İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'den İliç Tepkisi: Milletimizi Önemsemeyen İktidarın Doğamızı Önemsemesini Beklemiyoruz

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. 

Akşener konuşmasına Antalya'da meydana gelen sel felaketi ve Erzincan İliç'te meydana gelen maden faciası ile başladı.

Konuşmasının son bölümünde tekrar Erzincan'da yaşanan maden faciasına değinen Akşener, Aytekin Ataş'ın seslendirdiği "Var Git Ölüm" şarkısını açarak Meclis kürsüsünde gözyaşlarına hakim olamadı.

Akşener'in konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şu şekilde:

'29 Haziran 2022'de İliç Konusunda Uyarmıştım'

"Erzincan'ın İliç ilçesinde heyelan, Antalya'da sel felaketi yaşandı. Selde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. İliç'te hala ulaşılamayan 9 işçimize bir an önce ulaşılmasını diliyorum.

Biz, milletini dinlemeyenlerin; bizi dinlememesine, elbette şaşırmıyoruz. Milletini önemsemeyenlerin uyarılarımızı önemsememesine, elbette şaşırmıyoruz. Milletini düşünmeyenlerin; cennet doğamızı düşünmelerini de elbette beklemiyoruz. Ancak; dengesi bozulan doğamız artık, alarm veriyor. İktidarın, iflah olmaz rant telaşı göz göre göre, insanlarımızın hayatını, tehlikeye sokuyor. Bitmek bilmeyen, bu sorumsuzluğun faturasını da her defasında, milletimiz ödüyor.

29 Haziran 2022’de, bu kürsüden; Erzincan İliç’teki, altın madenindeki tehlikeye karşı iktidarı uyarmıştım. Hatta bu konuda, İYİ Parti olarak; Meclisimize soru önergeleri de verdik. Ancak iktidar bizi, aşırı duyarlı bulup kulağının üstüne yatmayı tercih etti.

Yani aslında; dün yaşanan felaketi, göze almayı tercih etti. Erzincanlı vatandaşlarımızı değil; madenin ortaklarını, tercih etti. Anadolu’nun, can suyunu taşıyan Fırat’ı değil; rant musluklarını, tercih etti. İliç’teki felakete, yol açan ihmallerin ve bu ihmallere, imza atanların peşini bırakmayacağız.''

''Merkezi hükûmet ile El Ele, Kol Kola Olan; Gaziantep Garip Kalmamış Gibi''

Akşener, konuşmasının devamında Hatay söylemlerine ilişkin olarak AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da eleştirdi.

''Nitekim felaketin daha ilk haftasında “tuttuğumuz defteri açacağız” diye milletimize, tehditler savuran bir Sayın Erdoğan vardı; felaketin, 1’inci yılında da kaldığı yerden, aynen devam eden, bir Sayın Erdoğan var... Kendisi, Hatay’da çıktı ve dedi ki; “Merkezî yönetimle, yerel yönetim, el ele vermezse dayanışma hâlinde olmazsa o şehre, herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Bak şu anda, Hatay garip kaldı.”

Sanki AK Parti tarafından yönetilen; Kahramanmaraş, garip kalmamış gibi… Merkezi hükûmet ile el ele, kol kola olan; Gaziantep garip kalmamış gibi… Malatya garip kalmamış gibi… Adıyaman garip kalmamış gibi… İtiraf mı, tehdit mi, belli olmayan İnsanlıktan uzak, böylesine bir cümleyi kurdu.

Peki sonra ne oldu? Aradan 1 hafta geçti; kendisi sanki bu cümleleri hiç kurmamış gibi çıktı ve “Bizde, ‘oy yoksa hizmet de yok’ diye, milleti açık açık tehdit etmek olmaz” dedi.

Biz elbette, Sayın Erdoğan’ın bu geri viteslerine, kıvrak dönüşlerine alışığız. Kendi kendisini yalanlamalarına da alışığız. Ama 1 hafta içinde ne yaşandı da Sayın Erdoğan böyle bir dönüş yaptı onu da elbette burada konuşacağız…

Biliyorsunuz, deprem felaketinin, 1’inci yıl dönümünün gecesinde Hataylı vatandaşlarımız, bir anma etkinliği yaptı. Bu etkinliğe hem iktidar tarafından hem de ana muhalefet tarafından katılanlar oldu. İşte o gece Hatay’da bir kırılma anı yaşandı. Hataylılar, iktidarı da ana muhalefeti de dinlemek istemedi. İki tarafı da duymak istemedi; iki tarafa da tepki gösterdi. O tepki; birbirine suç atma yarışına girerken milleti duymayanlara karşı, bir tepkiydi. O tepki; yaraları sarmak yerine milletin büyük acısından siyasi rant devşirmeye kalkanlara karşı, bir tepkiydi. O tepki; Türk milletini yıllardır iki yumruk arasına sıkıştıran; kayıkçı düzenine karşı bir tepkiydi.

Sayın Erdoğan’ın, keskin dönüşünün sebebi de işte bu tepkiydi. Çünkü kendisinin, en korktuğu şey; bu siyasi tefeci düzenin, bozulmasıdır. Onun en korktuğu şey sözde rakibiyle el ele verip, millete dayattıkları ayrışma ortamının son bulmasıdır. Onun, en korktuğu şey; ana muhalefetle aralarındaki ruh ikizliğinin ortaya saçılmasıdır.

Birbirlerinden Bir Farkları Yok

Aslında Hataylılar, o gece; “Birbirinizden bir farkınız yok!” dediler. El hak, doğru da söylediler. Nitekim ana muhalefetten de gösterilen tepkiyi hazmedemeyenler çıkıp dediler ki; “Protestocuların, kim olduğunu biliyoruz.” Hatta tek tek saymış olsalar gerek; sonra bir de ekleme yapıp “100 protesto yaşandıysa, 99’u hükûmete yönelikti” dediler… Demokrasi havarilerine bak sen… Sansürden sonra bunu da görmüş olduk…

Hadi biz rakibiz. Ama bunlar; sadece bizim eleştirilerimizi değil; artık milletin eleştirilerini de kabul edemez olmuşlar. Bir yandan; vatandaştan tepki görünce “marjinaller” diyenleri kınayacaksınız. Ama o tepki size gelince; dönüp vatandaşa “biz onları biliyoruz” diye parmak sallayacaksınız… Yok öyle yağma!

Buradan açıkça ilan ediyorum; bizim için “Çadır yok” diyen depremzedelere “tasmalı” diyen meczup yandaşlar ile kendilerine oy gelmediği için yapılan yardımları “haram” eden vicdansız yoldaşların arasında hiçbir fark yoktur. Bizim için kendinden olmayana, nefret saçan, iktidar dili ile kendine laf edene, öfke kusan, ana muhalefet dili arasında hiçbir fark yoktur. Bizim için; evine, ocağına, ateş düşen milletimizi dinlemek, duymak, anlamak yerine kendine siyasi fayda çıkarmaya çalışanların arasında en küçük fark yoktur.

'Etrafınızı Saran, Bu Çift Taraflı Yüzsüzlüğe Mecbur Değilsiniz'

İşte bu yüzden; Atatürk’ün emaneti Hatay’ımızdan, Hataylı vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum: Hiçbir sorumluluğu üzerine almayan bu iktidara da yıkılan binaların müteahhidinin, villasında oturanlara da mecbur değilsiniz. Bu beceriksizliğe, bu ciddiyetsizliğe, bu umursamazlığa mecbur değilsiniz. Etrafınızı saran, bu çift taraflı yüzsüzlüğe mecbur değilsiniz.

Siz; iyi planlanmış şehirlerde, güvenli evlerde oturmaya layıksınız. Siz; ahlaklı, vizyoner, çalışkan, adaylara layıksınız. Siz; kendi cebinden önce, sizin canınızı düşünecek, ahlaklı adaylara layıksınız. Siz vasata değil; belediyeciliğin, en iyisine layıksınız. İşte o yüzden gelin; bu hileli oyunun iki tarafına da hak ettiği dersi, sandıkta verin. Gelin; sizi duymayan, sizi önemsemeyen, siyaset simsarlarını attaya gönderin. Gelin; İYİ Parti’nin tertemiz adayına Hatay’ı yeniden inşa etmek için ülkesine dönen evladına Nusret Cömert kardeşime, helal oylarınızı verin.”

akşener iyi parti iliç iliç madeni