İYİ Partili Kürşad Zorlu: Anayasa'ya İlişkin Kırmızı Çizgilerimiz Var

TAKİP ET

İYİ Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Sözcü'den Aytunç Erkin ile bir röportaj gerçekleştirdi. Son günlerde çokça tartışılan Anayasa meselesine değinen Zorlu, seçimleri ve dış politikadaki koşulları da değerlendirdi.

İYİ Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Sözcü'den Aytunç Erkin ile bir röportaj gerçekleştirdi. Son günlerde çokça tartışılan Anayasa meselesine değinen Zorlu, seçimleri ve dış politikadaki koşulları da değerlendirdi. 

İyi Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu, “Bizim Anayasa’ya ilişkin kırmızı çizgilerimiz var. Mesela ilk 4 madde ve onun ruhunun korunması. Bu konu tartışmaya kapalıdır bizim için” dedi.

Röportajdan öne çıkan kısımlar şöyle:

...

Kürşad Zorlu, yargının Fetullahçılar tarafından ele geçirildiği 2010 referandumuyla ilgili olarak, "2010 referandumunda genel başkanımızın çağrısına ve uyarılarına kulak verilip o anayasa değişikliği gerçekleşmeseydi bugün böyle bir yıkımla karşılaşmazdık. O gün davul zurna çalanların şimdilerde genel başkanımıza demokrasi hikayeleri anlatması da ülkem adına bir başka hazin durumdur."

Zorlu'nun şu cümlesi de dikkat çekiciydi: “Bizim anayasaya ilişkin kırmızı çizgilerimiz var. Mesela ilk 4 madde ve onun ruhunun korunması. Bu konu tartışmaya kapalıdır bizim için.”

...

Soru: İYİ Parti iktidara gelirse dış politika dengesinde nerede duracak?

Aslında milli merkez yaklaşımımızla uyumlu bir yerde duracağız. Uluslararası kurallar ve uluslararası hukukun çerçevesi temel itibarıyla batı tarafından oluşturulmuştur. Dolayısıyla yer yer istisnai neticeleri olmakla birlikte uluslararası nitelik taşıyan olay ve olgular batının hukuk, egemenlik ve meşruiyet anlayışının dışına çıkmadan yönlenmektedir. Burada batıyı iki merkezde irdelemek mümkündür. Biri ABD diğeri Avrupa ve onun çeperi. Ukrayna savaşı bu çepere ilişkin safların keskinleştiği bir süreç oluşturmuştur. Bugün uluslararası sistemin oluşa geldiği soğuk savaş döneminin yönetim koşulları belirli değişimler göstermiştir. Batı karşısındaki ülkeleri optimal bir demokrasi anlayışına sevk edebilmenin yolu da karşıtlık ve küresel parçalanma üzerinden değil birleştiricilik ve uyum üzerinden yürünmesini gerekli kılmakta. Artık kalkınma da karşıtların işbirliği ile sürdürülebilir. Örneğin tedarik zinciri meselesi…

Şimdi asıl önemlisi Türkiye'nin bu dengeler içerisinde nerede konumlanacağı. Türkiye, Çin ve Rusya'nın önde olduğu Doğu ile ekonomi ve enerji konularında yüksek bir bağımlılık yaşanırken, değerler sistemi, hukuki ve yapısal olarak batı ile bağımlılık içerisindedir. Ne yazık ki Cumhuriyetin kazanımlarından ve dünyadaki özgün yerinden uzaklaşan Türkiye şimdi bu iki bağımlılık arasında teraziyi bozarak bir tür kıskaçta kalmıştır. Çok tartışılmadı ama demokrasiyi, kuvvetler ayrılığını aşındıran bu ucube yönetim sistemi de böyle bir sıkışmışlığın neticesinde daha rahat gün yüzüne çıkmıştır. Türkiye neden burada kalsın! Hem batıyla hem doğuyla ilişkilerini ileriye götürebilir. İYİ Parti'nin bu ucube yönetim sistemini değiştirme iddiası bir yönüyle Türkiye'nin dış politikasını da yeniden onarabilmenin tezahürüdür.

...

Soru: Sizin Türk Dünyasıyla ilgili uzun yıllardır yürüttüğünüz çalışmalar var. Pek çok ödül aldınız. Partinizin bu dış politika anlayışında Türk Dünyası nasıl olacak?

Türk Dünyası benim için vazgeçilmez bir ideal. Çok az insanın bu konuda yazıp çizdiği bir dönemde karşılıklı ilişkilerimizin güçlenmesi adına her kademede ve olabilen her imkanı kullanarak mücadele ettim. O zamanlar hükümetin gündeminde çok geri sıralardaydı bu konu. Şimdilerde bu ilişkilere önem vermelerini ülkem adına elbette doğru bulurum. Türk Devletler Teşkilatı'nın başlangıcından geldiği bu noktaya kadar her aşamasında yer aldım. Oralar benim için artık yurtdışı değil dış yurtlardır. Ancak bugün artık ülkemin kendi ayakları üzerinde daha sağlam durabilmesi için Türk Dünyası çok daha önemli ve gerçekçi bir hal almıştır. Eğer güçlerimizi doğru ve işlevsel şekilde birleştirebilirsek 1.5 trilyon dolar milli hasılaya rahatlıkla ulaşabilir ve Türk dünyasını bir tür ticaret ve kültürel geçiş hattı yapabiliriz. Örneğin son dönemde konuşulan Trans-Hazar projesini yıllarca ben gündemde tutmak için çok uğraştım. Biz İYİ Parti olarak Türk dünyasını dış politika anlayışımızın kalbine yerleştireceğiz. Oradan güç ve heyecan alarak hem batıyla hem de Avrasya sahasıyla milletimize yakışan bir ilişki modeli kuracağız. Hiç uzağa gitmeye gerek yok Türk Dünyası Bakanlığı kurma projesi Türk siyasetinde sadece Meral Akşener'e aittir. Bu vesileyle tüm Türk Dünyasına da çağrıda bulunmak isterim ki İYİ Parti iktidarında bu sahadaki tüm kazanımlar korunacak ve her birisi çok daha ileri ve sağlam bir noktaya taşınacaktır."

kürşad zorlu iyi parti anaysa türk dünyası meral akşener aytunç erkin sözcü gazetesi