İskender Öksüz Yazdı: 'Azınlık Zorbalığı Kabusu, İkinci Turda Bastırır'

TAKİP ET

"Çoğunluğu oluşturan iki büyük parti çekişiyor. İkisinin de oy tabanı %50'ye yakın ancak %50 değil. Diyelim biri %47, öbürü %48 oy alacak. Bir de küçük parti var. Onun da oyu %5. Kim bakar %5'e, koskoca partiler varken, diyeceksiniz ama diyemiyorsunuz. Çünkü kazanmakla kaybetmek arasındaki fark o %5'ten az. O zaman ne oluyor biliyor musunuz? 48 ile 47, azınlıktaki 5'in ağzına bakıyor. O ne derse eyvallah diyor ve onu yapmaya çalışıyor. Azınlığın tek yapması gereken, uzlaşmamak ve inat etmek."

Karar'daki köşesinde kaleme aldığı "Seçim ikinci tura kalırsa: Azınlık zorbalığı" başlıklı yazısında dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan ünlü fikir adamı İskender Öksüz, çoğunlukla zikredilen "çoğunluk zorbalığının" tarifini yaptıktan sonra şöyle devam etti:

"Demokrasilerin düştüğü tek tuzak çoğunluk zorbalığı değil. Demokraside azınlığın zorbalığı da mümkün. Bakınız nasıl.

"Azınlığın Tek Yapması Gereken Uzlaşmamak ve İnat Etmek"

Çoğunluğu oluşturan iki büyük parti çekişiyor. İkisinin de oy tabanı %50’ye yakın ancak %50 değil. Diyelim biri %47, öbürü %48 oy alacak. Bir de küçük parti var. Onun da oyu %5. Kim bakar %5’e, koskoca partiler varken, diyeceksiniz ama diyemiyorsunuz. Çünkü kazanmakla kaybetmek arasındaki fark o %5’ten az. O zaman ne oluyor biliyor musunuz? 48 ile 47, azınlıktaki 5’in ağzına bakıyor. O ne derse eyvallah diyor ve onu yapmaya çalışıyor. Azınlığın tek yapması gereken, uzlaşmamak ve inat etmek."

80 öncesinde Erbakan liderliğindeki MSP'nin bu "anahtar" konumunda olduğunu belirten Öksüz, şu hatırlatmayı yaptı:

 

"Bu Hâle Siyaset Biliminde 'Azınlık Zorbalığı' Deniyor"

"İktidarın anahtarı konumunda. Anahtar güzel bir benzetme. Çünkü anahtar kilitten küçüktür. Kapıdan çok çok küçüktür. Evin hacmi yanında sözü bile edilmez ama gel gelelim anahtar olmadan eve girilmez. Millî Selamet Partisi de bunun bilincindeydi herhâlde çünkü amblemi anahtardı!

Bu hâle siyaset biliminde 'azınlık zorbalığı' deniyor.

Vücudun organlarının başkanlık yarışına girdiği ve başkanlığa pek de yaraşmayan bir organ greve gidince diğerlerinin pes edip onu başkan yaptığı bir hikâye vardır hani. Burada tekrarlayamayacağım. Bilenler bilmeyenlere anlatsın. Azınlık zorbalığına edep dışı fakat iyi bir misaldir o hikâye."

Türkiye'de sağlıklı bir demokrasinin işlemesi için azınlık zorbalığını doğuran koşulların ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Öksüz, şu ifadeleri kullandı:

"Asıl Azınlık Zorbalığı Kabusu İkinci Tura Kalındığında Bastırır"

"Bu da iki büyük kitleden birinin diğerine üstün gelmesi demek. Bunu söyledikten sonra Türkiye’nin bugünkü şartlarına bakalım. Cumhurbaşkanlığı oylamasında muhalefetin hemen bütün adayları, mevcut cumhurbaşkanından daha çok oy alıyor. Fakat, bunlardan biri hâriç, hiçbiri %50’yi geçemiyor. İşte azınlık zorbalığı burada devreye girer.

Daha birinci turda taraflar %5’lik, %10’luk azınlıklarla gizli koalisyon görüşmeleri yapmaya başlar. Fakat asıl azınlık zorbalığı kâbusu, ikinci tura kalındığında bastırır. Artık seçimin galibini belirleyecek olan ne Millet İttifakı’dır, ne de Cumhur İttifakı. Seçimin galibini belirleyecek olan azınlık zorbalığı olgusudur.

Seçim İlk Turda Bitmeli!

Cumhurbaşkanı adaylarından biri hâriç seçim ikinci tura ve azınlık zorbalığına kalıyor dedim. Seçimi ikinci tura bırakmayacak tek isim gözüküyor: Mansur Yavaş.

Bu gidişle adım, Mansur Yavaş’çıya çıkacak. Olsun, bana çok da ters gelmez. Onunla aynı değerleri paylaşıyorum. Fakat reel- politik, yani gerçeğin otoritesi de bunu söylüyor. Yavaş, ilk turda işi bitirecek tek aday. Böyle bir gelecek pek açık, pek berrak görünüyor. Onun yerine başka bir adayın çıkması hâlinde ise ufuk puslanıyor. %5’lerin, %10’ların yüzleri gülmeye başlıyor."

İskender Öksüz'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız.

iskender öksüz yazdı azınlık zorbalığı kabusu ikinci turda bastırır