Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 51-Her Şeyin Katar'a Satılması

TAKİP ET

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 49-CAATSA Yaptırımları ve F-35 Krizi

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 50-AKP Genel Başkanı'nın Faiz İnadı

Bu sebeplerden belki en sıkıcı olanı da AKP döneminde Katar’a satılan şirket ve kurumların sayısı oldu. Normal bir finansal yatırımdan ziyade Türkiye'nin neredeyse tüm sektörlerini işgal eden Katar sermayesi, stratejik kurumlardan tutun da tekstile kadar pek çok varlığın sahibi oldu. Peki bunun temel sebebi tam olarak neydi?

AKP Katar İlişkisi

AKP döneminde Türkiye’nin Katar’la yakınlaşması, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin bir sonucu olarak gerçekleşti. AKP, 2002’de iktidara geldiğinde, Türkiye’nin dış politikasını “stratejik derinlik” ve “komşularla sıfır sorun” gibi kavramlarla yeniden tanımlamaya çalıştı. Bu çerçevede, Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar attı.

Katar ise, küçük ama zengin bir Körfez ülkesi olarak, bölgede etkin bir rol oynamak istiyordu. Katar, İran’la iyi ilişkiler kurmaya çalıştı, ABD’nin Irak işgaline karşı çıktı, El Cezire gibi etkili bir medya kuruluşuna sahip oldu ve İslamcı hareketlere destek verdi. Bu politikalar, Katar’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi diğer Körfez ülkeleriyle çatışmasına yol açtı.

Türkiye ve Katar arasındaki yakınlaşmanın en önemli faktörlerinden biri de İhvan oldu. İhvan, Mısır merkezli bir İslamcı hareket olmasına rağmen, bölgedeki pek çok ülkede şubeleri ve sempatizanları vardı. AKP de İhvan’ın ideolojik olarak yakınında duruyordu.

2011’de başlayan Arap Baharı sürecinde, Türkiye ve Katar, İhvan’ın öncülük ettiği değişim taleplerini destekledi. Özellikle Mısır’da İhvan’ın seçimleri kazanması ve Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanı olması, Türkiye ve Katar’ın ortak çıkarlarını pekiştirdi.

Ancak 2013’te Mısır’da askeri darbeyle Mursi’nin devrilmesi ve Sisi’nin iktidara gelmesi, Türkiye ve Katar’ın bölgesel konumunu zayıflattı. Darbeye karşı çıkan Türkiye ve Katar, Mısır ile ilişkilerini kestiler. Aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler de darbeyi desteklediler ve İhvan’ı terör örgütü ilan ettiler. Bu durum, Türkiye ve Katar’ın bölgedeki yalnızlığını artırdı.

2017’de ise Suudi Arabistan öncülüğünde bir grup Arap ülkesi (BAE, Bahreyn, Mısır), Katar’a karşı diplomatik ve ekonomik abluka uygulamaya başladı. Bu ülkeler, Katar’ın İran’la ilişkilerini kesmesini, El Cezire’yi kapatmasını ve İhvan’a desteğini sonlandırmasını istedi. Türkiye ise para karşılığında Katar’a askeri ve insani yardım göndererek ablukanın kırılmasına katkı sağladı.

Türk Ekonomisi Katar'a Bağımlı Hale Geldi

AKP Genel Başkanı Erdoğan ve AKP yönetimi, Türkiye'nin Katar'a bu satışları “stratejik ortaklık” ve “kardeşlik” söylemleriyle savunmaya çalışsa da, Türk milletinin gözünde bu satışlar vatan hainliği olarak görülüyor. Türkiye’nin 100 yıllık Cumhuriyet birikimlerinin birer birer elden çıkarılması, Türk milletinin geleceğine ipotek konulması anlamına geliyor.

AKP iktidarı, Katar’a sattığı şirket ve kurumların yanı sıra, Türkiye’nin tatil yörelerini de Arap turistlere teslim etti. Trabzon, Sakarya, Antalya, Bodrum, Marmaris gibi yerlerde Arapça tabelaların artması, Arapların kendi kültürlerini dayatmaları ve Türk halkına saygısız davranmaları, Türk milletinin tepkisini çekiyor. Türk milleti, kendi ülkesinde kendini yabancı hissetmekten ve Araplarla dolan tatil yörelerinden tiksinmekten bıktı.

AKP iktidarı, Katar’a sattığı şirket ve kurumlarla Türkiye’yi ekonomik olarak bağımlı hale getirdi. Katar’a teslim ettiği tatil yöreleriyle de Türkiye’yi kültürel olarak yozlaştırdı.

Bugüne Kadar Neler Katar'a Satıldı?

Son olarak Katarlıların Avrasya Tüneli'nin hisselerinin bir kısmını satın aldığı duyuruldu. Katar Yatırım Fonu, Avrasya Tüneli'nin yüzde 50 ortağı olan Güney Koreli firma SK Group'un bazı hisselerini satın alarak Avrasya Tüneli'ne ortak oldu.

4 / 24

 

Katarlıların Türkiye'deki ilk yatırımlarından birisi Memorial Sağlık Grubu'ndaki ortaklık olmuştu. 2010 yılında Qatar First Investment Bank, Memorial Sağlık Grubu'nun yüzde 20'sine ortak oldu. 2018'de ise bu ortaklıktan ayrıldı.

5 / 24

 

2008’de Aydın ailesi tarafından satın alınan ev tekstil zinciri English Home’un da yüzde 40’lık hissesi 2012’de Katar Yatırım Bankası’na devredildi. 

6 / 24

 

2013 yılında Katar'ın ilk özel bankası olan The Commercial Bank da Alternatif Bank'ın yüzde 75'ini satın aldı. 3 yıl sonra The Commercial Bank'ın sahiplik oranı yüzde 100'e çıktı.

7 / 24

 

Katar Kraliyet Ailesi mensubu Şeyh Nasser Ahmed Ali Al-Sani 2010 yılında Marmaris'teki 180 odalı Munamar Hotel'i 15 milyon dolara satın aldı. Otel daha sonra boşaltıldı ve kaderine terk edildi. 

8 / 24

 

 Al-Sani, 2015'te de Marmaris'teki Kontes Beach Hotel'i 7 milyon euro bedelle satın aldı.

9 / 24

 

Katarlıların en çok tartışma yaratan yatırımları şüphesiz BMC ortaklıkları oldu.

Türk Ordusu için askeri araç da üreten BMC, 2014 yılında AKP iktidarının yandaşlarından olan Ethem Sancak'ın sahibi olduğu ES Mali Yatırım ve Danışmanlık sermayesine satıldı.  Bu stratejik kurumun satılışında ES Mali Yatırım ve Danışmanlık'a, Katar Silahlı Kuvvetleri Endüstri Komitesi de ortak oldu. Böylece Katarlıların BMC'deki payı yüzde 49 oldu.

10 / 24

 

2015'te Qatar National Bank (QNB), National Bank Of Greece'in Finansbank'taki yüzde 99.8'lik payını 2.7 milyar Euro'ya satın aldı. Finansbank bundan sonra "QNB Finansbank" oldu.

11 / 24

 

Türkiye'de finans alanında yatırım yapan bir başka Katarlı firma olan QInvest ise 2016'da, portföy yönetim şirketi ErgoPortföy'ü satın aldı.

12 / 24

 

2015 yılında Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin kayınpederi Mana Ash Al-Hajri, Erbilgin Yalısı'nı 2015'te 100 milyon euroya satın aldı. Yalı, satıldığı dönemde dünyanın en pahalı 4. evi oldu. 

13 / 24

 

Katarlı yatırım fonu Mayhoola, 2015 yılında Boyner Grubu'nun yüzde 30.7'sine 885 milyon liralık bedelle ortak oldu.

2 yıl sonra Mayhoola şirketin yüzde 12'lik payını daha 173 milyon dolara satın aldı.

2019'da taraflar firmanın portföylerini ayırarak ortaklıklarını sonlandırma kararı alırken yapılan anlaşmayla Beymen ile Network'ün çatı şirketi AY Marka'nın yüzde 97'si Mayhoola'da kaldı.

14 / 24

 

2016'da ise Katarlı BeIN Sports, Digiturk'ü satın aldı. Satış bedeline ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.

Digiturk 2013'te Çukurova Holding'den TMSF yönetimine geçmişti.

15 / 24

 

2017 yılında Katar Holding'in yüzde 40 ortağı olduğu TBQ Foods, Banvit'in yüzde 79.5'ini aldı.

16 / 24

 

2018'de Katarlı Al Sraiya ve Venture Capital, MADO'yu Lüksemburg'da kurulu Turkish Cafe Company S.A.R.L adlı firma üzerinden satın aldı.

17 / 24

 

2019'da Seba İnşaat, Karaköy ve Dolapdere'deki iki otelinin toplam 93 milyon Euro'yasatışı konusunda Katarlı Al Rayyan Tourism Investment Company (Artic) ile anlaştı.

18 / 24

 

2020 yılında ise Qatar Holding LLC, İstinye Park'a ortak oldu. Bu ortaklığın detayları  da Digitürk satışında olduğu gibi kamuoyuyla paylaşılmadı.

19 / 24

 

Yine 2020 yılında Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri AŞ'nin tek kontrolü Katarlı QTerminals'in eline geçti.

20 / 24

 

2020 sonunda AKP iktidarının yönetimindeki Türkiye Varlık Fonu (TVF), Borsa İstanbul'un yüzde 10'unun Katar Yatırım Otoritesi'ne (QIA) 200 milyon dolara satıldığını duyurdu.

İşlem bedeli, Borsa İstanbul’un 2 milyar dolarlık toplam sermaye değeri üzerinden belirlendi. 

21 / 24

 

QIA'in gıda yatırımlarından sorumlu şirketi Hassad Food Company ise yine 2020 yılında Tiryaki Agro'nun, organik gıda ve yem üretiminin ve satışı alanında faaliyet gösteren iştiraki Sunrise Foods'da azınlık ortağı oldu.

22 / 24

 

Geçen Mayıs ayında da Katarlı Boheme Investment şirketi, Anadolu Grubu Holding bünyesindeki McDonald's Türkiye'yi 54.5 milyon dolara satın aldı.

23 / 24

 

Büyük tartışmalara sebep olan Kanal İstanbul'un yapılacağı çevredeki arazilerin de Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza, tarafından satın alındığı ileri sürüldü.

Triple M Gayrimenkul Turizm Ticaret Anonim Şirketi'nin Kasım 2018'de kurulmasından hemen sonra Şeyha Moza’nın Kanal İstanbul güzergahında 44 dönüm arazi satın aldığı iddia edildi. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddiaları yalanladı.

24 / 24

 

Katarlıların Türkiye'deki doğrudan yatırımları 2016'da 4.9 milyar dolar, 2017'de 5.6 milyar dolar, 2018'de 6.2 milyar dolar, 2019'da ise 22 milyar doları buldu.

2020'de 33 milyar dolara yaklaşarak rekor kırarken geçen yıl 10.4 milyar dolara geriledi.

Erdoğana Oy Vermemek İçin 66 Sebep Katar Katar emiri kanal istanbul Digitürk memorial turizm trabzon