İYİ Parti'den Hükumete 'Fındık' Çağrısı! "Taban Fiyat 25 TL'den Az Olmamalı"

TAKİP ET

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu olarak hazırladıkları 11 maddelik öneri listesini açıkladı

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu olarak hazırladıkları 11 maddelik öneri listesini açıkladı. Hasat vaktinin gelmesiyle fındık ihracatının Türkiye gündemini oluşturmasına rağmen AKP'nin 'ciddiyetsiz' ve 'keyfe keder' hareket ettiğini bir an önce 25 TL'den az olmayacak şekilde fındık taban fiyatının belirlenip açıklanması gerektiğini kaydetti. Yaşar, son üç yılda da fındık taban fiyatlarının farklı aylarda açıklanmasına dikkat çektikten sonra "Stoklarında yer alan 20 bin ton kabuklu fındık için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Mayıs ayında 24 liradan satışa çıkmış ve bu satış için 400 bin ton fındık için alıcı talebi oluşmuştur. TMO, üreticiden 16-17 liraya almış olduğu fındığı bu ayda 24 liraya satmıştır. Böylece, bölgede Haziran ayı içinde fındık fiyatı 25-26 lirayı görmüştür. Fakat hükumetin fındık taban fiyatlarını açıklamada gecikince, bölgede, rekabet ortamını ortadan kaldırmıştır. Bölgedeki uluslararası firmalar-karteller neredeyse tek başlarına fiyat belirlemeye başlamış ve yapılan büyük bir spekülasyonla 25-26 lira olan fındık fiyatlarını 18-19 liraya düşürülmüştür. Hükumet de bu durumu sadece seyretmekle yetinmiştir" ifadelerini kullanarak üreticinin sıkıntılarını dile getirdi. İYİ Partili Yaşar'ın fındık üreticisinin sorunlarını dile getirdiği ve hükumeti harekete geçmeye davet ettiği 11 maddelik liste şöyle: "Fiyatı Uluslararası Firmalar Değil Üretici Belirlemelidir" "Buradan hükümeti uyarıyoruz.. Yaşanan bu spekülasyonlara boyun eğilmemeli ve fındık üreticisi mağdur etmemelidir. Böylece fiyatı, uluslararası firmalar değil, üretici belirlemelidir. Tarım Bakanlığı ifadeleri ve bölgeden gelen haberler, bu yıl fındık rekoltesinin 660 bin ton civarında olacağını ortaya koymaktadır. Türkiye’de 2018-2019 sezonunda 776 bin ton fındık üretimi gerçekleşmiştir. Sadece bu rakamlar bile, fındığın üretici ve ulusal ekonomi açısından öneminin anlaşılması açısından yeterlidir." "Fındık Fiyatı 25 Liranın Üzerinde Olmalı" "Gübre başta olmak üzere, bakım ve hasat masraflarından oluşan her türlü girdide anormal artışlar meydana gelmiştir. Girdi artışlarına bağlı olarak 1 kg fındığın maliyeti 20 liranın üzerine çıkmıştır. Rekoltede bu yıl meydana gelen düşüş de dikkate alınarak fındık fiyatları en az 3,5-4 dolar seviyesinde olacak şekilde 25 TL’den den az olmayacak düzeyde açıklanmalıdır. Üretici kesinlikle mağdur edilmemelidir. Tüm bu veriler ve yaşanan yakın dönemde ki gelişmeler göz önüne alındığında, özellikle fındık üreticisinin mağdur olmaması ve ülke ekonomisinin fındıktan maksimum fayda sağlayabilmesi amacıyla, İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu olarak kısa ve uzun vadede hükumete buradan 11 ayrı öneride bulunmak istiyoruz: İYİ Parti Fındık Çalışma Grubunun Önerileri 1) Fındık, Türkiye ekonomisi için hayatı önemde bir üründür. Dolayısıyla TMO, gecen seneki gibi fındığın pazara ucuz fiyattan düşmesinin önüne geçmeli ve biran önce “fındık fiyatını” ilan etmelidir. Geç kalınması halinde, geçen yıl olduğu gibi üretici açısından ciddi zarara neden olacaktır. Ayrıca; bugünden tezi yok gerekli çalışmalar yapılarak en kısa sürede TMO ya da Fiskobirlik depoları alıma hazır hale getirilmelidir. Lisanslı depoculuk tüm bölgede yaygınlaştırılmalıdır. 2) Yukarıda da ifade edildiği gibi, rekoltenin 660.000 ton olduğu ifade edilmektedir. Rekolte, fiyatı belirlemede ana unsurlardan birisidir. Bu nedenle, rekolte belirlemesinin daha net, daha sabit verilere dayalı, rasyonel ve resmi ağızdan yapılması sağlanarak, üreticilerin zihninde muğlak nokta bırakılmamalıdır. Fiyat belirlenmesi esnasında rekolte bazlı manipülasyonların önüne geçilmelidir. 3) Fındıkçının en fazla yara aldığı konulardan birisi “emanetçiliktir” TMO, ister lisanslı depolamaya yeni bir düzenleme getirerek, isterse de emanete fındık alımı için bir strateji belirleyerek üreticinin bu mağduriyetinin önüne geçmelidir. Yeni bir “emanetçi” sistemi devlet kanalı ile oluşturulmalıdır. Örneğin, başlangıç dönemlerinde üreticinin depo kiraları desteklenmeli, eline verilen ürün teslimat sertifikaları karşılığında(Altı ayı geçmeyen vadelerde) faizsiz bankalardan kredi kullanmaları sağlanmalı gibi alternatif çözümler geliştirilmelidir. 4) Yevmiye fiyatı belli olmuştur. Fakat üreticinin işçilik maliyetinin tek kalemi isçi yevmiyesi değildir. Özellikle pandemi sonrası isçilerin sağlık durumu, barınma sekli ve yasam alanları, yine salgın sebebi ile tekrar dizayn edilmektedir. Bu politika esnasında devletin fındık üretim alanları arasında hakkaniyete dayalı ve eşitlik prensibi çerçevesinde davranılmalı ve özellikle halk arasında kalacak yer ödeneği olarak bilinen bu tip harcamalar adil ve şeffaf bir şekilde yapılmalıdır. 5) Fındık fiyatının belirlenerek, kamu tarafından, süratle alım yapılacağı ilan edilmelidir. Sürekli taban fiyatı tartışmalarına son verecek bir sitemde taban fiyatı açıklanması yapılmalı ve bu sayede manipülasyonların önüne geçilmelidir. Alım yapılan mahsulün peşin ya da peşine yakın bir zamanda ödeneceğinin açıklanması da üreticinin elini rahatlatacak, piyasada potansiyel fiyat belirsizliğinin önüne geçilecektir. 6) Fındığın hasadı sonrası pazara erken düşmemesi ve fiyatında düşüş yaşanmaması için fındık destekleme paralarının Ağustos ayı sonunda ödenmesi gerekmektedir. 7) TMO fındık alım şartlarını biraz üretici lehine daha esnek hale getirmelidir. (yani fındıkta nem eksik-fazla ya da randımanı yüksek-az gibi bazen gereksiz olan bahanelerle üretici mahsulü geri gönderilmemeli ve üretici mağdur edilmemelidir) 8) Fındığın fiyatı, satışının tamamına yakını ihracat bazlı hesaplanmalıdır. Böylece üreticinin dolar artışı karşısında satın alma gücü kaybı yasamasının önüne geçilmelidir. 9) Tüm bu gerçekler ışığında fındığın taban fiyatı 3,5-4 dolar seviyesinin altında açıklanmamalıdır. Ve 25 TL’den den az olmayacak düzeyde olmalıdır. 10) Uzun vadede; fındığa dayalı sanayinin teşvik edilerek fındık bölgelerinde hem fındığın mamül hale getirilip katma değer oluşturulması, hem de yeni iş alanlarının açılması ve özellikle yurt içi kullanım ve tüketimi teşvik edilmelidir. 11) Yine uzun vade de; en önemlisi Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde Ulusal Fındık Politikası belirlenmelidir. Avrupa Birliği, ithal etmiş olduğu kabuksuz fındığın yüzde 64'lük bölümünü, kabuklu fındığın ise yüzde 4'lük bölümünü Türkiye' den almaktadır. Bu açıdan Türkiye kabuksuz fındıkta 1. kabuklu fındıkta ise 3. en önemli tedarikçi ülke durumundadır. Ama aynı Avrupa Birliği, sert kabuklu meyve üreticilerine yapmış olduğu destekler ile İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa ve Portekiz gibi üyesi olan üyesi olan ülkelerde fındık üretimini artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca Almanya izlemiş olduğu politikalarla Arjantin ve Gürcistan gibi ülkelerde fındık üretimine sağlamış olduğu maddi desteklerle teşvik etmektedir. Böylece Türkiye’nin bu piyasadaki fındık konusundaki üstünlüğü kırılmak istenmektedir. Öte yandan, dünya da fındık üreticisi olmadıkları halde ihracattı durumunda olan ülkelerin tamamı, Türkiye’den satın aldıkları fındığı işleyerek re-expot (yeniden ihracat) yapmaktadır. Ülkemizde bir Ulusal Fındık Politikası oluşturulmasına bu bakımdan çok büyük önem veriyoruz. İnşallah Hükumet bu konuda geç kalmaz. Salgın nedeniyle, fındık üreticilerimiz alan bazlı gelir desteği başvurularını zamanında yapamamışlardır. Süre, 30 Haziran 2020 tarihinde bitmiştir. Her yıl başvuru süresi uzatılırken, bu yıl uzatılmamıştır. Başvuru yapamayan üreticilerimiz, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan süre uzatımı istemektedir."

akp almanya bedri yaşar fındık fiyatı giresun hasat iyi parti fındık çalışma grubu karadeniz kocaeli rize samsun milletvekili TBMM tmo Toprak Mahsulleri Ofisi