunda kaldı. 

Pasaport Kontrolünde Kötü Muamele

Yurt dışına çıktıklarında pasaport kontrolü sırasında kötü muamele ile karşılaşan Türk vatandaşları, Türkiye’nin son yıllarda uluslararası alanda yaşadığı prestij kaybının cefasını çekiyor. Pasaport kontrolü sırasında, 3. dünya ülkesi vatandaşı gibi davranıldıklarını ifade eden vatandaşlarımız, bazı durumlarda ise pasaport kontrolü sırasında ayrımcılığa uğradıklarını veya hakarete maruz kaldıklarını belirtiyor.

Türk Pasaportu Dünyanın En Zayıf Pasaportları Arasında

Türkiye’nin pasaport gücü, dünyanın en zayıf pasaportları arasında yer alıyor. Dünyanın en güçlü pasaportları sıralamasında Türkiye bir önceki yıla göre iki sıra birden gerileyerek 53’üncü oldu. Henley Pasaport Endeksi’ne göre Türkiye pasaportuyla 110 ülkeye vizesiz veya vize kolaylığıyla girilebiliyor. Bu sayı, dünyanın en güçlü pasaportu olan Japonya’nın 191 ülkeyle girdiği karşılaştırıldığında oldukça düşük görünüyor. Peki Türkiye’nin pasaport gücü neden bu kadar düşük?

AKP İstibdadı Döneminde Dış Politika Fiyaskoları

Uzmanlara göre, Türkiye’nin pasaport gücünün düşük olmasının nedenleri arasında, Türkiye’nin dış politikası ve ekonomisi yer alıyor.

AKP istibdadı döneminde, Türkiye’nin dış politikası büyük bir değişim yaşadı. Özellikle komşu ülkelerle yaşanan sorunlar, Türkiye’nin bölgesel ve küresel rolünü etkiledi. Suriye, Irak, Libya, Mısır ve Yunanistan gibi ülkelerle yaşanan gerginlikler, Türkiye’nin hem güvenliğini hem de ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca, AB ve ABD gibi stratejik ortaklarla da ilişkiler zorlaştı. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası alanda izolasyonuna ve prestij kaybına yol açtı.

AKP’nin Vizesiz Avrupa Vaadi Neden Tutmadı?

AKP iktidarı, Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vizesiz seyahat edebilmesi için uzun yıllardır müzakere yürütüyor. Ancak bu süreçte birçok engel ve aksaklık yaşandı. AKP’nin verdiği vaatlerin gerçekleşmemesinin nedenleri neler?

Vize Serbestisi Yol Haritası ve 72 Kriter

Türkiye ile AB arasında vize serbestisi diyaloğu, 2013 yılında başladı. Bu diyaloğun temel belgesi ise Vize Serbestisi Yol Haritası oldu. Bu yol haritasında, Türkiye’nin vize serbestisi alabilmesi için yerine getirmesi gereken 72 kriter belirlendi. Bu kriterler arasında, biyometrik pasaport uygulaması, göç yönetimi, terörle mücadele, insan hakları ve yargı reformu gibi konular yer alıyordu.

AKP iktidarı, bu kriterleri yerine getireceğini ve 2016 yılında vize serbestisi alacağını vaat etti. Ancak bu süreçte birçok sorun yaşandı. Avrupa Komisyonu, 4 Mayıs 2016 tarihinde yayımladığı son raporunda, Türkiye’nin 72 kriterin sadece 65’ini tamamen karşıladığını teyit etti. Geri kalan 7 kriter ise halen tamamlanmamış durumda.

Geri Kabul Anlaşması ve Sığınmacı Krizi

Vize serbestisi diyaloğunun en önemli unsurlarından biri de Geri Kabul Anlaşması idi. Bu anlaşma, Türkiye’nin AB ülkelerine kaçak yollardan giren veya sınır dışı edilen kişileri geri kabul etmesini öngörüyordu. Bu anlaşma, Türkiye ile AB arasında 2013 yılında imzalandı ancak 2016 yılında yürürlüğe girdi.

Bu süre zarfında, Suriye’deki iç savaş nedeniyle sığınmacı krizi patlak verdi. Milyonlarca Suriyeli sığınmacı Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalıştı. Bu durum hem Türkiye hem de AB için büyük bir sorun haline geldi. Türkiye ile AB arasında 18 Mart 2016 tarihinde bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu mutabakata göre, Türkiye Ege Denizi üzerinden Yunanistan’a geçen tüm mültecileri geri alacak ve karşılığında AB de Türkiye’deki Suriyeli mültecilerden bir kısmını yeniden yerleştirecekti. Ayrıca, AB Türkiye’ye mali yardım yapacak ve vize serbestisi sürecini hızlandıracaktı. 

Ancak hem AB'nin Türkiye'yi bir göçmen bariyeri olarak kullanması hem de AKP'nin bölgesel ortaklıklarda dengesiz bir politika izlemesi sebebiyle bu kriter gerçekleşmedi.

AB’nin 7 Kriterde Israrı ve Türkiye’nin Tepkisi

AB, Türkiye’ye vize serbestisi vermek için 7 kriterin tamamlanmasını şart koşuyor. Bu kriterler arasında en tartışmalı olanı ise terörle mücadele yasasının AB standartlarına uygun hale getirilmesi. AB, bu yasanın insan haklarına ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu ve muhaliflere baskı aracı olarak kullanıldığını iddia ediyor. Türkiye ise bu yasanın değiştirilmesinin terörle mücadelesini zayıflatacağını ve ulusal güvenliğini tehlikeye atacağını savunuyor. Ancak öte yandan Suriye'deki cihatçı gruplara verdiği destek ve Şeraitçı terör örgütü Taliban ile AKP'nin kurduğu ilişki derin çelişkiler barındırıyor.