Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 64-Depremde Yetersiz Müdahale

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlattı.

6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremler 11 ilde büyük yıkıma sebep oldu. Depremlerde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, yüz binlerce vatandaşımız yaralandı ve evsiz kaldı.

Deprem sonrasındaki en büyük tartışma konusu ise AKP istibdadının yetersiz müdahalesiydi. Yaklaşık 48 saat boyunca devlet adeta felç oldu; birçok yere yardım ancak 3. günden sonra gidebildi. 

Bu sırada enkazda hala canlı olan vatandaşların yardım geciktikçe hayatlarını kaybettiği iddia edildi. Birçok depremzede vatandaş ailelerini, yakınlarını bu şekilde kaybettiklerini belirtti.

AKP istibdadının bu iddialara yanıtı ise hakaret içerikli oldu. Şu anda dahi AKP istibdadı deprem bölgelerinin yarası sarılmış gibi her yere yardım ulaştırıldığını iddia ediyor. Oysaki Malatya'da depremden 2 ay sonra bile enkazdan cansız beden çıkarıldığı görüldü. 

Eleştirilerin odağında ise AFAD yer aldı. 2009’da İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan AFAD, kurulduğu günden beri her afet sonrası tartışmaların ve eleştirilerin odağı oldu.  AFAD aslında eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu kendi raporlarıyla ortaya koydu. Kurumun 2023 Strateji Raporu’nda, "Personel sayısında istenen düzeye ulaşılamadı" notu düşülürken, 2021 rakamlarına göre ise AFAD’ın merkezde 558 kadrolu ve 141 geçici görevli olarak çalışan toplam 699, taşrada 7 bin 81 personeli bulunuyor. 

23 Kasım 2022’de yani büyük depremden sadece 2 buçuk ay önce Düzce’nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9’luk depremde can kaybı olmazken, 96 kişi yaralandı. Deprem sonrası AFAD tarafından bir analiz raporu hazırlandı.

Raporda, özetle "Koordinasyon sağlanamadı, toplanma alanı yanlış seçildi, yardımlar geç geldi, çadır takibini yapamadık, yemek dağıtımında sorunlar yaşadık, inşaat mühendisleri yerine, öğretmen ve imamlardan ekip kurduk, afet nakliye personeli ancak 2 gün sonra Düzce iline ulaşabildi, zarar tespiti konusunda yetersiz kalındı" tespitlerine yer verildi. Ülkenin afet yönetiminden sorumlu kurumun bu kadar yetersiz kalmasının arkasında ise AKP döneminde hemen her kurumda karşılaşılan liyakatsiz kadrolaşma yatıyor. Uzmanlara göre kurum, liyakatten uzak, “yandaş” kadrolar tarafından yönetiliyor.

Kurumun başındaki isimlerden Afetlere Müdahale Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, afetlerle ilgili hiçbir uzmanlığı olmayan bir ilahiyatçı. Kurumun internet sitesinde yer alan bilgilere göre 1972 Maraş’ta doğan Palakoğlu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamış. Daha sonra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimi alan Palakoğlu, 2011’de Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdür Yardımcılığı, bir sonraki yıl ise Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürlüğü’ne atanmış.

AFAD’ın Başkan Yardımcısı Uğur Sezer de tanıdık bir isim. Birçok ilde kaymakamlık yapan Sezer, 2018’de Ankara Çubuk’un kaymakamı oldu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ilçedeki şehit cenazesinde uğradığı saldırı sırasında önce Mülkiye müfettişiğine daha sonra da AFAD Başkan Yardımcılığı’na getirildi.

Kurumun diğer başkan yardımcısı olan Hamza Taşdelen, SETA’da genel koordinatör yardımcılığı yapmıştı.

AFAD Barınma ve Yapım İşleri Genel Müdürü Nehar Poçan, AKP'li Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un eniştesi ve AKP'li İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakın çalışma arkadaşı.

Arama kurtarma çalışmalarını ve yardım malzemelerinin sevkıyatını koordine eden AFAD’ın Başkanı Yunus Sezer, müdahalede neden geciktiklerini açıkladı. Hürriyet'e konuşan Sezer, “Müdahalede iki önemli engel ile karşılaştık. Kış şartları hem kara da hem de hava ulaşımını engelledi. Karadan ulaşımda ise depremin etkisiyle birçok yolda sıkıntılar yaşandı" dedi. Sezer, İHA ve SİHA'ları da olumsuz hava koşulları nedeniyle kullanamadıklarını söyledi.

Depremde özellikle ilk 48 saat olmak üzere 72 saatte müdahale çok yetersiz kaldı. İlk deprem sonrası yeterli uyarı yapılmadığından evlere girenler ikinci depremde can verdi.

AFAD ilk 40 saatte en az 5 milyon kişinin doğrudan etkilendiği deprem bölgesine sadece 9 bin kişiyi görevlendirebildi. Yardım etmek isteyen eğitimli gönüllü ekipler ise saatlerce bekletildi. Gerekli sevk ve idare yapılamadı. Binlerce kişinin enkazda yardım beklerken can verdiği düşünülüyor.

Öte yandan 17 Ağustos Depremi’nde ilk saatlerdeki kurtarma çalışmalarında kritik rol oynayan Türk askeri AKP istibdadının çeşitli paranoyaları nedeniyle sahaya çok geç çıktı.  

Sağlam yapılması gereken yapılardan hastane başta olmak üzere AKP istibdadı döneminde yapılan çok sayıda ilde emniyet, itfaiye, belediye, bakım evi, otel gibi yapılar çöktü. Kritik önemdeki yollarda ulaşım sağlanamadı. Karayolları saatler boyunca kapalı kaldı. Havaalanları çöktü. Askeri helikopterler ortada görünmedi.

Depremzedelerin uyuyabilecekleri çadırlar bile uzun süre sonra kuruldu. Depremzedeler -10 derecelere düşen soğukta ateş başında sabahladı.

Binlerce doktor görev için beklerken bölgeye sevkleri sağlanamadı.

Bu sebepleri uzatmak mümkün fakat yaşananları Türk milleti bizzat gördü. AKP istibdadı yetersiz kalırken, Türk milleti tarih boyunca kendisine atfedilen "teşkilatçılık" vasfının adeta hakkını verdi. Türkiye'nin dört bir yanından vatandaşlar kendi başlarına organize olup depremzedelerin imdadına koştu. Birçok yere büyük Türk milletinin fertleri, devletten önce ulaştı. 

14 Mayıs seçimleri gelirken Türk milletinin en büyük korkusu olan İstanbul depremine AKP istibdadı yönetiminde gitmek daha büyük bir korku haline geldi. 

Serimiz devam edecek...