Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 36-Atanamayan Öğretmenlerin İntihar Etmesi
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında Türkiye'de birçok skandal yaşandı.
TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.
Bu sebepler arasında en trajik olanlardan biri de kuşkusuz ki atanamayan öğretmenlerin intiharları oldu.
AKP iktidarı istibdadı döneminde eğitim sistemi büyük bir çöküş yaşadı. Eğitim kalitesi düştü, öğrenciler sınav baskısı altında ezildi, öğretmenler ise hem maddi hem manevi olarak büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Özellikle atanamayan öğretmenlerin sayısı her geçen yıl arttı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 2021 yılında 500 bine yakın ataması yapılmayan öğretmen bulunurken, BBC'nin projeksiyonuna göre bu sayının 2023 mezunlarıyla birlikte 1 milyona yaklaşması bekleniyor. Bu öğretmenlerin oldukça küçük bir kısmı sözleşmeli olarak çalıştırılırken, bazıları kısmı farklı sektörlerde yaşama tutunmaya çalışıyor.
Atanamayan öğretmenlerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri de intihar eğilimi. Son 10 yılda yaşamına son veren ataması yapılmayan öğretmen sayısı 300’e yaklaştı. Bu öğretmenlerin bir kısmı ekonomik sıkıntılar nedeniyle, bir kısmı ise mesleklerini yapamadıkları için intihar etti. Bazıları ise çalıştıkları okullarda mobbing, taciz veya şiddet gibi nedenlerle hayatına son verdi.
Hayatlarının Baharında Yitip Giden Fidanlar
Örneğin 21 yaşındaki öğretmen Kevser Abdülkadiroğlu, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümü'nü birincilikle bitirmiş, ancak atanamamıştı. Abdülkadiroğlu, hayatının baharında intihar etti.
Sosyal bilgiler öğretmeni Merve Çavdar, 2014 yılında üniversiteden mezun olmasına rağmen yıllar boyunca atanamamış ve iş bulma çabaları da sonuçsuz kalmıştı. Çavdar, 2018 yılının Nisan ayında evinden "İş bulmaya gidiyorum" diyerek çıktı ve bir daha geri dönmedi.
ayatına son veren Merve Çavdar'ın ardından AKP Esenler Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Şeyma Korkmaz, Türkçeden yana nasipsiz olduğunu gösteren bir imla ile "Demek ki ateist, deistmiş bu bayan. Gittiği yer de cehennemdir. Tabi Allah bilir ama görünen köy de kılavuz istemez yani. Bir de CHP'nin bir oyu daha azaldı" yorumunu yaptı.
Kasım 2021'de hayatına son veren İbrahim Yeşilbağ'ın ise askerden gelmesinin üzerinden sadece iki hafta geçmişti. Ailesinin kullanmadıkları gecekondu evinde kendisini tavana asan İbrahim Yeşilbağ, atanamayan bir coğrafya öğretmeniydi. Ölümünün ardından Yeşilbağ'ın cebinden 6 lira çıkmıştı.
Gaziantep’te yaşayan 25 yaşındaki Türkçe öğretmeni Saadet Harmancı, sözleşmeli olarak çalıştığı Gaziantep İmam Hatip Lisesi’nden mobbing yaşadığı için 10 Kasım 2019’da intihar etti.
23 yaşındaki beden eğitimi öğretmeni Fedai Altun, çalışmak zorunda olduğu inşaatta elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmişti.
Mustafa Kaya (28), Şanlıurfa, 2022
Mehmet Ali Çelik (26), Konya, 2019
Ayşe Dürlü (24), Ankara, 2018
Emre Akkurt (28), İstanbul, 2018
Fatih Yalçın (24), Samsun, 2017
Hakan Çelik (25), Adana, 2017
Ebru Gültekin (27), İzmir, 2016
Mehmet Emin Kaya (29), Antalya, 2016
Ayşe Arslan (26), Bursa, 2015 ve daha niceleri...
Devlet İlgilenmiyor, STK'lar Yetesiz Kalıyor
Öğretmen intiharlarına ilişkin kapsamlı resmi bir çalışma bulunmaması ise konunun etraflıca değerlendirilmesini zorlaştırıyor. Ancak yerel ile ulusal basına çıkan haberlerden ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin aralarında olduğu sivil toplum kuruluşlarının raporlarından elde edilen veriler, öğretmen intiharlarının ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.
Öğretmenler Neden Atanamıyor?
Türkiye’de eğitim sisteminin en önemli sorunlarından biri de öğretmen atama sorunu. Her yıl binlerce öğretmen adayı mezun oluyor. Bu durum hem öğretmen adaylarının hem de eğitim kalitesinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor.
Peki bu durumun sebepleri ne?
Son 15 yılda eğitim fakültelerinin sayısı 63’ten 92’ye, öğrenci sayısı ise 14 binden 228 bine çıktı.
Bazı alanlarda fazla öğretmen adayı varken, bazı alanlarda ise yetersizlik yaşanıyor.
Öğretmen atamaları KPSS puanına, mülakata, sözleşmeli veya kadrolu statüsüne, zorunlu hizmet süresine ve tercihlere göre yapılıyor. Bu sistem her yıl değişikliklere uğruyor ve öğretmen adaylarını mağdur ediyor.
Öğretmen atamaları için yeterli bütçe ayrılmıyor ve siyasi gerekçelerle bazı alanlara veya bölgelere öncelik veriliyor.
Eğitim Özelleştirilmesi Öğretmenler İçin de Büyük Bir Sorun
Türkiye’de eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri de eğitim özelleştirilmesi. Bu durum eğitimin kalitesini ve fırsat eşitliğini olumsuz etkilerken, kamuya atanması yapılmayan öğretmenlerin güvencesiz bir şekilde çalıştırılmasına ve emeklerinin sömürülmesine sebep oldu.
Peki ne oldu da eğitim kurumu sektörleşti?
Özel okullara teşvik verilmesi
AKP iktidarı döneminde özel okullara çeşitli teşvikler verildi. Örneğin 2012 yılında çıkarılan bir kanunla özel okullara devlet desteği sağlandı. Bu destekten 2020 yılında 1 milyon 200 bin öğrenci yararlandı. Ayrıca özel okullara vergi indirimi, arsa tahsisi, kredi kolaylığı gibi imkanlar da tanındı.
Özel okulların sayısının ve talebinin artması
Özel okullara verilen teşvikler sonucunda özel okulların sayısı ve talebi arttı. Son 10 yılda özel okulların sayısı yüzde 150 artarak 3 bin 500’e ulaştı. Aynı dönemde özel okul öğrencisi sayısı ise yüzde 300 artarak 1 milyon 600 bine çıktı. Özellikle orta ve üst gelir grubundaki aileler çocuklarını devlet okullarından alarak özel okullara gönderdi.
Öğretmen atamalarının yapılmaması
Eğitim bütçesinin yetersizliği nedeniyle devlet okullarına yeterli sayıda öğretmen atanamadı. Özel okulların çoğu öğretmenlerine düşük ücret vererek iş güvencesi sağlamayıp, mesleki gelişimlerine katkı sağlamadı.
Eğitim Bütçesi ve AKP’nin Sorumluluğu: Türkiye OECD Ülkeleri Arasında Sondan İkinci
Türkiye’de eğitim sistemi büyük bir kriz içinde. Öğrencilerin başarı oranları düşük, öğretmenlerin atamaları yapılmıyor, okulların fiziki şartları yetersiz. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri de eğitim bütçesinin yetersizliği. Türkiye, eğitime yapılan yatırımda OECD ülkeleri arasında sondan ikinci sırada yer alıyor.
OECD’nin 2022 yılında yayınladığı Eğitim Göstergeleri raporuna göre, Türkiye eğitime milli gelirinin yüzde 3,9’unu harcıyor. Bu oran OECD ortalamasının altında ve OECD ülkeleri arasında sadece Meksika’nın ardından ikinci en düşük oran. Ayrıca Türkiye, öğrenci başına yıllık harcamada da OECD ülkeleri arasında sondan ikinci sırada. Türkiye’de öğrenci başına yıllık harcama 4 bin 678 dolar iken, OECD ortalaması 11 bin 787 dolar.
Eğitim bütçesinin yetersizliği AKP iktidarı döneminde daha da arttı. AKP iktidarı döneminde eğitim bütçesi milli gelirin yüzde 4’ünü geçmedi. Ayrıca eğitim bütçesinin büyük bir kısmı personel giderlerine gitti ve eğitimin kalitesini artırmaya yönelik yatırımlar ihmal edildi. Örneğin 2022 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi 274 milyar lira olarak belirlendi ancak bunun sadece 5 milyar lirası yatırım giderlerine ayrıldı.