Japon Otomotiv Üreticisi Suzuki, Türkiye'yi Üçüncü Sınıf Ülke Olarak Görüp, Defolu Parçalarla Üretilmiş Araçları İhraç Ediyormuş

TAKİP ET

Türkiye'nin itibarı her geçen gün düşüyor.

Emrah Aslan isimli bir sosyal medya kullanıcısının, Suzuki marka araç satın aldıktan sonra yaşadıkları Türkiye'nin düştüğü durumu gözler önüne serdi. Emrah Aslan, 2023 yılında sıfır model bir Suzuki araç satın aldıktan sonra aracında yaşadığı sorunları ve devamında gelişen olayları sosyal medya hesabı üzerinden açıkladı.

Ocak 2023'te aracını satın aldıktan bir süre sonra aracın koltuk iskeletlerinde paslanma olduğunu farkeden Aslan, aracını tamir edilmek üzere servise bıraktığını ancak servis tarafından "Tamirat mümkün gözükmüyor 4 yeni koltuk garantiden değişilecek. Fakat yeni gelenler de paslı gelebilir endişemiz var… " cevabını aldığını belirtti. Daha sonrasında ise Suzuki Genel Müdürlüğü'nün "Tamirat mümkün gözükmüyor, yeni koltuklar ile de değiştiremiyoruz. Size 1 bakım hediye edelim konu kapansın." cevabını vermesi üzerine Japonya'daki Suzuki fabrikasına mektup yazdığını belirtti.

Japonya'dan ise utanç dolu bir cevap verildiğini, kendisine gönderilen mektupta, Türkiye'yi üçüncü sınıf ülke olarak değerlendirdiklerini, üçüncü sınıf ülkelere sevkli üretimde defolu parçalar kullanıldığını ifade ettiklerini yazdı. Ayrıca gönderilen mektupta, Suzuki'nin Türkiye'deki mahkemelerin çok uzun sürdüğünü bildiğini ve alay eden bir ifadeyle mahkemede bol şans, bizi rahatsız etmeyin minvalinde cevap verildiğini belirtti.

Mahkemelerin gerçekten çok uzun sürmesi sebebiyle sürecin daha kısa sürmesi için hakem heyetine gittiklerini belirten Emrah Aslan, hakem heyetinin dosya için bilirkişi atadığını belirtti. Bilirkişi raporunda ise durumun tamamen üretici hatası olduğunun tespit edildiğini ve 54 bin TL tazminat kazandıklarını belirtti. Aslan, kararın ardından Suzuki'nin tüketici mahkemesine itiraz ettiğini ve yargı sürecinin başladığını ifade etti. Mahkeme sürecinde Suzuki'nin, durumun 'tüketici hatası' olduğunu iddia ettiğini ve kendilerinin, durumun aksi yönde olduğunu ve Türkiye'de bulunan bütün araçların benzer durumda olduğunu ancak Avrupa ülkelerinde durumun böyle olmadığını ispatladıklarını belirtti.

Bu gelişmelerin ardında Suzuki şirketinin avukatlarının kendilerini aradığını "Koltuklarınızı yenileri ile değiştirelim, tüm mahkeme masrafları da bize ait olacak, gelin mahkemeyi sonlandıralım" teklifinde bulunduklarını ancak kabul etmeyince yeni bir teklif ile gelip "Hem koltukları yenileyelim hemde 54 bin TL tazminatı ödeyelim. Mahkemeyi sonlandıralım." dediklerini ifade etti. Kendilerinin ise sadece belirledikleri şartların uygulanması durumunda sulh yapabileceklerini belirtti. Talep ettikleri şartları ise şu şekilde sıraladı:

"Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatandaşlarını ve yargı erkini aşağılayan zihniyete daha fazla ortak olmamak adına; Suzuki Yetkili Satıcısı ..Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş tarafından “üreticinin geri dönüşüme göndermesi gereken defolu parçaları ülkemiz de dahil olmak üzere “üçüncü sınıf ülke” addettikleri ihracat pazarlarına gidecek araçlarda tüketerek üretimlerine dahil etmesi” tutumunu reddederek kınadıkları konusundaki resmi bir mektupları Suzuki Global’e iletilecek, Suzuki Yetkili Satıcısı .. Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş tarafından dava konusu bedel ve tüm tazminatlarımızın karşılığı olan TL tutarının: %40’ı LÖSEV’e, %40’ı Çare Derneği’ne, %20’si Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği’ne bizim adımıza yatırılarak makbuzları sunulacak, Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş; hala bayilerinde paslı ayıplı olarak satılmaya devam edilen 2023 model sıfır araçlar da dahil olmak üzere, şu an aynı sıkıntıda olan tüm Suzuki tüketicilerinin araç koltuklarını yenileri ile değiştirmeleri amacıyla geri çağırmaya tabi tutacak. Haksız zenginleşen tarafın belli olmasını teminen; işbu dava muhatabı tüketicinin aracındaki ayıplı koltukları binlerce avroya mal olacak olmasına rağmen Almanya’ya yahut başka bir Avrupa destinasyonuna bizzat tüketici tarafından gidilerek tüm maliyetleri kuruşu kuruşuna tüketici tarafından karşılanacak ve Suzuki Yetkili Satıcısı ..Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş’den tek kuruş talep edilmeyecek ve bu amaçla bir üstte yer verilen geri çağırmadan da işbu dava muhatabı tüketici dışarda bırakılacaktır."

Mehmet Aslan'ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaların tamamı ise şu şekilde:

"Araçlar ve parçaları, ülkelere göre planlanır. Gelişmiş ülkelere yönelik üretimlerde kullanılamayan defolu parçalar, üçüncü sınıf ülkelere sevkli üretimlerde yer yer kullanılabilir…Yaşadığınız ülke, bir ABD veya Avrupa ülkesi değil. Türkiye vatandaşıymışsınız. Türkiye yargısında bol şanslar.” TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, VATANDAŞLARI VE YARGI ERKİNİ ÜÇÜNCÜ SINIF ÜLKE GÖREN BU ZİHNİYETE KARŞI BİR HUKUK MÜCADELESİNİN ÖYKÜSÜ: ÜST NOT: Aşağıda detayları ve tüm delillerin linkini konu eden bu paylaşım, Anayasamızın “yargılamanın aleniliği” ilkesine dair: “Madde 141 – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının KAPALI YAPILMASINA ANCAK GENEL AHLAKIN VEYA KAMU GÜVENLİĞİNİN KESİN OLARAK GEREKLİ KILDIĞI HALLERDE KARAR VERİLEBİLİR… Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır…” hükmü kapsamında yapılmaktadır. Türkiye’yi aşağılayan Suzuki markasının yerli ortaklarına karşı 17/01/2024 günü saat 11:35’te Ankara 5. Tüketici Mahkemesi’nde görülecek DURUŞMAYA TÜRKİYEMİZİN TÜM ŞEREFLİ BASIN MENSUPLARINI BEKLİYORUZ! AMACIMIZ; sadece bizlerin değil evlatlarımızın da geleceğini korumak ve Türkiye Cumhuriyetini üçüncü sınıf ülke görerek defolu parçalardan oluşan üretimlerin Türkiye’ye ihraç edilmesinin sona erdirilmesi için elimizden geldiğince mücadelemizi vermektir. Bu amaç doğrultusunda; Türkiye Cumhuriyetimizin şerefli basın mensuplarının işbu dava dosyasından kamuoyunu ve tüketicileri haberdar etmesi, böylelikle ayıplı araçlar konusunda başka mağduriyetlerin oluşmaması ve gelecekteki potansiyel mağdurların bilgi sahibi olması için bu paylaşım yapılmaktadır. Mahkemeye en baştan beri yaptığımız çağrı şuydu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hayatını tehlikeye atan birçok paslı ayıplı araç bulunduğu ve Suzuki tarafından halen bu şekildeki yeni araçların satışlarına devam edildiğinin Mahkemenize sunulan delillerimiz ile ispat edildiği gerçeğine istinaden, Değerli Mahkemenizin göreviyle bağlantılı olarak öğrendiği kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suç olup olmadığı konusunda yetkili makamlara bildirimde bulunulması temelinde DİLEKÇEMİZİN İHBAR KABUL EDİLMESİ… SUZUKİ’NİN AVUKATLARI: Av. A.B., Av. K.K., Av. S. K., Av. S.U.K., Av. Y.K., Av. S.G.F., Av. D.Ö., Av. Z.S. Bizim avukatımız: YOK. Davamızı vatandaş olarak kendimiz takip ediyoruz. TÜM DAVA SÜRECİMİZ bu dosyamızda: https://drive.google.com/drive/folders/1LSWTpKxIKZg79ST1GlRyYNdP_ITuRrXH?usp=drive_link… OLAYIMIZIN ÖZETİ: Ocak 2023’te sıfır aldığımız Suzuki Vitara aracımızın koltuk iskeletlerinde paslanmalar fark ettik. “SUZUKİ BOYA VE PASLANMAZLIK GARANTİSİ 3 YIL VEYA 100.000 KM’DİR (hangisi daha önce dolarsa).” (Kaynak: https://suzuki.com.tr/tr/otomobil/garanti-kosullari.html… )” Suzuki Şirketi Genel Müdürlüğü Müşteri Hizmetleri ile iletişime geçtik. Servise davet edildik. İlk başta tamirat yapacağız demişlerdi. Servise aracımızı bıraktık. Aracımızı teslim almaya geldiğimizde; “Tamirat mümkün gözükmüyor 4 yeni koltuk garantiden değişilecek. Fakat yeni gelenler de paslı gelebilir endişemiz var… “dendi. Daha sonra; Suzuki Genel Müdürlüğü: “Tamirat mümkün gözükmüyor, yeni koltuklar ile de değiştiremiyoruz. Size 1 bakım hediye edelim konu kapansın” dedi… Japonya’ya ve fabrikaya yazdık. Aldığımız utanç dolu cevapları özetle: Türkiye orası...Üçüncü sınıf ülke sevkli üretimde defolu parçalar kullanılabilir. Türk ortaklarımız bilgi verdi mahkeme sizde yıllar sürüyormuş, Türk yargısında bol şanslar bizi de bir daha rahatsız etmeyin oldu… Araştırdık, gerçekten de mahkeme yıllar sürüyormuş ve üstüne firmalara ödül oluyormuş. Zira yedi-sekiz yıl sonra sonuçlanan davaları tüketici kazansa bile, aracı firma yıllar sonra alıp, yıllar önceki satıldığı fatura bedelini tüketiciye iade ediyormuş…Konu çok çetrefilli maalesef. Linkteki dosyamızda bu konuda bir bilgi notumuz da var. Durum böyle olunca, kısa sürsün diye cüzi bir rakamla hakem heyetine başvurduk. Davaya gitmedik, çünkü dava mahkemeye direk gidince 7 yıl sürüyor, hakem heyeti üzerinden gidilirse 1 veya 1,5 yılda bitiyor süreç. Çünkü hakem heyeti sonrası Mahkemeye itiraz edilince Mahkeme kararı kesin. Yani o karara karşı temyiz/istinaf vb. bir itirazda bulunulamıyor. Tüketici hakem heyeti dosyamız için bilirkişi atadı. BİLİRKİŞİ RAPORUNDA TAMAMEN ÜRETİM HATASI OLDUĞU TESPİT EDİLDİ! Ve 54 bin TL kazandık. Tüketici hakem heyeti kazanmamız sonrası, Suzuki; Tüketici Mahkemesine itiraz etti ve yargı süreci başladı… Mahkemeye savunmaları özetle şuydu: “Kendi ıslatmış tüketici hatası, bizim üzerimizden para kazanmaya çalışıyor. Biz bastan beri tüketici hatası dedik…” diye yalan beyanat verdiler. Delil olarak da servis kayıtlarını vereceğiz dediler. Biz de bilimsel olarak pas nedir, nasıl oluşur, koltuk iskeletlerinde paslanmanın ciddi bir konu olduğunu uluslararası alanda önde gelen bir üniversitedeki bir profesör ile istişare ederek Tüketici Mahkemesine uzun uzun tüm bilimsel kaynakçası ile yazdık. Ayrıca tüm uluslararası anlaşmalar temelindeki milletlerarası mevzuat ve ulusal mevzuat listesini de madde madde dilekçemizde yazdık. Koltuk iskeletlerindeki paslanmanın bilimsel araştırmalara konu olmuş sonucu özetle şuydu: “Pas, metali zayıflatan ve kırılgan hale getiren bir korozyon şeklidir. Koltuk iskeletleri paslanmışsa, darbe kuvvetine dayanamayabilir ve koltuğun yapısal bütünlüğünü ve emniyet kemerleri ile hava yastıklarının bağlantı noktalarını tehlikeye atarak kırılabilir veya bükülebilir. Bu da emniyet kemerlerinin yolcuları düzgün bir şekilde tutamamasına veya hava yastıklarının yanlış açılmasına ya da hiç açılmamasına neden olabilir. Bu nedenle, araç koltuklarının paslanmış metalleri ciddi bir kazada hayati tehlike yaratabilecek yaralanmalara neden olabilir…” Konu hakkındaki en önemli mevzuatlardan biri de şuydu ve bunu da Mahkemeye yazdık: “Koltuklar, Bunların Bağlantıları ve Baş Destekleri ile İlgili Olarak Araçların Onaylanmasına İlişkin Yeknesak Hükümler Hakkında Birleşmiş Milletler Regulasyonu No 17-10”. Bu Regulasyon ülkemiz tarafından da ulusal mevzuatımıza aktarılmış ve şöyle demekte: “koltuklar ve bağlantıları, yüksek gerilimlere dayanacak ve bir çarpışma durumunda yolcuların yaralanma riskini azaltacak şekilde tasarlanmalı ve inşa edilmelidir.” Tüm bunları Mahkemeye yazdık, bununla da kalmadık ve yaşadığımız şehirdeki Suzuki sıfır araç satışı yapan bayilerini gezdik. Sonuç netti: bayilerinde satışta olan tüm sıfır araçların en üst paketteki modelleri de paslıydı! Ve Mahkemeye “SUZUKİ TÜRKİYE TARAFINDAN SATIŞA SUNULAN BİRÇOK SIFIR ARAÇ VE YİNE TANITIMI YAPILAN TEST ARACI OLARAK KULLANILAN 2023 MODEL SIFIR ARAÇLAR DA PASLIDIR! şeklinde yazarak hepsinin videosunu da delil olarak verdik. Linkteki deliller videosunda bunlar da görülebilir…(*Muhtemelen başka tüketicilerin satın almış olabileceği bu paslı Suzuki araçların linkteki videolarında şase no kısımlarını, araç sahiplerinin kişisel mülkiyetine karşı bir hak ihlali yapmamak için videolarımızda gizlemeye özel önem verdik.) Mahkemeye sunduğumuz bir diğer delilimiz ise; “BENİM ARACIMDA DA PAS VAR” şeklinde paylaşım yapan diğer insanların mesajlarıydı. Sadece Türkiye’den değil “üçüncü sınıf ülke görülen başka ülkelerdeki” Suzuki Vitara sahibi bir kişiler de; benim aracımda da bu sorun var şeklinde sosyal medyadan bildirimde bulunmuştu. Linkteki ekte görülebilir. İşin ilginci; AVRUPA KONUMLU SUZUKİ VİTARA GRUPLARINA DA BU SORUNUN ORADA DA OLUP OLMADIĞINI SORDUK. ANCAK AVRUPA ÜLKELERİNDEN BİR KİŞİ BİLE BENDE DE VAR DEMEDİ! BU REALİTE MAALESEF SUZUKİ’NİN “ÜÇÜNCÜ SINIF ÜLKE SEVKLİ ÜRETİM” YAKLAŞIMININ BİR SONUCU…GERİ DÖNÜŞÜME GÖNDERİLMESİ GEREKEN DEFOLU PARÇALAR “ÜÇÜNCÜ SINIF ÜLKE” ADDETTİKLERİ İHRACAT PAZARLARINA GİDECEK ARAÇLARDA TÜKETİLEREK ÜRETİMLERİNE DÂHİL EDİLİYOR! Suzuki tarafından “delilimiz var, tüketici hatası dedik en baştan beri, Mahkemenize vereceğiz bizden celbini isteyin “ dedikleri Servis kayıtları için biz de; Mahkemeye yazılı olarak şunu dedik: “aracımızı servise götürdüğümüz günden sonra herhangi bir ekleme çıkarma oynama var mı bilişim teknolojisi ile kolaylıkla tespit edilebilir, servis kayıtları için bilirkişi istiyoruz. Mahkemenize biz bunu isteyince, Mahkemenizle alay etmeye devam edecekler ve celbini bizden isteyin dedikleri ve Değerli Mahkemenizce de celbini istediğiniz servis kayıtlarını da silecekler, vermeyecekler Mahkemenizle alay etmeye devam edecekler”. Ve komedi devam etti: Suzuki Şirketinin Mahkemeye yazılı olarak servis kayıtlarını delil olarak vereceğiz iddiası da, tamamen yalan çıktı. Çünkü bir üst maddedeki yazılı başvurumuzun hemen sonrasında Suzuki Yetkili Servisleri “bu aracın hiçbir servis kaydı bulunamamıştır” şeklinde Mahkemeye yazılı beyanat verdi! Yorum sizlerin... Akabinde Suzuki Şirketinin avukatları bizi aradı. Koltuklarınızı yenileri ile değiştirelim, tüm Mahkeme masrafları da bize ait olacak, gelin Mahkemeyi sonlandıralım teklifi yaptılar. Biz de sulh şartlarımızı sıraladık, sadece bu şartlarda uzlaşırız dedik. Yine aradılar, bu sefer hem koltuklarınızı değiştirelim hem de 54 bin TL tazminat verelim Mahkemeyi sonlandıralım dediler. Biz de zaten Mahkemeye de yazılı verdiğimiz aşağıda yer alan sulh şartlarımızı sıraladık ve ya bunların üçü de kabul olur, ya da hiçbir şekilde sulh olmaz. Bir maddeyi bile kabul etmezseniz, bir daha bizi aramayın, gereksiz zaman kaybı istemiyoruz dedik. Sulh şartlarımız ŞUYDU: Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatandaşlarını ve yargı erkini aşağılayan zihniyete daha fazla ortak olmamak adına; Suzuki Yetkili Satıcısı ..Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş tarafından “üreticinin geri dönüşüme göndermesi gereken defolu parçaları ülkemiz de dahil olmak üzere “üçüncü sınıf ülke” addettikleri ihracat pazarlarına gidecek araçlarda tüketerek üretimlerine dahil etmesi” tutumunu reddederek kınadıkları konusundaki resmi bir mektupları Suzuki Global’e iletilecek, Suzuki Yetkili Satıcısı .. Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş tarafından dava konusu bedel ve tüm tazminatlarımızın karşılığı olan TL tutarının: %40’ı LÖSEV’e, %40’ı Çare Derneği’ne, %20’si Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği’ne bizim adımıza yatırılarak makbuzları sunulacak, Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş; hala bayilerinde paslı ayıplı olarak satılmaya devam edilen 2023 model sıfır araçlar da dahil olmak üzere, şu an aynı sıkıntıda olan tüm Suzuki tüketicilerinin araç koltuklarını yenileri ile değiştirmeleri amacıyla geri çağırmaya tabi tutacak. Haksız zenginleşen tarafın belli olmasını teminen; işbu dava muhatabı tüketicinin aracındaki ayıplı koltukları binlerce avroya mal olacak olmasına rağmen Almanya’ya yahut başka bir Avrupa destinasyonuna bizzat tüketici tarafından gidilerek tüm maliyetleri kuruşu kuruşuna tüketici tarafından karşılanacak ve Suzuki Yetkili Satıcısı ..Otomotiv ve Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama A.Ş’den tek kuruş talep edilmeyecek ve bu amaçla bir üstte yer verilen geri çağırmadan da işbu dava muhatabı tüketici dışarda bırakılacaktır. 21. Akabinde ise; duruşmanın öne alınması/hızlandırılması konusunda şu gerekçelerle Mahkemeye başvuruda bulunduk: · “ÜRETİM HATALI OLAN ARACIMIZI BU ŞEKİLDE KULLANMAYA DEVAM ETMEMİZİN BİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ TÜKETİCİLERİ İÇİN BİR TEHLİKE TEŞKİL ETTİĞİ dikkate alınarak; · KARŞI TARAFÇA DİLE GETİRİLEN “KESİNLİKLE ÜRETİM HATASI DEĞİL, TÜKETİCİ HATASIDIR” İDDİASI DİKKATE ALINARAK; · Yine karşı tarafça, Suzuki Motorlu Araçlar Pazarlama Anonim Şirketinin aynı ve tek olan suzuki şirket içi veri tabanını kullanmalarına rağmen dava konusu aracımıza dair kendilerinin erişimi altındaki suzuki servis kayıtlarının bile celbini istedikleri dikkate alınarak; Akabinde tamamen kanun dışı bir şekilde SATIŞ SONRASI HİZMETLER YÖNETMELİĞİNİ DE ALENEN İHLAL EDEREK “servis kayıtları bulunamamıştır” açıklamasını haiz bir beyanatla eşgüdümlü ve organize bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını yok sayarak KENDİ ELLERİNDEKİ SERVİS KAYITLARINI BİLE MAHKEMENİZE SUNMAMALARI dikkate alınarak; · Değerli Mahkemenize sunduğumuz onlarca delilimizile konunun 6502 sayılı Kanun kapsamında GALAT-I HİLKAT OLDUĞUNUN DEFAATLE TARAFIMIZCA İSPAT EDİLDİĞİ dikkate alınarak; · Cevap Dilekçemizin 5 inci sayfasında da belirtildiği üzere: “SUZUKİ BOYA VE PASLANMAZLIK GARANTİSİ 3 YIL VEYA 100.000 KM’DİR (hangisi daha önce dolarsa).” (Kaynak: https://suzuki.com.tr/tr/otomobil/garanti-kosullari.html… )”3 YIL 100 BİN KM BOYUNCA PASLANMAZLIK GARANTİSİ İLE SATILAN BİR ARACIN İÇİNİN PASLI OLMASI VE BU DURUMUN SATIŞTAKİ SIFIR BİRÇOK SUZUKİ ARAÇTA DA BULUNDUĞU DELİLLERİNİN MAHKEMENİZE TARAFIMIZCA DEFAATLE SUNULMUŞ OLMASI DİKKATE ALINARAK; · TL- döviz kuru volatilitesinin olumsuz şekilde yukarı yönlü dalgalanması nedeniyle ARACIMIZIN KENDİ İMKANLARIMIZ İLE TARAFIMIZCA ALMANYA’YA GÖTÜRÜLEREK KOLTUKLARININ DEĞİŞTİRİLMESİNİN MALİYETİNİN HER GEÇEN GÜN BİZİM İÇİN DAHA DA ARTMASI dikkate alınarak; · “bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını gerekli ve zorunlu kılan niteliği; kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği gerçeği; kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan gelen, olağanüstü, olağan dışı ve mutat ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durum” olan DAVAMIZIN YUKARIDA ZİKREDİLEN UNSURLARI İLE TARAFIMIZ İÇİN TAMAMEN BİR MÜCBİR SEBEP arz etmesi dikkate alınarak; · HMK’NIN “gecikmesinde zarar olan hâllerde” CEVAZETİ dikkate alınarak; · Dava dosyamıza dair HMK kapsamında tüm TARAFLARDAN GELEN CEVAP/BAŞVURU DİLEKÇELERİ, SERVİS KAYIT BİLDİRİMLERİ VE DELİL TOPLAMA PROSEDÜRLERİNİN TAMAMLANMIŞ OLMASI DİKKATE ALINARAK; · NİHAİ OLARAK DA “TÜKETİCİ HATASIDIR” İDDİASINA KARŞIN SUZUKİ BAYİLERİNDE HALA SATIŞTA OLAN BİRÇOK AYNI ÜRETİM HATALI ARACIN BULUNMASI IŞIĞINDA DAVANIN TÜM BOYUTLARIYLA NETLİK KAZANDIĞI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK; Değerli Mahkemenizin zamanını ve biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tüketicilerinin hayatını çalmaya devam ederek TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ, VATANDAŞLARINI VE YARGI ERKİNİ ÜÇÜNCÜ SINIF GÖREN BU ZİHNİYETE AİT FİRMALARIN EŞGÜDÜMLÜ OLARAK SERGİLEDİKLERİ BU UTANÇ DOLU OYUNA GECİKTİRİLMEKSİZİN BİR AN ÖNCE SON VERİLMESİNİN VATANİ BİR GÖREV OLDUĞU MÜTALAASIYLA, MAMAFİH İÇERİSİNDE BULUNDUĞUMUZ KONUNUN VAHAMETİ IŞIĞINDA; dava duruşmamızın ve nihai kararınızın -tarafımızca arzu edilmemekle birlikte- olası bir durumda 2024 yılına sarkıtılması halinde konunun maddi ve manevi yükünün Mahkemenizin değerlendirmelerine sunulması zorunluluğu doğmuş olup; DEĞERLİ MAHKEMENİZİN2023 YILI ARALIK AYININ EN GEÇ İLK İKİ HAFTASI İÇERİSİNDE HERHANGİ BİR GÜNDE DURUŞMA BOŞLUĞUNUZUN BULUNMASI HALİNDE DAVAMIZIN BU TARİHLERDE MAHKEMENİZ GÜNDEMİNE ALINARAK NİHAİ KARARA BAĞLANMASINI SAYGILARIMIZLA TALEP EDERİZ.” 22. Maalesef, bu hızlandırma başvurumuza herhangi bir yazılı dönüş yapılmadı… ve davamız 2024’e kaldı. 23. Aşağıda ise bizim Mahkemeden talep ettiklerimizin ve tüm delillerimizin listesini görebilirsiniz: TALEPLERİMİZ: 6502 sayılı Kanunun “Tüketicinin seçimlik hakları” başlıklı: MADDE 11- (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, (5) Tüketicinin … ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. amir hükmü ile 27.10.2023 tarihli dilekçemiz ve 09.11.2023 tarihli dilekçelerimizde yer alan gerçekler ve izahatlar ışığında İVEDİLİKLE; 1. Tamamen yalan, iftira dolu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialara haiz davacının itirazlarının tümünün REDDİNE 2. Mahkeme konusu edilen Tüketici Hakem Heyeti’nin “ayıp oranında bedelden indirim” kararının uygun bulunmasına, 3. Ayıplı malın satılması fiilinin gerçekleştiği tarih olan 06.01.2023 tarihinden itibaren yasal faizinin de işletilerek davacıdan tahsiline, 4. Ayıplı aracın şoför ve yolcu can güvenliğine olumsuz etkisi, olabilecek değer kaybı ve tarafımızca gurur duyduğumuz “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” olmamıza istinaden karşı tarafın takındığı, külliyen reddettiğimiz çirkin zihniyeti de dikkate alınarak 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca model adı “Suzuki Vitara 1.4 MHEV 6AT AllGrip GLX Premium (Tek Renk)” olan aracın Değerli Mahkemenizin karar tarihindekigüncel liste fiyatının yüzde yirmisinden az olmamak üzere yasal faizi ile birlikte tazminatının da davacıdan tahsiline, 5. Yargılama masrafları ve davaya ilişkin olabilecek diğer tüm masrafların da karşı taraftan tahsiline, karar verilmesi ile Cevap Dilekçemizin 22 nci maddesinde yer alan hususlar hakkında Türk Ceza Kanunu kapsamında gerekli değerlendirmenin Savcılık Makamınca yapılmasını teminen dava dosyasının bir örneğinin Değerli Mahkemenizce, ivedilikle Savcılık Makamına da iletilmesi hususlarında gereğini saygılarımızla arz ve talep ederiz. HUKUKİ DELİLLERİMİZ: 29.11.2023 TARİHİNDE SATIŞTA OLAN 2023 MODEL SIFIR VE AYIPLI SUZUKİ VİTARA ARACIN DELİLİ. İki nüsha olarak flash bellek halinde Mahkemenize elden teslim edilmiştir. Bayilerindeki sıfır 2023 model satıştaki bir başka paslı ayıplı aracın videosu (09.11.2023 tarihli dilekçemizde sunulmuştu). Başka kişilerin Suzuki Genel Müdürlüğü ile yazışmasının delili (09.11.2023 tarihli dilekçemizde sunulmuştu). ARAÇ KAMERAMIZDAKİ KAYIT ÖRNEĞİ (09.11.2023 tarihli dilekçemizde sunulmuştu). Suzuki Genel Müdürlüğü Müşteri Hizmetleri ile yapılan telefon görüşmeleri kayıtları (üçüncü kez celbini talep etmekteyiz). Suzuki servis kayıtları -Suzuki ile aracımızın buluştuğu tek yer ANKARA’DA YER ALAN “SUZUKİ .. YETKİLİ SERVİSİ”DİR (09.11.2023 tarihli dilekçemizde sunulmuştu). (*Sistemlerinde yapabilecekleri her türlü sonradan oynamanın günümüz bilgi teknolojisi ile kolaylıkla tespit edilebileceği malumlarıdır. Mahkemenize beyan ettiğimiz tüm hususların sonuna kadar arkasındayız. Mezkûr servisçe sunulacak servis kayıtlarında; Mahkemenize bu zamana kadar yaptığımız “tek bir “savunmamızın bile aksi yönünde” kayıtlar konularak tahrifat yapılması halinde, en son 20.05.2023 günü saat 10.00’da aracımızın kendilerine teslim edilmesi dikkate alınarak 20 Mayıs 2023 tarihi sonrasında servis kayıtlarında sonradan ekleme-çıkarma-oynamanın yapılıp yapılmadığı konusunda gerekli tespitin yapılmasını talep etmekteyiz. Bu amaç kapsamında; bilgi teknolojileri (IT) alanında uzman bir bilirkişinin de dahili ile servis kayıtlarının incelenmesini ve bulgularının yerinde anlık olarak Mahkeme Heyetinize aktarılmasını sağlamak üzere -aynı ilde yer alan- Mahkeme Başkanlığınızın KEŞİF heyetince bu incelemeye başkanlık edilmesini, dava taraflarını ve beraberlerinde birer IT uzmanın da bu incelemede bulunmasına izin verilmesini saygılarımızla talep ederiz.) 27.10.2023 tarihli dilekçemiz ve 09.11.2023 tarihli dilekçelerimiz. Servis teknik anlatım kaydı (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 1) Araç kameramızdaki video kaydı (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 2) Suzuki Türkiye ve Suzuki Global Facebook ekran video kayıtları (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 3) Bayilerinde satışa sunulan sıfır aracın videosu (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 4) Diğer insanların “benim aracımda da pas var” paylaşımları (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 5) Tamiratı kabul ettiğimizi herkese paylaşmıştık delili (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 6) Süreç hakkındaki Facebook paylaşımlarımız (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 7) Fatura örneği (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 8) Mail delili ve iletilen ilk video kaydı (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 9) Coşkunlar otomotiv ile yapılan Whatsapp yazışmaları (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 10) Suzuki Vitara üretim fabrikası Macaristan, Suzuki Japonya, Japonya Dışişleri Bakanlığı ve Japonya Ankara Büyükelçiliği ile yazışmalar (27.10.2023 tarihli dilekçemiz Ek 11)."

otomobil türkiye suzuki