Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 43-Aleviler

TAKİP ET

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 41-AKP'nin Kıbrıs Politikası

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 42-Enflasyon

Bu sebeplerinden en önemlilerinden biri de Alevilerin talepleriniz sonuçsuz kalmasıydı. Kendini Alevi olarak tanımlayan vatandaşların talepleri yalnızca seçim dönemlerinde hatırlandı, seçimlerden sonra unutuldu. 

Peki siyasal İslamcı AKP, Aleviler hakkında ne gibi politikalar üretti? 

AKP’nin Alevi Sorununa Çözüm Arayışı Yok

Türkiye’de yaklaşık 5 ile 7 milyon arasında olduğu tahmin edilen Aleviler, yıllardır devlet tarafından tanınmayan ve ayrımcılığa uğrayan bir topluluk. Alevilerin en temel talepleri arasında cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması ve devlet kadrolarında eşit temsil yer alıyor.

Ancak AKP iktidarı, 2002 yılından bu yana Alevilerin sorunlarına çözüm getirmek yerine, onları oyalamak ve sindirmek için çeşitli hamleler yaptı. AKP’nin Alevilerle ilgili politikalarını üç ana başlıkta inceleyebiliriz:

Alevi Açılımı: Sözde Diyalog

AKP’nin ilk dönemlerinde Alevilerle diyalog kurma iddiasıyla başlattığı “Alevi Açılımı” süreci, 2009-2010 yıllarında yapılan “Alevi Çalıştayları” ile somutlaştı. Bu çalıştaylarda Alevi kurumları ve sivil toplum örgütleri ile devlet yetkilileri bir araya gelerek Alevilerin taleplerini tartıştılar.

Ancak bu çalıştaylar sonucunda hiçbir somut adım atılmadı. AKP hükümeti, cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesine karşı çıkarak, Alevilerin ibadetlerini camilerde yapmalarını önerdi. Zorunlu din dersleri konusunda da herhangi bir değişiklik yapılmadı. AKP’nin bu tutumu, Alevilerin tepkisini çekti ve çalıştaylar sona erdi.

AKP Hükümeti Cemevlerini İbadethane Olarak Tanımadı

Türkiye’de Alevilerin en temel taleplerinden biri cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesiydi. Alevilerin ibadet ettikleri ve toplumsal dayanışma kurdukları yerler olan cemevleri, Aleviler için camilerden farklı bir anlam taşımaktaydı. 

Ancak AKP hükümeti, cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesine karşı çıktı. Alevi toplumun taleplerine göz deviren AKP, cemevlerini ibadethane olarak tanımadı ve Alevilerin ibadetlerini camilerde yapmalarını önerdi. AKP Genel Başkanı Erdoğan, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini “Türkiye’de yeni bir mezhep oluşturmak” olarak nitelendirdi.

Alevilerin inanç ve ibadet özgürlüğünü ihlal eden AKP hükümetinin bu tutumuna karşın, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi için yıllar süren hukuki ve siyasi mücadeleler verildi. Alevi toplumunun önde gelen kanaat önderlerinin açtığı davalar sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesi gerektiğine karar verdi.

Ancak AKP hükümeti, AİHM’in kararlarını uygulamayarak cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini engellemek için çeşitli yollar denedi. Örneğin AKP hükümeti, cemevlerine elektrik ve su faturalarında indirim yaptı ve onları ibadethane statüsüne yaklaştırdığını iddia etti. Ancak bu indirim, cemevlerinin yasal olarak tanınması anlamına gelmedi.

AKP hükümetinin bu politikası, Alevilerin devlet tarafından tanınmadığını gösterdi. Aleviler, cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesini sadece bir hak olarak değil, aynı zamanda bir saygınlık olarak gördüler. AKP hükümetinin cemevlerine ibadethane statüsü vermemesi, Alevilerin toplumda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesine neden oldu.

Zorunlu Din Dersi: Alevilerin Mücadelesi

Alevilerin en önemli taleplerinden biri de zorunlu din derslerinin kaldırılması oldu. Zira zorunlu din dersleri, Alevilerin inanç dünyasına uymuyor ve dayatmacı bir uygulama niteliği taşıyordu.  Sünni İslam’ın temel esaslarını öğreten zorunlu din dersleri, Aleviliği yok sayan bir içeriğe sahip olduğu için sert bir şekilde eleştiriliyordu.

Aleviler, zorunlu din derslerine karşı çeşitli hukuki ve siyasi mücadeleler verdi. Yine Alevi toplumundan önde gelen kanaat önderlerinin açtığı davalar sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), zorunlu din derslerinin Türkiye’de insan hakları ihlali oluşturduğuna karar verdi. AİHM, 2007 yılında Eylem Zengin kararı ile 2014 yılında Mansur Yalçın ve diğerleri kararı ile Türkiye’yi zorunlu din derslerini kaldırmaya veya seçmeli hale getirmeye çağırdı.

Ancak AKP hükümeti, AİHM’in kararlarını uygulamak yerine, zorunlu din derslerini daha da güçlendirdi. AKP hükümeti, 2012 yılında yaptığı eğitim reformu ile zorunlu din derslerinin yanında seçmeli olarak “Arapça” ve “Hadis” gibi dersleri de müfredata ekledi. Bu derslerin içinde de Alevilerin inanç dünyasına ait herhangi bir değer yer almadı.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi AKP hükümeti, zorunlu din dersinden muaf olmak isteyen Alevileri çeşitli yollarla engellemeye çalıştı. AKP hükümeti, muafiyet için başvuran Alevilerden “Alevilik belgesi” isteyerek toplumun önemli bir kesiminin inanç ve kimlik açısından ayrımcılığa uğrattı.

Tüm bunlara karşın Alevilerin mücadelesi, diğer toplumsal kesimler tarafından da destek gördü. Zorunlu din dersleri sadece Alevilerin değil, Türkiye’de laiklik ve demokrasi isteyen herkesin mücadelesi haline geldi.

Cemevi Ziyareti: Sembolik Jest

AKP’nin ikinci döneminde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cemevi ziyareti gündeme geldi. Erdoğan, 2015 yılında Muharrem ayında Ankara’da bazı cemevi ve derneklerine yönelik saldırının ardından sürpriz bir kararla Muharrem orucunu cemevinde açtı.

Bu ziyaret, bazı kesimler tarafından olumlu bir adım olarak görülse de, çoğu Alevi kurumu bunu samimiyetsiz ve sembolik bir jest olarak değerlendirdi. Zira Erdoğan’ın cemevi ziyareti, cemevlerinin ibadethane statüsü verilmesine yönelik herhangi bir taahhüt içermiyordu. Erdoğan, daha önce de 2011 seçimleri öncesinde cemevlerine ibadethane statüsü vereceğini vaat etmiş ancak bunu yerine getirmemişti.

Vakıf Operasyonu: Bölme ve Yönetme

AKP’nin üçüncü döneminde ise Alevilerle ilgili politikası daha da sertleşti. AKP hükümeti, Alevilerin taleplerini görmezden gelerek, onları bölme ve yönetme stratejisi izledi. Bu strateji kapsamında AKP’ye yakın olan vakıflarla ile işbirliği yaparak, diğer Alevi kurumlarını dışladı.

AKP hükümeti, kendine yakın olan vakıflara ait olan cemevlerine maddi destek sağlayarak, onları ibadethane statüsüne yaklaştırdığını iddia etti. Ancak bu destek, cemevlerinin yasal olarak tanınması anlamına gelmiyordu. Ayrıca yandaş vakıfların AKP’ye yakın olması nedeniyle diğer Alevi kurumları tarafından güvenilir bulunmuyordu.

AKP hükümeti, aynı zamanda yandaş vakıflar üzerinden Alevilerin siyasi temsilini de ele geçirmeye çalıştı. AKP’nin 2018 seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın seçim beyannamesinde yer alan “Alevi Politikaları” başlığı altında sadece yandaş vakıfların taleplerine yer verildi. Diğer Alevi kurumlarının talepleri ise görmezden gelindi.

AKP’nin bu politikası, Aleviler arasında bölünmeye ve kutuplaşmaya yol açtı. Bazı Aleviler AKP’ye destek verirken, çoğu Alevi AKP’yi kendilerine düşman gördü. AKP’nin Alevilerle ilgili samimi olmadığı ve onları kullanmaya çalıştığı görüşü yaygınlaştı.

Sonuç

AKP iktidarı, 2002 yılından bu yana Alevilerin sorunlarına çözüm getirmekten uzak bir tutum sergiledi. Alevilerle diyalog kurma iddiasıyla başlattığı süreçlerde hiçbir somut adım atmayan AKP, daha sonra sembolik jestlerle Alevileri oyalamaya ve sindirmeye çalıştı.

Ancak bu politika, Alevilerin taleplerini ortadan kaldırmadığı gibi, onların tepkisini de arttırdı. Aleviler, halen daha haklarını savunmak için mücadeleye devam ederken; AKP’nin Alevilere karşı olan tutumu, Türkiye’de toplumsal barış ve demokrasi açısından büyük bir sorunun kanıtı şeklinde karşımızda duruyor.

Video: CEM TV

Erdoğana Oy Vermemek İçin 66 Sebep aleviler zorunlu din dersi cemevleri cemevleri ibadethanedir ibadethane kemal kılıçdaroğlu cem vakfı recep Tayyip Erdoğan