Erdoğan'dan İdlib Sonrası İlk Açıklama

TAKİP ET

Dolmabahçe Sarayı'nda partisinin İstanbul milletvekillerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'teki alçak saldırıdan sonra ilk defa kameralar karşısına geçti

Dolmabahçe Sarayı’nda partisinin İstanbul milletvekillerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’teki alçak saldırıdan sonra ilk defa kameralar karşısına geçti.   Gezi Parkı Masum Değildir Sözlerine İdlib’te şehit olan kahramanlarımıza başsağlığı dileyerek başlayan Erdoğan, konuşmasına Türkiye’nin mevcut durumunu 2011’den ele alarak devam etti.   2011 yılında dönem hükümeti olarak 2023 hedefleri belirlediklerini ve o tarihten sonra Türkiye’de kasıtlı olarak suların durulmadığını aktardı. Gezi Parkı eylemlerine katılan gençlere “En iyi şekilde aldatılmış gençler diyorum. Aslında durum kandırılmaktan çok daha vahimdir. Şu an içinde bulunduğumuz binanın 3.katını işgal ettiler. Buraya çok yakın mesafede bulunan Bezm-i Alem Dolmabahçe Cami’ni 3 gün işgal ettiler. Arkalarından bira şişeleri bıraktıklarına ben şahit oldum. O dönem yaşananlar hiç masum değildi.” dedi.

Türkiye Yeni Bir Göç Dalgası Kaldıramaz Suriye’deki iç savaşın başlangıcını hatırlatan Erdoğan, “2011 yılında başlayan Suriye’deki iç karışıklıklar maalesef bugüne kadar sürmüş ve halen çözülememiştir. Türkiye olarak biz uluslararası her alanda, savaşın bir an önce çözüme kavuşup masum sivillerin korunmasını savunduk. Fakat özellikle batılı ülkelerden samimi olarak beklediğimiz desteği göremedik. Şu an ülkemizde 3,7 milyon civarı Suriyeli mülteci bulunuyor. Masum sivilleri kapılarda bırakmak ne tarihimize, ne kültürümüze ne de inancımıza sığar. Fakat her an yeni bir göç dalgası ihtimali de mevcut. Şu an ülkemiz yeni bir göç dalgasını kaldırabilecek durumda değil. Yeni gelebilecek mülteciler için sınırda güvenli bir bölge oluşmasını dile getirdik. Başta bir çok ülke destek sözü verirken hiçbirinden ciddi manada destek görmedik.” dedi.   Yeni gelen göçler için, Almanya Başbakanı Merkel’le uzayan bir problemi anlatan Erdoğan, “Güvenli bölge düşüncemizi Şansölye Merkel’e anlattım. Uzun diyaloglar sonucu 25 milyon euro göndereceğini söyledi. Fakat üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen herhangi bir destek gelmedi. Tekrardan sorduğumda paranın önce Kızılhaç’a aktarılıp oradan Kızılay’a geçeceğini söyledi. O tarihten bu yana ise halen ülkemize herhangi bir ödenek ulaşmadı. Eskiden olduğu gibi yine kendi göbek bağımızı kendimiz keseceğiz. Sınırda güvenli bir alan oluşması için ne gerekiyorsa yapacağız. Dün akşam telefonda Merkel’e konuyu tekrar açtım. Söz konusu parayı, Birleşmiş Milletler Mülteci Komisyonu’na gönderdiklerini oradan Kızılay’a ulaşacağını söyledi. Dedim direk bize gönderseydiniz bunlar yaşanmazdı. Madem güvenli bölge oluşturamıyoruz, gelen mültecileri size gönderelim üzerine 25 de değil, 100 milyon euro biz verelim dedim. Ona da yanaşmadı.” dedi.   Rusya’nın Ne Yapmak İstediğini Anlayamıyoruz Dün gece Putin’le gerçekleştirdiği telefon görüşmesi hakkında da konuşan Erdoğan, “Dün Putin’e ne yapmak istediklerini sordum. Amacınız üs kurmaksa istediğiniz yere kurun, bizim bunla sorunumuz yok, fakat üssü kurduktan sonra bizi rejimle başbaşa bırakın dedim. Tabii ona da yanaşmadı. Menfaatleri nedir inanın onu çözebilmiş değiliz. Dertleri üsse Tarsus’ta Lazkiye’de kursunlar. Bizim bununla bir derdimiz yok. Dün yine telefonda Trump diyor ki ‘Suriye’de Putin’in ne beklentisi var?’ Kamışlı’da bir petrol bölgesi var dedim. ‘Orda petrol var mı?’ dedi. Var ama Dehlizor kadar değil dedim. Fakat bizim böyle bir derdimiz yok, ne petrolle derdimiz var ne toprakla derdimiz var. Biz sadece sınırımızı güvene almak istiyoruz.” dedi.   Suriye’de sınırın güvenliği için bulunduğumuzu aktaran Erdoğan, “ Sınırındaki tüm yabancı güçlere uzlaşma aramaksızın saldıran rejimin bir sonraki hedefinin biz olacağını bildiğimizden dolayı oradayız. Bugün gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla geleceğimizi teminat altına alıyoruz. Suriye’de iç savaş çıktığında biz onları misafir ettik. Fakat yarın bir gün ülkemizde benzeri yaşanırsa bizim gidecek yerimiz yok. Kimileri böyle durumda Avrupa’ya Amerika’ya gideceğini açıkça ifade ediyor. Benim şahsım olarak böyle bir durumum yok. Bu salonda beni dinleyenlerin de olduğunu sanmıyorum. Milletimizin de gideceği bir başka vatan yok. Bundan ötürü savaşın bize sıçramaması için biz bugün oradayız.” dedi.   AKP’li Yıllar Propagandası İdlib özelinde, hükümetin Suriye planlarını aktaran Erdoğan, daha sonra konuyu ülkemizin son zamanlardaki ekonomik istatistiklerine getirdi. Sözlerine turizmin rekor kırmasıyla başlayıp, yabancı ekonomi kuruluşlarının Türkiye’nin puanlarını yükseltmesiyle devam etti. Son dönemdeki hükümet icraatlerini  bir bir aktaran Erdoğan’a salondan alkış sesleri kesilmedi. Trump ile petrol bölgesi konusunu gülerek anlatan ve salondan gelen gülme sesleri aşırı tepki toplarken, İdlib konusundan çok AKP icraatlerine zaman ayırması en büyük eleştiri konusu oldu.   Konuşmasının Sonunda Yine “TEK’ledi” Her konuşmasında ısrarla Türk kelimesini kullanmaktan kaçınan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Hep söylüyorum; Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” diyerek bitirdi.  

dolmabahçe esed gezi idlib kızılay merkel Mülteci Putin recep Tayyip Erdoğan suriye Trump