Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 42-Enflasyon

TAKİP ET

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 41-AKP'nin Kıbrıs Politikası

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 40-TL'nin Döviz Karşısındaki Hali

Bu sebepler arasında en önemlilerinden biri de şüphesiz ki enflasyon. Ürün ve hizmetler üzerindeki fiyatların genel düzeyindeki sürekli ve hissedilir artışını ifade eden bir kavram olarak tanımlanan enflasyon, ekonomik performansın ve istikrarın bir göstergesi olarak kullanılır. Enflasyonun yüksek olması, ekonomik ve sosyal açıdan birçok soruna neden olur.

Enflasyon ve Türkiye: Siyam İkizleri

Türkiye, tarihinde birçok kez yüksek enflasyon oranlarıyla karşılaşmıştır. Türkiye’de enflasyonun yükselmesinin nedenleri arasında, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithalat bağımlılığı, bütçe açığı, faiz oranları ve para politikası gibi faktörler sayılabilir.

Türkiye’de enflasyon hedeflemesi ilk kez 1999’da söz konusu edildi2. Merkez bankası başkanı Gazi Erçel ve hazineden sorumlu devlet bakanı Recep Önal’ın imzası ile Uluslararası Para Fonu’na (IMF) 9 Aralık 1999’da sunulan iyi niyet mektubunda enflasyonun hedeflenen değerlere düşürüleceği ifade edildi.

Türkiye’nin Enflasyon Macerası: 2002’den Günümüze

Türkiye, 2000’li yılların başında yaşadığı ekonomik krizlerin ardından, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte ekonomik istikrar sağlamaya çalıştı. 2002 yılında %29,7 olan TÜFE enflasyonu, 2004 yılında %9,3’e kadar geriledi. Bu dönemde, TCMB bağımsız bir kurum olarak faaliyet göstermeye başladı ve enflasyon hedeflemesi rejimini benimsedi. TCMB, enflasyonu düşük ve istikrarlı tutmak için faiz oranlarını belirleyici bir araç olarak kullandı.

Ancak 2005 yılından itibaren, Türkiye’nin dış ticaret açığı ve cari açığı artmaya başladı. Bu durum, Türk lirasının değer kaybetmesine ve ithal malların fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Ayrıca, küresel finansal krizin etkileri de hissedildi. 2008 yılında %10,1 olan TÜFE enflasyonu, 2009 yılında %6,5’e geriledi. Bu dönemde, TCMB faiz oranlarını düşürerek ekonomiyi canlandırmaya çalıştı.

2010’lu yıllarda ise, Türkiye’nin ekonomik performansı dalgalı bir seyir izledi. 2010-2013 yılları arasında büyüme hızı yüksek olmasına rağmen, enflasyon da çift haneli rakamlara ulaştı. 2013 yılında %7,4 olan TÜFE enflasyonu, 2014 yılında %8,2’ye yükseldi. Bu dönemde, TCMB faiz oranlarını artırarak enflasyonu kontrol altına almaya çalıştı.

2014-2018 yılları arasında ise, Türkiye’nin ekonomisi siyasi ve jeopolitik gerginliklerden olumsuz etkilendi. 15 Temmuz darbe girişimi, Suriye krizi, terör saldırıları gibi olaylar Türk lirasının değerini düşürdü ve enflasyonu tetikledi. 2018 yılında %20,3’e fırlayan TÜFE enflasyonu, Türkiye’nin son 15 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bu dönemde, TCMB faiz oranlarını %24’e kadar çıkardı.

Erdoğanomi: Faiz Sebep, Enflasyon Sonuç

2019-2021 yılları arasında ise, Türkiye’nin ekonomisi yeni zorluklarla karşılaştı. Koronavirüs salgını nedeniyle küresel ekonomide yaşanan daralma Türkiye’yi de etkiledi. Döviz kurlarındaki artış ve ithalat bağımlılığı enflasyonu daha da körükledi. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın faizleri düşürme baskısı nedeniyle TCMB başkanları sık sık değiştirildi. Bu durum TCMB’nin güvenilirliğini zedeledi ve piyasaların tepkisini çekti. 2021 yılında %19,5’e ulaşan TÜFE enflasyonu, Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri haline geldi.

"Ben Ekonomistim": Aynen

Enflasyonun yükselmesinde bir diğer etken de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TCMB’ye yaptığı müdahaleler olarak nitelendirildi. Marmara Üniversitesi İktisat Bilimi mezunu bir ekonomist olduğunu iddia eden Erdoğan, faizleri düşürerek enflasyonu da düşüreceğini savundu.

Bu görüş, ekonomi biliminin temel ilkelerine aykırıdır. Çünkü faizlerin düşmesi, talebi artırarak fiyatları yükseltir. Ayrıca, faizlerin düşmesi, yabancı sermayenin kaçmasına ve döviz kurlarının artmasına neden olur. Bu da ithal malların fiyatlarını yükselterek enflasyonu tetikler.

Erdoğan ayrıca, TCMB’nin bağımsızlığını zedeleyerek sık sık müdahalelerde bulundu. Erdoğan’ın faiz indirimi baskısı nedeniyle TCMB başkanları sık sık değiştirildi. Bu durum, TCMB’nin güvenilirliğini ve itibarını zayıflatırken; Erdoğan’ın müdahaleleri, piyasaların tepkisini çekip Türk lirasının değer kaybetmesine neden oldu.

"Durmak Yok Yola Devam"

Türkiye, son yıllarda yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele ediyor. TÜİK verilerine göre, tüketici fiyat endeksi TÜFE 2021 yılında ortalama %19,5 arttı. Bu oran, TCMB hedeflediği %5’in çok üzerinde. 2022 yılında ise TÜFE enflasyonu daha da yükselerek %50,51’e ulaştı. 2023 yılında ise TÜFE enflasyonunun %40 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.

ÜFE oranları da TÜFE oranlarından daha yüksek seyrediyor. 2021 yılında ÜFE ortalama %54 artarken, 2022 yılında %100 arttı. 2023 yılında ise ÜFE ortalama %80 artması bekleniyor.

TÜİK ve Güven: Daha Tanışmadılar

Son yıllarda, TÜİK’in açıkladığı veriler, vatandaşların ve bazı ekonomistlerin yaşadığı gerçekliği yansıtmadığı eleştirilerine maruz kalıyor. TÜİK’in hesaplama yöntemleri ve veri kaynakları şeffaf olmadığı için güvenilirliği sorgulanıyor. TÜİK’in enflasyon, işsizlik, büyüme gibi temel göstergelerdeki rakamları, piyasa beklentilerinin ve uluslararası kuruluşların tahminlerinin altında kalıyor.

Doğal olarak piyasa da TÜİK’in verilerine güvenilmediği için alternatif veri kaynakları bulmaya çalışıyor. Örneğin, enflasyon hesaplamak için bir sivil toplum kuruluşu olarak ortaya çıkan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG); TÜİK’in kullandığı sepete benzer bir sepet kullanarak, fiyatları internet üzerinden topluyor ve her ay E-TÜFE adını verdiği bir endeks yayınlıyor. ENAG’ın açıkladığı E-TÜFE rakamları ise TÜİK’in açıkladığı TÜFE rakamlarından çok daha yüksek çıkıyor.

Enflasyonun Yarattığı Sorunlar

Paranın satın alma gücünü azaltan enflasyon, insanların yaşam standartlarını olumsuz etkiledi.

Enflasyondan en çok faydalanan kesimler ise, borçlular, spekülatörler ve rantçılar olurken; en çok zarar gören kesimler, sabit gelirliler, emekliler, işsizler ve yoksullar oldu.

Enflasyon nedeniyle paranın değeri eridiği için, insanlar tasarruf yapmak yerine harcama yapmayı tercih etti. Bu da, üretim ve istihdamı olumsuz etkiledi.

Enflasyon nedeniyle devletin gelirleri azalırken, giderleri artırdı. Bu da, bütçe açığını ve kamu borcunu büyüttü.

Enflasyon, dış ticaret dengesini bozdu. Enflasyon nedeniyle yabancı malların fiyatları yükselirken, yerli malların fiyatları düştü.. Bu da, ithalatı artırırken, ihracatı azaltır. Bu durum, dış ticaret açığını ve cari açığı büyüttü.

 

 

Erdoğana Oy Vermemek İçin 66 Sebep enflasyon recep Tayyip Erdoğan tüik cari açık