Gazeteci İrfan Aktan Paylaştı: İnisiyatif Alan AFAD Gönüllüsüne 'Yağmacı' İftirası Atmak İstediler

Adıyaman'daki arama kurtarma faaliyetlerine katılan bir AFAD gönüllüsü, bir enkazda bebek sesi duyarak kurtarma çalışması yaptıkları sırada başlarına gelenleri anlattı.

Adıyaman'daki arama kurtarma faaliyetlerine katılan bir AFAD gönüllüsü, bir enkazda bebek sesi duyarak kurtarma çalışması yaptıkları sırada başlarına gelenleri anlattı. Gazeteci İrfan Aktan tarafından sosyal medyada paylaşılan video, olayın vahametini gözler önüne serdi

Gönüllü, arama kurtarma faaliyetleri sürerken, bebek sesi gelen enkazda ilk yardım setlerinin kendisinde olduğunu, kazma ile enkazı temizledikçe bebek seslerinin yükseldiğini ve ikinci kata kadar ilerlediklerini söyledi. Gönüllü, yatak odasında annenin boyun üstü düştüğünü, bebeğin beşiğinin yanında olduğunu ve babanın kirişte olduğunu fark ettiğini ifade etti.

Yeterli mama ve erzak gibi malzemelerin olmadığını ve ambulans çağırdıklarını söyleyen AFAD gönüllüsü diğer ekip arkadaşlarıyla birlikte enkazı temizleyip çıkarttıklarında AFAD ve ambulansın kendilerini başka bir enkaza yönlendirdiğini ifade etti. 

Gönüllü, AFAD görevlilerinin kendilerine, "Siz nasıl kazı yaparsınız? Siz kazı yapıyorsunuz... Şöyle böyle... Biz sizi yağmacı diye suçlayabiliriz falan," dediğini ifade etti. Gönüllü ve ekibi, diğer ekip arkadaşlarının bilgileriyle birlikte olay yerinden ayrıldı.

İrfan Aktan'ın yayınladığı videoda gönüllü şöyle konuştu:

“Bir enkazdan bebek sesi geliyordu. İlk yardım setleri bendeydi. Kazmaya devam ettik. 3… 4… İkinci kata geldik. İkinci katın… Binanın ön tarafa yatmasının avantajını kullanarak yatak odasına girdik. O şekilde bebek sesleri daha fazla yükseldi. Sonra ambulansı aradım. Yeterli mama, erzak benzeri bir şey yoktu. Anneyi gördük. Anne boyun üstü düşmüştü. Halıyı malıyı üstüne örtmüştü. Bebeğin de beşiği yanındaydı. Baba da kirişteydi. Salondaydı. Yeterli şey açamadık. Çünkü biz domuz damı şeklinde ilerledik. Kerestelerimiz de kalmadı. Sonra dedik ki, biz şey alalım. Abla sağ olsun. Ambulansla AFAD beraber geldi. Bize aşağıdayız dediler. Çünkü başımızda şefimiz yoktu. Bizi başka enkaza yönlendirmişlerdi. İşte bilgilerimizi aldılar. Siz nasıl kazı yaparsınız? Siz kazı yapıyorsunuz… Şöyle böyle… Biz sizi yağmacı diyerek şey yapabiliriz falan dediler. Sonra oradan vatandaş bebek sesi geliyor dedi. Tepki gösterdi. Ama… Bilgilerimizi aldılar. Diğer arkadaşlarımızın da… Ve benim de…

İki üç gün önce bir telefon geldi. Emniyet’te bekleniyorsunuz diye. Ben şu an gelemem, dedim. Kaçmıyorum dedim. Korkmuyorum da… Ama şu an gelemiyorum. İşim bitince zaten her birimizle görüşürsünüz. Gelmezseniz yakalama kararı çıkartırım dedi. Ben firari değilim ki dedim. Ama yakalayabilirseniz beni, bulursanız… Telefonu kapattı. İki defa aradılar. Açmadım. Şu an avukatlar hiçbir sıkıntı olmayacağını söylüyor. Sonra akşam oldu. Biz çadıra gittik. Bizi çadırdan çıkarttılar. AFAD çalışanı olmadığımız için. O soğukta ben ve arkadaşlarım. Sağ olsun arkadaşımı aradım. Geldiler. Biz buraya kahramanlığa gelmedik. Hepimiz insanlık vazifesi olacak. Hem ahlaki hem de vicdani normlar gereği burdayız. İşimizi yaptık. Yine olsa, yine yaparız.”