Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 38-Sürekli Terörist İlan Edilmek

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlatıyor.

Terörle mücadele konusunda Türkiye Cumhuriyeti herhalde dünyada en çok yara almış ve bu konuda en büyük sorunları yaşamış ülkedir. Türkiye; Kürtçü terör örgütü PKK, şeriatçı terör örgütleri IŞİD ve El Kaide, mürteci terör örgütü FETÖ, solcu terör örgütü DHKP/C ve sair birçok terör örgütüyle çeşitli zamanlarda mücadele etti. Bu uğurda birçok asker ve sivil şehit oldu.

Ancak AKP istibdadı döneminde hem terör örgütleri daha önce hiç olmadıkları kadar palazlandılar hem de AKP Genel Başkanı Erdoğan kendisine muhalif olan herkesi terörist ilan etti.

Erdoğan'ın bu terörist ilan etme furyası Gezi Parkı olaylarıyla başladı. Erdoğan dönemindeki en büyük kitlesel sokak gösterileri olan Gezi Parkı eylemleri, AKP istibdadının bir travmasına dönüştü. Bu travmayı aşmak isteyen AKP istibdadı mensupları ve Erdoğan Gezi'ye katılanları terörist ilan etti.

Erdoğan'ın terörist ilan ettikleri arasında sadece sokakta eylem yapan gençler yok; 12 Ocak 2017'de Türk Lirası'nda yaşanan değer kaybı vatandaşın dövize yönelmesine neden oldu. Erdoğan bu dönemde yaptığı konuşmada elinde dövizi olanları suçladı. "Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların bir de ekonomik boyutu olduğunu artık herkes görüyor" diyen Erdoğan, "Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur" dedi.

Erdoğan daha sonra bu konuyu dilinden düşürmedi ve 7 Şubat 2017'de TOBB Ekonomi Şurası'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin notunu düşüren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını hedef aldı. Erdoğan, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının attığı adımın altında ne yatıyor. Orada da ekonomik terörü estirmek suretiyle acaba Türkiye'yi nasıl ürkütürüz gayreti içindeler" ifadelerini kullandı.

31 Mart 2019'daki yerel seçimlerine doğru Erdoğan, Millet İttifakı'na yönelik sık sık ağır suçlamalarda bulundu. Erdoğan 27 Şubat 2019'da yaptığı konuşmada, "Bugün Türkiye'de iki ittifak karşı karşıyadır" diyen Erdoğan, AKP ve MHP'nin kurduğu Cumhur İttifakı'nın karşısında "Zillet İttifakı" olduğunu söyledi. Erdoğan "Zillet İttifakı'nın amacı terör örgütlerinin uzantılarını belediye meclislerine taşımak" diye sözlerini sürdürdü. Olaylar Erdoğan'ın ileri sürdüğü gibi gelişmedi. 

Erdoğan, Çin Virüsü salgınının yayılmaya başladığı dönemde de yardım toplayan CHP'li ve İYİ Partili belediyeleri teröristlikle suçladı. Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığını, Sağlık Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, diğer bakanlıkları, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya, benzeri işler yapmaya kalkışıyorlar... Bu tür teşebbüsler geçmişte FETÖ ve PKK gibi örgütler tarafından da denenmişti" diye konuştu. Terör örgütlerinin bu tür teşebbüsleri çoğunlukla AKP istibdadı döneminde yaşanmıştı. 

Erdoğan 16 Nisan 2017'de, istibdad düzeninin yerleşmesinin oylanacağı referandum öncesinde, yeni sisteme "hayır" diyenleri de terörist ilan etti. Erdoğan, 12 Şubat'taki konuşmasında, "16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. Ve 'hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır. Bunu kimse sağa sola çekmesin" dedi. Erdoğan 9 Nisan'daki miting konuşmasında da "Kim hayır diyor? İmralı, Kandil, FETÖ. Bunlar hayır dediğine göre burada düşünmek gerekmez mi? Söyle bana arkadaşını söyleyim sana kim olduğunu" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın terörist ilan ettiklerinin yanında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle ürünleri zamlı satan kebapçıları bölücü ilan etti. Böylelikle "bölücü kebapçılar" ifadesi de hafızalardaki yerini aldı.

Nitekim enflasyon nedeniyle artan hayat pahalılığında iş yapmaya çalışan hemen herkes terörist ilan edilme furyasından nasibini aldı. Buna BİM, A101 gibi iktidara yakınlıklarıyla bilinen marketler de dahil edildi. Hatta BİM'in şubeleri saldırıya uğradı.

Terör kavramının içinin bu kadar boşaltılması sayesinde terör örgütleri daha rahat propaganda yapma imkanı buldu. 

14 Mayıs seçimleri yaklaşırken AKP Genel Başkanı Erdoğan kimi hedef alacak bilinmez ancak Türk vatandaşları hayatta kalmaya çalışırken sürekli terörist ilan edilmekten oldukça yoruldu.

Serimiz devam edecek...