İslamcı Camiada Çatlak Yaratan Tartışma: İstanbul Sözleşmesi

TAKİP ET

İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir süredir devam eden tartışmalara resmi ağızdan ilk dahil olan AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş oldu

İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir süredir devam eden tartışmalara resmi ağızdan ilk dahil olan AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş oldu. 2 Temmuz tarihinde konuyla ilgili beyanat veren AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili 'iptal' sinyali verdi. Kurtulmuş, konuya ilişkin "Sözleşmeden çekilme ile ilgili hazırlık yapılıyor. İstanbul Sözleşmesi, imzalanması yanlıştı. O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak" ifadelerini kullandı. Bu açıklamadan destek alan birtakım dinci gruplar ise İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına ilişkin daha fazla ses yükseltmeye ve kamuoyu oluşturmaya başladılar. İktidar partisi üzerinde yarattığı etki ile bilinen Türkiye’nin büyük dinci gruplarından İsmailağa Tarikatının, sözleşmenin iptali için hükümete baskı yaptığı iddia edilmişti. Hem resmi ağızdan Numan Kurtulmuş’un hem de İsmailağa tarikatının bu konudaki açıklamaları İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik iken AKP cephesinde bölünme yaratacak ilk açıklama, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den geldi. Zengin, sözleşmenin iptali tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada; "Türkiye’de bir grup bütün kötülükleri anası olarak İstanbul Sözleşmesi’ni görüyor. Nafaka, eşcinsel evlilik diyor da yazmıyor bunlar bu sözleşmede. Hiç okumadan bununla alakalı bir sürü iddia ortaya koyuyor. Bir şeyin başında 'toptancı bir hayır' şeklinde yaklaşmıyorum. Türkiye bu sözleşmeyi imzalarken hangi saiklerle imzaladı. Buna yüklenen anlamlar değişti mi? Buna bir bakalım. Bu değişenleri değerlendirdikten sonra çıkmak da mümkün olabilir" ifadelerini kullandı. AKP’nin 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirdiği MYK toplantısında ise İstanbul Sözleşmesi masaya yatırılmış ve hükumete yakın Türkiye gazetesinin iddiasına göre aralarında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün de bulunduğu birçok AKP’li Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi yönünde görüş bildirmişti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise çekilmemekten yana görüş bildirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kendisine sunulan raporlar ve sözleşmeden çekilen 3 ülkeyi (Hırvatistan, Macaristan, Bulgaristan) gerekçe göstererek Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesi gerektiğini söylemişti. Bu süreçte iktidara yakın tutumları ile bilinen başta Abdurrahman Dilipak olmak üzere Hilal Kaplan, Yusuf Kaplan, Sibel Erarslan, Ahmet Şimşirgil, Metin Külünk gibi İslamcı cenahın önde gelen isimleri İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alır mahiyette yazılar yazdı veya beyanatta bulundu. Hatta bu isimlerden Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi özelinde AKP’yi FETÖ zihniyetinde olmakla ve uluslararası fonlar tarafından beslenmekle suçlamış ve AKP kanadından Dilipak’a dava açılacağı açıklaması gelmişti. Dilipak ayrıca daha da ileri giderek İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınlara yönelik ‘fahişe’ tabirini kullanmaktan da çekinmemişti. Bununla da yetinmeyen Dilipak, İstanbul Sözleşmesi’ni destekler nitelikte bir bildiri yayınlayan süt ve süt ürünleri markası Eker’i hedef gösterdi. Muhafazakar cephede İstanbul Sözleşmesi’ne karşı bu şekilde tepkiler yükselirken en şaşırtan açıklama kadın derneği KADEM’den geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın başkan yardımcılığı görevini üstlendiği KADEM, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkarak sözleşmenin kadın haklarını kapsadığını belirten bir açıklama yayınlandı. İktidara yakın bazı yazarlar ise “KADEM bizden değildir” minvalinde açıklamalar yaptı. Konuya politik ve ucu açık bir pencereden değinen TÜRGEV Başkanı Fatmanur Altun ise Gezi eylemleri sürecinde “mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı” söylemine atıf yaparak “Mesele 3-5 ağaç değil, mesele barış değil, mesele özgürlük değil, mesele kadın değil... Nedir meseleniz” dedi. Açıklamasının genelinde muhalefeti suçlayan ve İstanbul Sözleşmesi’ni destekler veya karşı çıkar mahiyette bir açıklaması bulunmayan Altun, hem kendisini hem de başında bulunduğu kurumu riske etmemiş oldu. Konuyla ilgili bir diğer açıklama ise yıllardır çocuk istismarı ile gündemde olan ENSAR Vakfı’ndan geldi. 45 çocuğa cinsel istismarda bulunulan Vakıf'tan gelen açıklamada “Resmi adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan İstanbul Sözleşmesi’nde rahatsız olduğumuz bazı konular yer almaktadır. Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan ’aile’ kavramının içine ’birlikte yaşayan bireyler’ de dâhil edilmektedir. Binlerce yıla dayanan Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bu topraklarda ’aile’ olmanın temelinde evlilik bulunmaktadır. Evliliğe dayanmayan aile kavramının kabul edilmesi mümkün değildir" ifadelerine yer verildi.

abdülhamit gül abdurrahman dilipak aziz mahmud hüdayi vakfı Ensar Vakfı fatmanur altun hilal kaplan ismailağa tarikatı İstanbul Sözleşmesi numan kurtulmuş özlem zengin recep Tayyip Erdoğan türgev Zehra Zümrüt Selç