Evde Sıkılırken İzlenecek Filmler, 3'ü Bir Arada

Bu seride her yazıda 3 film olmak üzere tavsiyede bulunacağım, filmlerin her birini uzun uzun anlatıp teker teker yayınlayıp tık çekmek amacım olmadığından 3 er 3 er tavsiye edeyim

Bu seride her yazıda 3 film olmak üzere tavsiyede bulunacağım, filmlerin her birini uzun uzun anlatıp teker teker yayınlayıp tık çekmek amacım olmadığından 3 er 3 er tavsiye edeyim. Aramızda film tutkunu olmayanlar, film izlemeye vakti çok olmayanlar olabilir o yüzden her yazıda bir ya da iki klasik filmden de bahsedeceğim sonra "vauv çok mükemmel film tavsiyesi, magaradan ne zaman çıktın, interneti yeni mi bağlattın kardeş" diye dalga geçmeyin. Filmlerde spoiler vermeden sadece tanıtacağım. Birinci filmimiz Lock Stock and Two Smoking Barrels. Öncelikle filmin isminden başlayayım filmin isminin türkçe çevirisi "Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana", filmle alakası yok, muhtemelen ne koyalım abi ismini diyip "ateşli olsun iyi gider, çocuk zeki içinde akıl olsun, çocuklar arkadaş kalp de olsun, smoking de duman falan -ateşten kalbe akıldan dumana- nasıl ama" demişler. Filmde aksiyon filmlerinde çokca gördüğümüz transporter (taşıyıcı) ve hızlı ve öfkeli abimiz Jason Statham'ın ilk uzun metraj filmi. Filmde çok uzun süre oynamıyor ama aslında kendisini oynuyor, sokaktaki bir satıcıyı(dolandırıcıyı). Filmin yönetmeni olan Guy Richie bu efsaneyi keşfediyor. 1998 yapımı bu film hakkında Guy Richie'nin en iyi filmi hangisi deseler budur derim. Eğer ingilizceyi yeni öğreniyorsanız filmi tavsiye etmem, çünkü filmde öyle bir aksanla konuşuluyor ki ingilizce bildiğinizi unutursunuz. Filmde her bir karakter öyle bir oturmuş ki sanki her birinin hikayesini önceden biliyorsunuz, her bir karakteri yeni bir filmde gördüğünüzde bu filmdeki karakteri aklınıza geliyor acaba aynı karakterle oynasa nasıl olurdu diye düşünüyorsunuz. Kara mizah, aksiyon, suç kategorilerini sevenlere film mükemmel bir vakit geçirtir. Snatch filmini tavsiye edeceğim yazıda bunu izleyen, onu da izlesin diyeceğim aynı filmin "büyük yapım" versiyonu diyebiliriz çünkü. İkinci filmimiz The Boondock Saints. 1999 yapımı filmin yönetmeni, senaristi Troy Duffy, adamın zaten 2 filmi var biri bu diğeri de bunun 2.si ama adam tek filmde bingo yapmış, kariyerini de ikinci filmi yapıp ulan ilki efsane olmuştu diyip bitirmiş. Filmdeki iki kardeşe geçmeden önce, Willem Dafoe sen nasıl bir oyuncusun, senin nasıl bir kafan var, sen nasıl bir ruh halinde oynuyorsun ki bu kadar mükemmel bir karakter ortaya çıkarttın demek istiyorum. İki kardeşin mafya kültür, devlet, gariplikler içeren hikayesini anlatan filmde hem aksiyon hem de hiç beklenmedik yerde güldüren espriler mevcut. Filmde toplumda karizma yaratılıyor, bu karizmaya süper kahraman yerine normal insanların konulması beni etkiler. Özellikle filmin sonuna bayılırım, çünkü 4 5 defa izledim filmi diyebilirim hayatımın farklı zamanlarında. Filmde başrol iki kardeş ve Willem Dafoe dışında Rocco karakteri sanki mahalleden birini oynatmışlar hissi verir çok doğal gelir. Aksiyon, suç, gariplik sevenler için yine güzel vakit geçirmelik bir film. Bu yazıdaki son filmimiz Angel-A, Luc Besson'un bence en iyi filmlerinden. Fransız yapımı film, her ne kadar fransızların film kültürünü sevmesem de izlenesi bir çok filmleri var (şimdi izleyip de sevdiklerimi düşününce galiba gizli bir fransız sineması hayranıyım). Siyah beyaz çekilen film 2005 yapımı, başrolunde Fransan'ın tek kolu olmayan oyuncusu Jamel Debbouze bulunuyor. İntiharla başlayıp bir nevi intiharla biten film hem dram hem komedi sınıfında yer alıyor. Bir çok klasik ögenin bulunduğu film klasiği iyi kullanırsan güzel olur mantığının bence güzel bir örneklerinden. Basit bir film öyle aksiyon vs sizi saracak yapı beklemeyin, ama basit şeylerden "İntihar ederken bile rahat bırakmıyorlar orada bile sorun çıkaracak biri oluyor." gibi düz ama hoş ve haklı sözler çıkıyor. Hafif psikoloji hafif dram hafif komedi sevenler için, kişisel dönüşümü kişiyi rahatsız etmeden izletebilecek vaktinizi boşa geçirmeyecek bir film.