İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu: 'Beştepe, Balgat, İmralı, Kandil, DEM, Hüdapar Kendi Kendinize Çalıp Oynayın'
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bugün, 18 Haziran'da gerçekleştirilen partisinin haftalık meclis grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu konuşmasına, 148 günlük tutukluğun ardından tahliye edilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a geçmiş olsun dilekleriyle başladı. Özdağ'ın tutukluluğunun hukuka uygun olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, sevinçlerinin aylarca süren hak mahrumiyetinin tahliye ile neticelenmesine değil Özdağ'ın Silivri'den kurtulmasına olduğunu kaydetti. İYİ Parti lideri konuşmasına şöyle devam etti.
Hürriyet lütuf değildir. Hürriyet, keyfe keder bir iş değildir, Hürriyet piyango hiç değildir İşte tam da bu yüzden, bu devran son bulmalıdır. Onu da hep birlikte yapacağız.
Üniversitelerin ve hocaların karşı karşıya olduğu baskı ortamına dikkat çeken Dervişoğlu,
"En çok konuşması gereken mecralar, üniversiteler ve hocalarımız, konuşamamaktadır. Bu sebeple meydan, hikmeti ve kıymeti kendinden menkul, eli değnekli kimselere kalmaktadır. İşte bu noktaya kadar, iktidar, bilerek ve isteyerek, 23 yıldır sistematik olarak anayasal görevlerini yerine getirememekte, dahası Anayasa’yı kasten ihlal etmektedir."
ifadelerini kullandı. Yeni anayasa tartışmalarına değinen Dervişoğlu,
“Türkçe’den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.” Şimdi gözlerini diktikleri yerse budur! Umarım, neden yeni Anayasa istediklerini anlatabiliyorum. Önce her bir maddeyi, her bir fıkrayı ihlal ediyorlar, sistematik ihlallerle, Anayasa’yı uygulanamaz hale getiriyorlar. Anayasamızı ve anayasal haklarımızı, vazgeçilmez, devredilemez haklarımızı bize unutturuyorlar. Devletin bireyle, toplumla yaptığı sözleşmeyi ortadan kaldırıyorlar. Ahdi ve akdi çiğniyorlar. Sonra da yeni anayasa istiyorlar. Hayır! İşte orada duracaksınız! Biz nefes aldıkça bu ahdi de akdi de çiğnetmeyeceğiz! Bunu çiğnetmeyecek neferler vardır! Onlar da işte buradadır!
şeklinde konuştu. Rejimi korumanın, vatanı korumak ile bir olmadığının altını çizen Dervişoğlu,
"Rejimin savunmasını, vatan savunması diye kılıflayan anlayışlar vardır. Ama rejimler ve şahsi iktidarlar, vatan pahasına korunamazlar. Bunun neticesi ne olursa olsun o ülkeler ve milletler için yıkımdır. Burada tek mağdur ve tek kaybeden insanlardır, masumlardır, kısaca insanlıktır. Unutulmasın, bugün İran ile İsrail arasında yaşanan çatışmada da görünen şey budur. İsrail hükümetinin gözü dönmüş terörizmiyle, molla rejiminin iç ve dış siyaseti aklanamaz. İran rejiminin halkına baskısı ve bölgede uyguladığı yayılmacı siyaset de İsrail vahşetini haklı çıkartamaz. Bölgemizde de Türkiye’mizde de Artık siyaset şantajlarla yapılmaktadır. Bu yolda, örgütler, partiler, iktidarlar enerji, tarım, ulaştırma sektörleri, istihbarat, hukuk… Her yol kullanılmaktadır. Bakın, ortadaki garipliklere bakın. Bizim iktidar İsrail’e ve operasyonlarına karşı olduğunu söylüyor, doğru mu? Doğru. Peki aynı iktidar ve ortakları, PKK’nın silah bıraktığını, Terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşeceğini söyleyip, Katillere kahraman muamelesi yapıyor, doğru mu? O da doğru. Peki, PKK’nın İran kolu PJAK’ın elebaşısı ne diyor biliyor musunuz; “İsrail'in İran'a yönelik olası saldırılarını destekliyoruz. İran'a yönelik operasyona katılmaya hazırız. Bölgede hakimiyeti kurmak için gerekeni yaparız" diyor. Orta oyununu görüyor musunuz?
Terörsüz Türkiye adı altında yürütülen ikinci çözüm sürecini eleştiren Dervişoğlu, iktidarın güya İsrail'e karşı olduğunu ama İsrail'in taşeronu terör örgütüyle kol kola girdiğini söyledi. Türkiye'yi "sözde devlet aklı" kisvesiyle yöneten güruhun, istihareye yattıktan sonra bir sabah aniden apo denen katile sarılarak uyandığını belirten Dervişoğlu,
Başta tüm bu katliamların ve hukuksuz saldırıların sorumlusu ABD ve İsrail, bölgedeki tüm taşeron örgütler. PKK, PYD, YPG, PJAK hepsi buna dahildir, ortaktır. İstiyorlar ki, Cumhuriyeti de verelim, ulus devletten de vazgeçelim, Türk vatandaşlığını çözelim ve bu diyetle de iktidarda kalalım. Evet bize bunu dayatıyorlar. Bu yüzden bu süreç, bizim açımızdan kalkışmadır. Yapılanlar da ihanettir. Bunun bizim dilimizde başka bir karşılığı yoktur. İsrail’in hakimiyetini ve kayıtsız şartsız güvenliğini amaçlayan küresel oyunun adı Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Büyük Ortadoğu Projesi demek, küçültülmüş Türkiye demektir. Buna yol vermeyeceğimiz ve direnme hakkımızı kullanacağımız açıktır. Darbeye direnmek nasıl bir anayasal haksa, İhanete direnmek de anayasal hakkımızdır. Sevr’i kabul etmedik, bunu mu kabul edeceğiz?
ifadelerini kullandı. Türkiye’de bir sabah bir siyasi parti genel başkanının, canibaşını Meclis’e davet etmesi ile başlatılan sürecin tesadüf olmadığını altını çizen Dervişoğlu, Türkiye’nin büyük bir tuzağa çekilmek istendiğini kaydetti.
Ben, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, gençliğe hitabede tevdi ettiği “Birinci vazifeyi” yerine getiriyorum. Lozan’ı yırtıp atmayı amaçlayan, Cumhuriyetimizin tapu senedine kasteden her adımın yolunu kesmeye, Planlarını bozmaya, tekerlerine çomak sokmaya devam edeceğim. Bunun adı bozgunculuk değil, vatanseverliktir. Bizim için tek bir kurucu önder vardır, O da, büyük Türk milletinin kahraman evladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Evet, İYİ Parti bu oyunu bozacaktır! Müsavat Dervişoğlu ve kader arkadaşları bu ihanete geçit vermeyecektir!
Dervişoğlu konuşmasında son olarak şu ifadelere yer verdi:
Bakın açık ve net olarak ifade ediyorum: Türk milletinin iradesini, Öcalan canisine ve onun örgütü ile uzantılarına İPOTEK ETTİRMEYİZ! İhanet projelerinizi yaşama geçirmek için kurmayı planladığınız komisyon üzerinden, Evet-Hayır oylarını dayanak gösterip, ihanetinizi meşrulaştırmanıza yol ve izin vermeyiz! Bu süreci siz planladınız. Beştepe, Balgat, İmralı, Kandil, DEM, Hüdapar kendi kendinize çalıp oynayın. Bu oyunda biz yokuz! Bizim komisyonumuz Türkiye ve Türk milletidir. Bu saatten sonra da, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır!” Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Ne mutlu Türk’üm diyene!