Gemisini Kurtaran Kaptan

TAKİP ET

Şu açıkça belli oldu; halkı, kalabalıkları, fakirleri, işsizleri düşünen bir hükumet devrine denk gelememişiz

Şu açıkça belli oldu; halkı, kalabalıkları, fakirleri, işsizleri düşünen bir hükumet devrine denk gelememişiz. Adını koymasa da “krizin” geldiğini gördüğünde sokaktaki insanların neyle geçineceğini değil, inşaat firmalarını korumaya ve ev satışlarını artırmaya çalışan, kendisi yardım etmediği gibi, yardım edenlerin de önünü kesen, 20-65 yaş arasındaki insanlara 5 maske dağıtmayı bile haftalardır beceremeyen bir hükumet ile baş başayız. Bu ülkenin tıp ordusu hastanenin kapısından girenleri iyileştirmede ne kadar başarılı ise, virüsün ülkeye girmesini ve her şehre dağılmasını engellemekte o kadar başarısız olan bir hükumet söz konusu. Çok uzun bir zamandır devlet anamızdı, babamızdı. İşimizi verir, çocuklarımızı okutur, güvenliğimizi sağlardı. Bir şey olursa, bir felaket gelirse, mesela bir depremde devlete güvenebileceğimizi düşünürdük. Devlet bize bakar, ortada koymazdı. 17 Ağustos ile devlet babanın o kadar muktedir olmadığını gördük, şimdi Covid-19 ile de devleti şu anda yöneten hükumetin bizi gözden çıkardığını görüyoruz. Rakamlar elimde değil ama Covid-19 üzerimizden silindir gibi geçmeden önce de işsizlik %13’ün üzerindeydi, gençlerde bu oran daha da yüksekti. Yani daha o zaman bile evine bir ekmek almakta zorlanan milyonlarca hane vardı. Virüs ile birlikte işini kaybeden, ücretsiz izne çıkarılan milyonlarca hane daha eklendi bunlara. Bu insanların dertlerine deva olunduğu söylenebilir mi bugün? Hükumet, şu anda stop ederse bir daha ataletini yenemeyecek ve harekete geçemeyecek gibi duran ekonominin en azından rölantide çalışmaya devam etmesini kendisine birincil görev edindi. Bunun için de patronları finanse etmekten başka bir çare düşündüğü söylenemez. Çalışanlara değil patronlara para verecek, patronlar da şirketleri kapatmayacak, ekonomi durmayacak. Plan kısaca bu. Ama verilen krediler derde derman olacak mı, belli değil; gerçekten amaçlandığı gibi mi kullanılacak, denetleyen yok. Halk da patronların insafına terk edilmiş durumda. Bizi düşünmeyen bir hükumet, bize tek bir çıkış yolu bırakıyor. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, kendi gemimizi kendimiz kurtaracağız. Hükumet kendi yandaşlarına ihalesiz projeler verecek, onları işe alacak, biat edenlerin sırtını sıvazlayacak; biz ayrıksılar, sevimsizler, muhalifler, kampanyaya 10 lira ödemeyi çok görenler, Kızılay Başkanını televizyonda görünce kanal değiştirenler yüzyıllar sonra yeniden devletsiz hayatta kalmayı öğreneceğiz. Bu konudaki yeteneklerimiz korkarım çok köreldi. Belki de göçebeliği bıraktığımızdan beri evimizi, ocağımızı ayrı bir devlet gibi düşünüp her türlü önlemi şahsen almayı bıraktık yavaş yavaş. Şimdi ise çok uzun zamandır devlete devrettiğimiz sorumluluklarımızı hatırlamak ve yeniden üstlenmek zorundayız. Hem de hemen. Baba evinden ayrılıp arkadaşlarıyla öğrenci evi tutan 18 yaşındakiler gibiyiz şu anda millet olarak; kendimize bakmayı bilmiyoruz. Bulaşıkların yıkanmazsa biriktiğini ve koktuğunu, kapıyı biz kilitlemezsek kimsenin kilitlemediğini, faturaların ödenmesi gerektiğini öğreneceğiz. Bunun ilk, en önemli ve en zor adımı bence paranın idaresi. Ülkemizde en temel değer para, eğitimin iyisini parayla satın alıyoruz çocuklarımıza, sağlığımız söz konusu olduğunda özel hastaneye gidip faturayı ödüyoruz, canımız sıkılınca AVM’lerde parayla dağıtıyoruz can sıkıntısını. Her şey için para gerekiyor kısacası. Ama çok azımızın kenarda parası var! Ülkenin çok büyük bir oranı – ne kadar olduğunu duysanız korkarsınız – çarkları kredi kartı ile döndürüyor. Birden işsiz kalanlar ya kredi çekmeye bankaya ya da ana babasına koşuyor yandım diye. Çarkıfelek yarışması bile ödül olarak kredi kartı borcumuzu ödüyor. Eğer kendi gemimizi kurtarmak istiyorsak, ilk adım olarak tasarruf etmeyi öğrenmeliyiz. Acil durumlarda muhannete muhtaç olmamak için en az 3 maaşımız kadar paramız olmalı kenarda. Biraz birikince araba, televizyon, cep telefonu alınacak geçici birikimden bahsetmiyorum, yaşlılar gibi kefen parası tutmaktan bahsediyorum. Asla harcanmamak üzere kenarda duran, sıkıştığımızda devletten göremeyeceğimiz desteği bize sağlayacak bir paramız olmalı, tasarruf edip böyle bir havuzcuk oluşturmalıyız kendimize. Üstelik bunu yapmanın tam zamanı; evde oturduğu süre içinde sağda solda, AVM’de veya kahvecilerde harcadığı parayı harcamadan da yaşayabileceğini öğrenmiş olanlar, hazır bu haldeyken para biriktirmeye başlayabilir. Ben mesela, işin ve gelirin dalgalı olduğu bir sektörde bağımsız çalışıyorum, bu yüzden zaten 3 aylık gelirim kadar para tutmaya çalışıyordum 1-2 senedir. Şimdi bu tasarrufu 6 aylık gelir düzeyine çıkaracağım. Bu satırları okuyan herkese de bu cendereden çıkar çıkmaz ciddi bir tasarruf stratejisi kurmalarını tavsiye ediyorum. Bunun için bazı öneriler: Sigarayı bırakın. Çok güzel para birikir, yoksa sağlığınızı siz umarsamıyorsanız bana ne? Var olan kredileri kapatın, bir daha da mücbir sebep olmadan (bakınız pandemi) veya bir yatırım yapmayacaksanız (bakınız ev veya arsa) kredi çekmeyin. Lütfen bak. İlk iş olarak mevcut borçları kapatmaya ve kredi kartı ekstresinin gelirinizin maksimum %25-30’u düzeyinde kalmasına odaklanın. Tasarruf bize öğretilen bir şey değil, uzun zamandır tüketim ekonomisiyiz. Haz kaynaklarımıza hep para harcayarak ulaşıyoruz. Kendi kişisel tasarruf planınızı yapın o yüzden. Bir sene ne almadan yaşayabilirsiniz? Ne yemeden? Ne içmeden? Nereye gitmeden? Tasarrufu tek bir hesapta biriktirin ve o hesaba asla dokunmayın. Ayın son günü, sonra yerine koyacaksanız bile, içinden 200 TL çekmeyin mesela. Bir tutar ve bu tutara ulaşmak için bir son tarih belirleyin. Buna uymaya zorlayın kendinizi. Bu parayla ne alacağınıza dair hayaller kurmayın. Bu paraya dokunulmayacak. Parayı riske atmayın. Kenardaki parayı birden büyütme hayallerinden uzak durun. Güvende tutun ve enflasyona karşı koruyun. Borsa yok. Bitcoin yok (onun için ayrı bir risk fonu kurun gerekirse benim gibi). Kimseye borç vermek de yok! Tasarrufa alışmak, içkiyi bırakmak veya diyet yapmak kadar zordur. Sürekli disiplin! Kendinizi kontrol edin, edemiyorsanız birilerinden yardım alın veya birkaç arkadaşınızı da tasarrufa heveslendirin. Birlikte belki daha kolay olur. Tasarruf edeceğim, diye cimrilik etmeyin. Arada arkadaşlara bir kahve ısmarlayın. Başka yerden kesin, mesela bir yıl hiç giyecek almasanız ölmezsiniz. Aklınızdaki rakama ulaşınca paranın ne kadar zor biriktiğini görecek, bu parayı daha iyi koruyacaksınız. Disiplini bozmadan biraz gevşetin tasarruf planını ya da başarılı gidiyorsanız başka şeyler için para biriktirin seneye de. Her sene geliriniz arttıkça tasarruf tutarını da buna göre güncelleyin. Emin olun bir kenarda biraz paranız olursa daha güvenli olacak, biraz daha iyi uyuyacaksınız. Erkin Çam

para tasarruf