Kadri Gürsel: İslamcıların Demokratikleşme İmkanı Olduğunu Zanneden Liberal Gafiller Oldu

TAKİP ET

Kadri Gürsel, AKP'nin "demokratikleşme" iddiasına destek veren liberalleri ve siyasal İslam'ı eleştirdi.

Halk TV'de yayımlanan Konuşmasak Olmaz programında İsmail Saymaz ve Kadri Gürsel, Adana'da Furkan Vakfı mensuplarına polis ekiplerinin sert müdahalesini değerlendirdi.

AKP'nin iktidara gelişi ve bugünkü tek adam sistemine ulaştığı süreci değerlendiren Kadri Gürsel, "Bu başörtüsü yasakların demokratikleşme gündeminin parçası olarak gerçekleşmedi. Tam tersine otoriterleşme zemininde siyasal İslam'ın devleti ele geçirmesi ve gücünü artırması sayesinde oldu. Yani bir güç sayesinde gerçekleşti ve işte o gücün tatbikini görüyoruz" dedi.

"Ama bu şu demek değil: Yani İslamcıların demokratikleştirmek gibi bir imkanı vardı da bu imkanı kullanmadılar. Bunun var olduğunu zanneden liberal gafiller oldu geçmişte" diyen Gürsel, "Bu arada liberalizmi kötülüyor falan değilim. Türkiye'deki tezahürünü, kendine liberal diyerek Türkiye'deki demokrasinin tadil edilmesine objektif olarak destek verenler, bu halleriyle, evet onları telin ediyorum bir kere daha. Neticede siyasal İslam'ın demokratikleştirmek gibi bir kapasitesi yok" diye konuştu.

İsmail Saymaz'ın "İddiası var mı?" sorusu üzerine Kadri Gürsel, "İddiası sözde vardı o zaman. O iddiaya kananlar oldu. Ama o iddiayı kananlar aslında siyasal İslam'ı anlamadıkları ya da kötü niyetli oldukları için kandılar ya da kanarmış gibi yaptılar. Neticede siyasal İslam'ın Türkiye'de devleti ele geçirmesi, iktidarını perçinlemesi ve Türkiye'yi 'sorunlu' demokrasiden tamamen uzaklaştırıp otoriterleştirmesi, aslında kendi haline bırakıldığında varılacak doğal nokta, doğal sonuçtur" ifadelerini kullandı.

Kadri Gürsel şu ifadeleri kullandı:

"Bu durumda bile şu Adana'da yaşananlar bize o Furkan Vakfı var ya, laikliğe düşman, demokrasiye düşman... onların en çok laikliğe muhtaç olduğunu gösterdi. Çünkü siyasal İslamcının bir kanadı, diyelim ki bu Türkiye örneğinde olduğu gibi ana kanadı gücü ele geçirdiğinde kendisi gibi olmayanlara zulmediyor. Burada gördüğümüz gibi. Kendisine ram olmayan İslamcılara da zulmediyor. İslamcıları İslamcılardan koruyacak yegane formül laikliktir. 
...
Her demokrasinin kendisini, demokrasiye karşı hoşgörüsüz olan siyasi akımlara karşı koruma hakkı vardır. Yani demokrasiye, özgürlüklere karşı hoşgörüsüz olanlara karşı, o nispetle değil ama, varlığını sürdürmek için hoşgörüsüz olma hakkı vardır. Hukukta vardır bu. Türkiye bunu yarınki demokratik geleceğinde düşünmeli, tartışmalı ve yerine, ayakları üstüne oturtmalı. Türkiye'yi demokrasiden uzaklaştırmak, hukuku ayaklar altına almak, anayasayı uygulamamak, keyfi ve baskıcı bir yönetimi tatbik etmek nedir? Demokrasiye karşı hoşgörüsüz olmaktır. Demokrasinin sonudur. Demokrasi kendini savunmalı. Uyanık olmalı. Bunun demokrasinin kural ve kaideleri, hukukun üstünlüğü anlayışı içerisinde nasıl olabileceğini, demokrasinin kendisini demokrasi düşmanlarından koruyabilmek için demokrasiden uzaklaşmadan, hukuku ayaklar altına almadan nasıl reaksiyon gösterebileceğini de düşünmeliyiz. Bütün bu gördüğümüz manzaranın geleceğe kalacak düşünce bakiyesinin bu olduğu kanaatindeyim."

İsmail Saymaz ise Gürsel'e cevaben "Bunun için bir anayasal düzenlemeye ihtiyaç var. Bu gerekliliğe ben de inanıyorum ama bunu gerçekleştirecek bir anayasal mekanizma yok. Almanya'da var mesela 'Anayasayı Koruma Örgütü' var ve bu her yıl demokrasi için tehdit listesi yayımlıyor ve takip ediyor. Toplumu da uyarıyor 'Bunlara dikkat edin' diye" dedi.

kadri gürsel islamcıların demokratikleşme imkanı olduğunu zanneden liberal gafiller oldu demokrasi kendini savunmalı ismail saymaz