İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu: Adayın 13 Şubat'ta Açıklanacağına Dair Bir Bilgi Bizde Mevcut Değil

TAKİP ET

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulunan Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının 13 Şubat'taki Altılı Masa toplantısında açıklanacağı iddialarına ilişkin olarak “13 Şubat’ta aday açıklanmasına yönelik bir bilgi bizde mevcut değil.” ifadelerini kullandı. 

Zorlu, “İsimlerin masada olduğu bir aşamada biz mutlaka yetkili kurullarımızı toplayacağız.” dedi.

 

 

Zorlu'nun açıklamaları şöyle: 

Geçtiğimiz Cuma günü Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliğine yapılan ve bir kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu vesileyle kardeş Azerbaycan halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Yapılan bu hain saldırı karşısından onların yanındayız. Ancak bu saldırının arka planının iyi araştırılması ve açıklığa kavuşturulması gereklidir. Henüz doyurucu bir açıklama yapılmış değildir.  Bugün İran’da nüfusun %44’nün Türk dili konuştuğu dikkate alındığında meydana gelebilecek provokasyonlar bölgemizin istikrarı açısından hayati bir önem taşımaktadır. İran yetkili makamları derhal bu konuda gerekli adımları atmalıdır. Değilse iki ülke ilişkileri kadar Karabağ’da Azerbaycan lehine oluşmuş olan durum da belirli risklerle karşı karşıya kalacaktır. Bilinmesini isteriz ki, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri İYİ Parti iktidarında çok daha kurumsal ve güçlü bir noktaya taşınacaktır.

Bir diğer dış politika konusu da İsveç’te gerçekleşen çirkin eylem ve sonrasında İsveç’in NATO üyeliği başvurusunu durdurduğuna yönelik tartışmadır. Maalesef siyasi iktidar her seçim öncesinde kullanılışlı bir dış düşman algısı yaratmada ustalaşmıştır. 2018’de portakal bıçaklama eşliğinde yaşanan böyledir! Şimdi de İsveç’teki gelişmeler kullanılmaktadır. 

Bakın Danimarka merkezli ırkçı parti lideri Rasmus Paludan’ın Kuran-ı Kerim yakması, ardından bunu yapacağına devam etmesi ve üstüne üstlük İsveç hükûmetinin bu ırkçılığa göz yumması, NATO üyelik sürecindeki bir ülkenin bilinçli bir tavrı değilse bile en basitiyle bir akıl tutulmasıdır.

İşte böyle bir tavır karşısında biz ne yaptık? Geçtiğimiz Cuma günü İsveç mahkemelerinde hem ırkçı Paludan’ı hem de İsveç hükûmetini mahkemeye verdik. Nihai amacımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılanmalarını sağlamaktır. Böylece İsveç başta olmak üzere benzer ülkelerin kanunlarını düzenlemelerinin önünü açacağız. 

Peki siyasi iktidara ne düşer? Buna destek olmak. Kamuoyuna taşınmasına destek…
Gelin görün ki bunu iç siyaset malzemesi yapmak istedikleri için bizim bu makul ve akılcı tavrımızı gölgelemeye çalışıyorlar. 

İsveç hükûmetine de bir sözümüz var: Evet, Türkiye’de iktidar değişecek ama sizin millî güvenliğimiz ve millî değerlerimizle ilgili bu tavrınız böyle devam ettiği sürece İYİ Parti iktidarında Türkiye’nin olumsuz tavrı da devam edecektir. 

Ekonomide kötü gidişat devam ediyor. TÜRK-İŞ Ocak 2023 için açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Buna göre açlık sınırı 8.864 TL, yoksulluk sınırı ise 28.875 TL’ye yükseldi. Yani daha yeni asgari ücret işçinin hesabına yatmadan asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. 2023 için asgari ücret alkışlarla 8.506 TL açıklanmıştı ama Ocak 2023'te açlık sınırı 8.864 TL'ye yükseldi. Yok ama bir küçük ilerleme var(!) geçen yıl, 2022 başında açlık sınırı asgari ücretin üzerindeydi bu yıl Şubat ayında…

Bir diğer önemli husus da TÜRK-İŞ'in Ankara'dan topladığı gıda fiyatlarına göre geçen ay baz etkisiyle %98,4'e düşen yıllık gıda enflasyonunun bu ay %108,6'ya yükselmesi. Ankara'da gıda fiyatları geçen aya kıyasla %9 arttı. Enflasyon düşecek diyenler bakalım bunu nasıl açıklayacak? TÜİK %9'u ne kadar aşağı çekebilecek göreceğiz ama enflasyonla mücadele olmayınca fiyat istikrarının sağlanamaması gayet doğal bir sonuç. Bakan Nebati hakikati gizlemek istese de halkın gerçeklerinin kendini göstermek gibi bir özelliği vardır. Çünkü hakikat her şeyden daha parlaktır…

Merhum Bölükbaşı’nın dediği gibi; “Kimse Türk milletine tepeden bakmasın, memleketi bir vakıf kendisini de mütevelli sanmasın.”

Bildiğiniz gibi 25 Aralık’ta 15 binden fazla kadın yurttaşımızla Büyük Kadın Buluşmamızı gerçekleştirmiştik. Şimdi de 18 Şubat tarihinde Ankara Arena Spor Salonunda Büyük Gençlik Buluşmamızı gerçekleştireceğiz. Bu önemli buluşma İYİ Parti iktidarının da müjdesi olacaktır. Gençlerimize güveniyoruz, inanıyoruz ve onlarla birlikte müreffeh bir Türkiye’yi inşa edebilme kararlılığındayız.

Sayın Erdoğan diyor ki; “Bu sene 6 milyonu aşkın gencimiz ilk defa sandık başına gidecek. 14 Mayıs seçimlerinde sandığın rengini gençlerin tercihi belirleyecek.” Evet doğru ama üçüncü bir ifade daha olmalıydı burada. O da gençlerimizin “Artık yeter, geleceğime sahip çıkacağım.” demeye hazırlanmasıdır.

Çünkü gençlerimiz mutsuz ve ülkenin geleceğinden umutsuz. Yurt dışında çalışmak ya da okumak için uğraşan gençlerimizi hain ilan eden bir anlayıştan söz ediyoruz. Bugün ülkemizde 18-30 yaş arası yaklaşık 15 milyon seçmen var ve toplam seçmen sayısının %25’ne tekabül ediyor.

Bu sebeple siyasi iktidar ne kadar az gencimiz oy kullanırsa o kadar karlıyım anlayışıyla hukuki ve fiili engellerin üzerine oynuyor. 

Öyle ki seçim takvimin açıklanmasıyla birlikte öğrencilerimizin nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi ile öğrenci belgesi ve yurtta kalıyorlarsa buradan da ilgili belgeyi alarak önce ilçe nüfus müdürlüklerine ve ardından ilçe seçim kurullarına bizzat giderek bu değişiklikleri yapmaları gerekmektedir. Oysa E-Devlet uygulamasından bir tıkla halledilebilecek bir altyapı bulunuyorken öğrenciler bu zorlu süreçlere maruz bırakılmaktadır.

Bizim İYİ Parti olarak seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması durumunda üniversite öğrencilerimizin bu önemli vatandaşlık görevini gerçekleştirebilmeleri için iki önerimiz var. 

Birincisi bu hafta YSK’ya Parti olarak başvuracağız ve yurtta kalan öğrencilerin sadece seçim takvimdeki sıkışık tarihlerde değil hemen bu haftadan itibaren ikametgâh değişikliğini yapabilmesinin ya da bulundukları ilde oy kullanmalarını sağlayacak bir genelge imkânının olup olmadığını soracağız. 

İkincisi gerek 14 Mayıs’ta gerekse Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması hâlinde oy kullanma gününe denk gelen hafta yapılacak sınavların ertelenmesini ve yine oy kullanma gününden önceki Cuma günü ile sonrasındaki Pazartesi gününde ders yapılmamasını öneriyoruz. Böylelikle ikametgâhını değiştirememiş öğrenciler ve aileleri için daha rahat ve güvenli bir aralık oluşacaktır. YÖK’ün bu konuda alacağı bir kararı üniversitelerimize bildirmesi yeterlidir.

Şimdi genç arkadaşlarımızın huzurunda TBMM’deki tüm siyasi partilere bu teklifimize destek vermeye davet ediyoruz.

Bu önerilerimize destek vermemeleri hâlinde Gençlik Politikaları Başkanlığımızın hazırladığı ve Genel Başkanımızın 25 Ocak tarihli Grup Toplantımızda açıkladığı üzere bize ulaşan her bir öğrencimizin ikametgâhlarına ulaşarak oy kullanabilmeleri için maddi destek sağlayacağız. Bahsedilen süreci kaçırmaları hâlinde hangi partiye oy verdiğini gözetmeksizin ikametgâh adresinin bulunduğu şehre ücretsiz olarak götürüp getirmeyi taahhüt ediyoruz.

Bu nedenle https://sandigagidiyoruz.biz/ adlı bir site kurduk. Gençler bu sitedeki formu doldurarak ikametlerinin bulunduğu şehre gitmek için bizden talepte bulunacaklar. Yaklaşık 30 saniye sürecek bu işlemi gerçekleştirdikten sonra biz kendileriyle iletişime geçip onların sandığa ulaşımını sağlayacağız. Kaç genç başvurursa başvursun herhangi bir sınır tanımadan o kadar genci sandıklara ulaştıracağız.
 

kürşad zorlu iyi parti ortak aday azerbaycan