İYİ Partili Turhan Çömez'den DEVA'lılara: Parlamentoda Hesaplaşacağız
Ergenekon kupasının sanıklarından olan İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Adayı Turhan Çömez, Halk TV'de katıldığı programda Ergenekon kumpası mağduru olduğunu söyledi. Çömez, DEVA Partisi'nden CHP'ye geçen ve eski AKP'li Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i suçladı. Çömez, 'Parlamentoda kendisiyle hesaplaşacağız ve yaptıklarının, yapmadıklarının tek tek hesabını verecek' dedi.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Adayı Turhan Çömez, Halk TV’de katıldığı programda Ergenekon kumpası mağduru olduğunu söyledi. Çömez, DEVA Partisi’nden CHP’ye geçen ve eski Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’i suçladı. Çömez, “Parlamentoda kendisiyle hesaplaşacağız ve yaptıklarının, yapmadıklarının tek tek hesabını verecek” dedi.
“Babacan ve Yeneroğlu da Karşıma Çıksın”
Çömez, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’na da tepki gösterdi. Çömez, “Siz eğer böylesi alçakça kurgulanmış bir bir davanın arkasında duracak olursanız karşınızda parlamentoda beni bulacaksınız” diye konuştu. Çömez, Ergin’in Silivri zindanlarında FETÖ’cülerle pinpon oynadığı zamanları hatırlattı.
“12 Yıl Sürgünde Yaşadım”
Çömez, programda yaşadıklarını anlattı. Çömez, “Ben tam 12 yıl sürgünde yaşadım. Ömür boyu ağır hapisle yargılandım. Ardından 15 yıl ağır hapisle yargılandım. Hiç bir günahım yoktu, hiç bir kabahatim yoktu. Maddeleri tek tek dinlediğinizde ve gördüğünüzde anlayacaksınız, korkunç bir kumpasın neticesidir bunlar” dedi. Çömez, ailesinin de baskı gördüğünü söyledi.
Çömez şu şekilde konuştu:
"Hem Sadullah Ergin' sesleniyorum, hem Ali Babacan'a sesleniyorum, hem Mustafa Yeneroğlu'na sesleniyorum; siz eğer böylesi alçakça kurgulanmış bir bir davanın arkasında duracak olursanız karşınızda parlamentoda beni bulacaksınız. Ve Sadullah Ergin o dönemin kudretli Adalet Bakanı olarak Silivri zindanlarına giderek o dönem pinpon oynadığı günleri unutmasın ve parlamentoda kendisiyle hesaplaşacağız.
Bir kere daha söylüyorum: parlamentoda kendisiyle hesaplaşacağız ve yaptıklarının, yapmadıklarının tek tek hesabını verecek. Hala utanmadan, sıkılmadan, ittifak ortağı olmak her şekilde dediklerini onaylamak anlamına gelmez.
Çıksınlar benim karşıma teker teker konuşsunlar. Ben tam 12 yıl sürgünde yaşadım. Ömür boyu ağır hapisle yargılandım. Ardından 15 yıl ağır hapisle yargılandım. Hiç bir günahım yoktu, hiç bir kabahatim yoktu. Maddeleri tek tek dinlediğinizde ve gördüğünüzde anlayacaksınız, korkunç bir kumpasın neticesidir bunlar.
Benim 80 küsür yaşındaki babam jandarmalar tarafından götürüldü, "Oğlun nerede" diye hesap soruldu. Benim ailem devrin kaymakamı tarafından Bandırma'dan çağırılarak, "Siz hala bu adamın soyadını mı taşıyorsunuz?" diyerek soyadının değiştirilmesi istendi.
Böyle bir zulümdür o. Benim o zaman 16 yaşında olan oğlum, kolunda bir damar rahatsızlığı vardı, 60 tane polis evimi bastı ve kendisine dediler ki "Sen de baban gibi Ergenekoncu musun? Bu Ergenekon dövmesi mi?" diye hakaret ettiler.- İnanılmaz dramlar yaşadık, inanılmaz acılar yaşadık ve o dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'di.
Asla ve asla kendisini temize çıkartamaz. O dönemin savcıları ve hakimleri onun bakan olduğu bir bakanlıkta görev yaptıysa; hani Erdoğan diyordu ya; "Dicle'nin kıyısında bir kuzuyu kurt kapsa ondan ben sorumluyum" diye...
"Rezaletin Sorumlusu Sadullah Ergin'dir"
Adalet Bakanlığı'nda olan bütün bu rezaletin de sorumlusu Sadullah Ergin'dir.
Beni hepiniz biliyorsunuz. Asla ama asla lafı eğip bükerek konuşan bir insan değilim. Doğru olduğuna inandığım şeyi sonuna kadar savunurum, yanlışsa da yanlış olduğunu söyledim.
Burada hem Ali Babacan, hem Mustafa Yeneroğlu hem Sadullah Ergin yanlış bir yoldadır. Tekrar davayı açmak istiyorlarsa buyursunlar açsınlar o zaman teker teker Sadullah Ergin de orada hesap verecek."