İklim Krizi: Sorumluluk ve Çelişkiler

TAKİP ET

İklim değişikliği, insan aktiviteleri ve doğal sebeplerle atmosferdeki sera gazlarının artmasıyla ortaya çıkan uzun süreli hava sıcaklık değişimine denir. İklim krizine neden olan ülkeler ise iklim krizi ile mücadelede ne kadar gerçekçi bilinmiyor.

Dünya uzun bir süredir iklim krizi/iklim değişikliği sözlerini sıkça duyuyor. Havanın mevsim normallerinin üzerinde sıcak olması ile beraber bu ifade hayatımızda daha çok yer etmeye başladı. 

Bununla birlikte iklim krizine karşı önlem alınması gerektiğini savundukları iddiasıyla ortaya çıkan ancak insanlığın ortak mirası sanat eserlerine saldırmak ve yol kapatmaktan başka pek de bir eylemleri olmayan gruplar da basında daha fazla yer almaya başladı. Bu grupların eylemlerini zaman zaman silahsız/soft terörizme dönüştürdüğünü; çözümden çok sorunu daha kötü hale getirecek eylemler yaptığını görüyoruz.

Peki iddialar ne kadar gerçek? Söz konusu gruplar ne kadar samimi? Sizin için inceledik.

İklim Değişikliği/Krizi Nedir?

Hava sıcaklık derecelerindeki uzun süreli değişim iklim değişikliği olarak tanımlanır. Bu değişimler, güneşin hareketlerindeki değişimlerden veya volkanik patlamalardan dolayı doğal olabilir. Ancak sanayi devrimiyle birlikte 1800’lü yıllardan itibaren kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımından dolayı insan aktiviteleri de iklim değişikliğinin temel nedenlerinden birisi haline geldi.

Fosil yakıtların kullanımı esnasında ortaya çıkan sera gazları, güneşin ısısının dünya atmosferinin dışına çıkmasını engelleyerek dünyanın sıcaklığını yükseltiyor.

Şu anda konuşulan iklim değişikliğinin ana nedeni işte bu sera etkisi; atmosferdeki bazı gazlar seralardaki camların gösterdiği etkiyi göstererek güneşin ısısının uzaya çıkmasını engelliyor ve bu "küresel ısınma" dediğimiz olgunun ortaya çıkmasına neden olur.

İklimle Kriziyle Mücadelede Söylemlerine Uymayan Ülkeler

 

Bu krizle ilgili temel sorun politikacıların ve eylemci grupların bu krizden herkesi sorumlu tutması. Elbette bireylerin sorumsuzluğu birleşerek topyekun bir soruna yol açar ancak yaz günü ter kokmamak için deodorant sıkan bir insanla veya içeceği için plastik pipet kullanan birisiyle devasa üretim tesislerinde fosil yakıt kullanan yüksek nüfuslu ülkelerin sorumluluğu bir değil. 

Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması girişiminin bir raporu olan “Fosil Yakıtlı Beşli”, ABD, İngiltere, Kanada, Norveç ve Avustralya’nın “iklim krizinde yüksek düzeyde tarihi sorumluluğa ve ekonomik kalkınma için fosil yakıtlara düşük düzeyde bağımlılığa sahip” zengin fosil yakıt üreticisi ülkeler olma özelliğini taşıdığını iddia ediyor.

 

Rapor, beş ülkenin Çin Virüsü salgını süresince fosil yakıt üretimi ve tüketimi için vergi mükellefleri tarafından finanse edilen 150 milyar dolarlık destek sağladığını ileri sürüyor. Ayrıca, fosil yakıt kullanımı söz konusu olduğunda bu ülkelerin söylemleri ile gerçek dünyadaki davranışları arasında genişlemeye devam eden bir uçurum olduğunu ve bunun da iklim eylemi konusundaki liderlik iddialarını zayıflattığını gözler önüne seriyor.

Bu ülkeler, fosil yakıt üretimini milyarlarca dolar artırıp sübvanse ederken, iklim krizine karşı politikalar konusunda vaatler vermeye devam ediyorlar.

Raporda öne çıkan hususlar arasında, ABD’nin tüm küresel tarihsel sera gazı emisyonunun yüzde 20’sinden sorumlu olduğu ve dünya tarihindeki en büyük kirletici olduğunu gösteriyor. Dünya nüfusunun yüzde 4,28’ine sahip olmasına ragmen, ülkenin dünya çapında yıllık sera gazı emisyonlarındaki payı yaklaşık olarak yüzde 14,5. Buna ragmen ABD, 2030 yılına kadar petrol ve gaz endüstrilerini sırasıyla yüzde 17 ve yüzde 12 oranında büyütmeyi planlıyor.

Birleşik Krallık, 255 milyon varil ham petrol içeren yeni petrol ve gaz projelerini desteklemeye devam ediyor. 


 
Raporun diğer bölümlerinde Kanada’nın 2040 yılına kadar petrol üretimini yüzde 17, gaz üretimini ise uüzde 18 oranında artırmayı hedeflediği ve Avustralya’nın kömür petrol ve gaz endüstrilerini genişletmeye devam etmeyi planladığı belirtiliyor.

En Büyük Problem: Çin

Başta işgal altındaki Doğu Türkistan'da acımasız bir soykırım uyguladığı Uygurların ve işgal ettiği diğer ülkelerdeki halkların emeğini sömürerek büyüyen Çin, şu anda tek başına dünyadaki karbon emisyonunun yüzde 30’undan sorumlu olmasına ragmen, ülke genelinde artan enerji ihtiyacını karşılamak için kömür yakan yeni elektrik santralleri inşa etmeye devam ediyor. Çin, elektrik ihtiyacının yüzde 60’ını kömürden karşılıyor.

Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğiyle mücadele için fosil yakıt tüketiminin düşürülmesini beklerken Çin, 2023 yılının ilk üç ayında 2021 yılının tamamında kullanılandan daha fazla kömür enerjisi kullanılmasını onayladı. 

Aynı zamanda, yılda 60 milyon ton plastik üreten Çin, iki yüzlü bir şekilde 2021 yılında plastik kirliliğiyle mücadele çağrısında bulundu.

Bütün bunlara rağmen "iklim teröristlerini" Çin'de veya bahsi geçen diğer ülkelerde eylem yaparken göremiyoruz. Hatta iklim krizi konusunun popülerleşmesini sağlayan isimlerin başında gelen Greta Thunberg'in Çin'e yönelik eleştirileri çok kısıtlı ve son eleştirisi yaklaşık 1 yıl önce. "Just Stop Oil"in eylemlerini komünist diktatörya ile yönetilen Çin'de görmek ise mümkün değil. 

Greta gibi isimlerin Çin'in endüstrisinin büyümesi için zorla çalıştırılan Uygurlara ilişkin herhangi bir söylemi ise hiç olmadı.

Dünyayı En Çok Kirleten Ülkeler

Bütün ülkeler iklim krizinden aynı oranda sorumlu değil. Her yıl 30 giga-tondan daha fazla karbondoksit dünyanın atmosferine salınıyor. Bu gazların büyük bir çoğunluğu fosil yakıt kullanımından ve yenilenemeyen enerji kullanımından kaynaklanıyor.


 
 2018 yılında karbondioksit salımında en fazla payı olan ülkeler

Türkiye, bu listede 530 milyon ton karbondioksit emisyon salımıyla bu listede 16’ıncı sırada yer alıyor.

İklim krizine ilişkin eylemler henüz Türkiye'de başlamadı ancak Türkiye'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adına "İklim Değişikliği" de eklendi. Ayrıca bilhassa uçuşlarda karbon ayak izi hesaplamaları ve bunu "dengelemek" için ek ücret ödemeleri başladı. Akaryakıta gelen vergiler ise halihazırda ekonomik krizle boğuşan Türkiye için örtülü bir "iklim vergisi" gibi.

İklim krizi konusundaki dosya haberlerimiz devam edecek...

İklim krizi İklim değişimi Çin Amerika Almanya Karbon emisyonu Sera gazı Türkiye